29 Eylül 2012 Cumartesi

Sevdiğime Değil Hala Yaşadığıma Ağlıyorum...!

Bir An Gelir Nefes Alırsın Yaşayamazsın...
Yaşarsın Ama Anlamazsın...!
Şu Sıralar Nefes Alıyor Yaşamıyorum...
Yaşıyorum Anlamıyorum...
Karışık Hallerde Çaresizliğin En En Doruk Noktasında Umudumu Ayakta Tutmaya Çalışıyorum...

Nedenini Bilmediğim Bir Keder Akıyor Damarlarımdan...
Kalbimin Üstünde Binlerce Bıçak Ağzı...
Yüzüm Ömrümün Atlası, Düzlükleri Bunaltı, Yükseklikleri Korku, Uçurumları Yıkıntılarımla Dolu Bir Engebeler Atlası...
Yağmur Yağıyor...
Gökten Değil, Yüreğimin Boşluğundan Ömrümün Issız Toprağına ve Ben Sonsuz Bir Düzlükte Küçücük Silik Nokta Gibi Eriyip Gidiyorum...
Seslensem Kim Duyar Sesimi Yalnızlıklar Katından?
Yaşama Sevinci Adına Bir Tutamağım Kalmadı, Bir Garip Boşlukta Çiviliyim Günlerdir Gözbebeklerimden...
Sahi Nedir Yaşamın Anlamı?
Geriye Dönüyorum Sık Sık Yanıt Aramak Adına, Yüreğimin Silik İzler Bırakıp, Ağır Yükler Aldığı Zamanın Derin Denizlerine...
Bakıyorum Umut Karamsarlığın, Sevinç Acının Azıcık Soluk Almasından Başka Ne ki?
Yaşamsa Gerçekle Düşün Umutsuz Bir Savaşı...
Her Şeyi İçine Alan Kocaman Bir Yansama Değil mi Yoksa?
Bir Söz İnsanın Neresinden Doğar Dersiniz?
Dilinden mi, Yüreğinden mi, Aklından mı?
Düşlerinden mi Yoksa Gerçeğinden mi?
Ve Kaç Kapıdan Geçip Yerini Bulur Bir Başka İnsanda?
Yerini Bulur mu Gerçekten?
Yaşamak Bir Can Sıkıntısı mıdır?
Her Şeyi İyi Yanından Görmeyi Kim Öğretti Bize?
Acıyı Görmeyen İnsan, Umutsuzluğu Yaşamayan, İliklerine Dek Kederin İşleyip Yaralamadığı Bir İnsan, Mutluluktan, Umuttan, Sevinçten Ne Anlar?


Hala Yaşıyorum Neden?!
Kim bilir Ne Zaman Dinecek Bu Gözyaşları...
Bu Merhametsiz Koşu Ne Zaman Bitecek...
Yoruldum Artık!
Bir An Önce Bu Koşu Bitsin İstiyorum...
Şimdi Seni Sevdiğime Değil, Yaşadığıma Ağlıyorum...!


Sen "Ol" De Allah'ım "Ol" De Olur...!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.