25 Ekim 2017 Çarşamba

Sana "Gel!" Demeyeceğim...

Her Gece Vakitsiz Aklıma Gelişlerin, 
Vakitsiz Gidişlerin Yangın Yerine Çeviriyor İçimdeki Yerini...
Ben ki Yıllarca Sensizliğin Güncesini Tuttum,
Her Sayfasına Seni Anlattım,
Satırlarca,
Sayfalarca Seni Yazdım,
Seni Yazdıkça Cümlelerim Azaldıkça,
Aşkım Çoğaldı,
Kalp Atışlarımda Adını Mırıldandım,
Aşkımı Fısıldadım,
Sensiz Gecelerin Koynunda 
Hep Öksüz,
Hep Yetim Sabahladım,
Ama Hangi Yöne Dönersem Döneyim,
Gözlerimi Hep Gözlerinde Buldum...
Sen Bilmiyordun Belki Ama, 
Ben Hiç Sensiz Kalmadım... 
Her Saniyem, 
Her Dakikam, 
Yaşadığım Her Gün Senle Doluydu... 
Günlerce, 
Gecelerce Yastığımda Çoğalttım Özlemlerimi,
Sesinin Tınısını Duydum İçimde,
Ellerini Parmak Uçlarımda,
Özenle Büyüttüm Seni Ruhumda,
Her Yanım Eksik,
Her Hücrem Yaralı Olsa da, 
Ben Hergün Sensizlikte Seni Yaşayıp, 
Özlemimi Giderdim... 
Hayatın Taşlı Yollarından Geçerken,
Sen Sığınağım Ol İstedim,
Yatağa Uzanıp,
Gözlerimi Yumduğumda,
Düşündüğüm Sen Ol İstedim,
Ama Sen Öldürdün İçimdeki Sevinçleri,
Aşkı Hüzün Rengine Boyadın,
Matem Yükledin Gözlerime...
Gönül Zindanına Düşürüp,
Bakışlarınla Zincire Vurdun,
Aşkının Kölesi Yaptın,
Ne Yaparsam Yapayım Kurtulamadım,
Zincirleri Kıramadım...
Ne Çözebildim Kendimi Senden,
Ne Sen Çözüldün Benden...
Gönlümdeki Aşkına Umutla, 
Sıkı Sıkı Sarılıp Kendimi Aradım Sende,
Ama Bir Buldum,
Bir Bulamadım,
Canım Yandı,
Uykularım Kaçtı,
Ama Yüreğim Seni Sevmekten Usanmadı...
Çünkü Seni Sevmek; Sevmelerin, 
Sevdaların,
Aşkların Ötesinde Bir Şeydi...
Sonsuzluğun Kapılarını Seninle Aralayıp, 
En İmkansız Duyguları Kucaklamaktı,
Gecemde,
Yıldızlarda,
Ve Sığındığım Karanlığımda,
Hayallerimde,
Yalnızlığımda,
Üşüten Sessizliğimde Seni Bulmaktı...
Seni Sevmek; Unutulmaz Bir Sancı,
İliğime İşleyen Bir Kordu...
Seni Sevmek; İçimde Dolanan Ateş,
Aşkınla Oluşmuş Bir Yanardağdı...
Seni Sevmek; Biraz Sen Kokmak,
Tenine Karışmak, 
Dudaklarımı Dudaklarınla Buluşturmaktı...
Bazen Bir Şiir Dizesiyle,
Bazen Bir Melodiyle Sızdın Gönlüme... 
Sen Bana Estikçe,
Düşüncelerimde Gezdikçe,
Tıkandı Gönlüm Sende...
Oysa Gel Desen Gelirdim...
Zincirleri Kırar,
Engelleri Aşar,
Aşkı Öğretmek İçin,
Aşka Susamışlığını Gidermek İçin, 
Senin İçin, 
Kendim İçin,
Aşk İçin Gelirdim...
Çünkü Sen Rüya Değildin,
Gerçek tin,
Her Sabah, Yine,
Yeni,
Yeniden Aşık Olduğumdun...
Sensizlik Yüreğimi Talan Etse de,
Sensin En Çok Sevilendin,
Beni Böyle Dağıtıp, 
Boyun Eğdirendin... 
Sendin İşte Özlenen,
Gecelerimi Rüyaya Dönüştüren...

Sana Olan Aşkım Aşkların En Güzelidir,
Yalnız Seninledir...
Canımı Acıtsan da,
Gözlerimi Ağlatsan da Diyebildiğim; Sen Bir Ömürsün,
Ömrümsün,
Ben mi? 
Ayaklarının Altında Ezilen Tozum...!

Ben Susmaları Senden Öğrendim,
Benim Dünyamda Susmak Yoktu Daha Önce, 
İçim İçime Sığmazdı, 
Senin Suskunluğunla Karşılaşınca,
Biriktirmeye Başladım Her Şeyi...
Ruhumdan Silinmiş Değilsin,
Nefes Alıyorsun Kendi Boşluğunda,
Ruh'un Hala Ruhumun Alacakaranlığında...
Dur...! 
Gitme Demek İsterdim,
Sadece Gitme...
Kal Yanımda, 
Sadece Kal,
Sus...! 
Sadece Dinle,
Sana Olan Aşkımı,
Seni Seven Kalbimi,
Sadece Dinle,
Ama Ben Artık Sana "Gel!" Demeyeceğim,
Sana Ulaşmak İçin Çaba Sarfetmeyeceğim,
Giydiğim,
Ve Bundan Sonra da Giyineceğim "Sen" Elbisesi Olsa da,
"Gel!"leri Sildim Lügatımdan,
Sadece Bekleyeceğim,
Her Yol Kesişiminde,
Sana Çıkmayan Her Yolun Tamamında,
Çıkmaz Sokakların Hepsinde...
Belki Kızacağım Kendime,
Belki de Kavga Edeceğim Kendimle,
Ama Ne Olursa Olsun Sana "Gel!" Demeyeceğim Yine de...
Ben Her Hece de Seni Okuyup,
Her Şarkıda Seni Mırıldanacağım,
Durup Dururup Gülümseyeceğim Belki,
Kimse Anlamayacak Aklımdan Senin Geçtiğini...
Bazen "Sen" Akacak Gözpınarlarımdan, 
"Sen" Susacağım Çığlık Çığlığa, 
Hayallerini Yaşayacağım, 
Kimse Bilmeyecek... 

Bir Bilsen...!
Öyle Kızıyorum,
Öyle Kızıyorum ki Sana,
Hayatıma Girip İnanmadığım Aşkı Bana Öğrettin Diye, 
Ama En Çokta Kendime Kızıyorum, 
Seni Bu Kadar Çok Sevdim Diye...!




Kadın, Aşk, Gözyaşı...

Bir Damla Sevgiye Hasret Kalan Kalpler,
Sonbahar Yaprakları Gibi Sahipsizce Savrulan Bedenler...
Canlılar Ama,
Canlarından Uzaklar,
Ve Canlarını Acıtıyor Bu Yokluk, 
Bu Kimsesizlik...
Güneşleri Kara Bulutlara Mağlup, 
Sabahları Güneşsiz,
Sisli,
Puslu... 
Hapsetmişler Özlemlerini Yüreklerine, 
Müebbete Mahkum Etmişler Hislerini...
O Kadar Çok Parçalara Ayrılmışlar ki,
Daha Fazla Bölünemiyorlar...
Anlatamadıklarınca Kırılmış,
Parçalanmış,
Ezilmiş,
Yorulmuş, 
Tükenmiş,
Yok Olmuşlar Suskularının Debisinde...
Yaralanmış En İnce Duyguları,
Kırılmış, 
Yıkılmış İnançtan Yana Neleri Varsa...
Aniden Bir Sağanak Bastırıyor,
Islatıyor Yüreklerini,
Sonra Öyle Bir Güneş Açıyor ki,
Kurutuyor Tüm Hayallerini...
Ellerinde Hiçlik Var,
Gözlerinde O'na Tutsak Bakışlar.,
Amansız Fırtınalar Dolanıyor Düşlerinde...
Öyle Bir Rüzgar ki Tutuldukları;
Rüzgar Denemez Buna,
Adeta Fırtına...!
Oradan Oraya
Delice,
Pervasızca  Savuran...

En Son Ne Zaman Tutunmuştular Bir Sevgiye?
Dinledikleri Hangi Masal İnandırmıştı Yüreklerini Aşka,
Sevgiye,
Sevdaya?
Hangi Sonbahar Düşürmüştü Umudun Yapraklarını Gözlerinden?
Kaç İsyan Bastırmıştılar Gönüllerinde? 
Kaç Kez Gecenin Karanlığında Kaybolup Gitmişti Çığlıkları?
Gözlerinden Kaç Islak Avuntu Düşmüştü Ellerine?
Hatırlamıyorlar...!

Daha Ne Kadar Seslerinde Terk Edilmişliğin Titrekliğini, 
Fırtınaların Sessizliğini Saklayacaklar?
Daha Kaç Kışa Gebe Kalacaklar?
Kaç Sonbahar Yağacak Üzerlerine?
Bilmiyorlar...!

Onlar ki; Hüzünler Sokağındalar,
Gözyaşının Değişmez Adresinde...
Ve Yine Yitik Sevdaların Esiri...
Söylenecek Sözleri Kalmamış,
Kalpleri Kırılmış, 
Gözyaşları Durmuyor Yerli Yerinde...
Yüreklerinde Tarifsiz Kederler,
Derin Derin Yudumluyorlar Yalnızlığı...!
Onlar ki; Hiçliğin Olduğu,
Yokluğun Olduğu Her Yerdeler...

Onlar ki; Kırgın Kalpler Mezarlığının Sakinleri,
Zaman Yapraklarını Dökeli Çok Olmuş Yüzlerinden...
Düşlerinde Üşüyen Bir Çocuk,
Avuçlarında Soğuk Sancı,
Gözlerinde Güz Bakışı,
Bir Yaprak Kadar Soluk,
Bir Kış Kadar Tenhalar...

Boşverin...! 
Elleri Titresin,
Gözleri Dolsun,
Sözleri Kaybolsun,
Konuşamasınlar,
Yutkunamasınlar,
Gecenin Ortasında Bir Sitem Şarkısı Mırıldansın Dudakları Ne Olur ki...!
Çünkü Boşuna Tüm Umutları,
Kolay Değil Seven Bir Yüreği Susturmak,
Kolay Değil Duyguları Bastırmak...
Daha Ne Kadar Gözyaşlarına Karışır Hıçkırıkları? 
Ne Kadar Acıtır Yokluğu Canılarını?
Kaç Kez Daha Düşer Kirpiklerinin Ucundan Damlalar Bilinmez,
Çünkü Onlar Biliyorlar ki, 
Özlem Gece Gibi Çökecek Üzerlerine, 
Her Zaman Yaptıkları Gibi,
Gizlenecekler Şiirlerinin Dizelerine...!
Kim Bilir,
Belki Birgün Biter Üşümeleri,
Nefeslerin Islaklığı, 
Biter Yüreklerinin Sonsuzluğuna Kazınan Acıları...
Belki Yüreklerinde Asılı Hasretler,
Kavuşmayla Biter,
Hasretleri Tüm Ayrılıkları Yener...





23 Ekim 2017 Pazartesi

Kadın, Aşk, Hüzün...

Kaybolan Zamana Gebe Kimi Hayatlar,
Yitik Umutlara,
Keşkelere...
Hayaller Yok Olmuş,
Sevinçler Silinmiş,
İçten Gülmüyorlar Artık,
Çünkü Boyun Eğmişler Kaderlerine...
Bugüne Kadar Kaç Hüzün Büyüttüler Göğüslerinde?
Kaç Bahar Beklediler Yarınlarına?
Her Yaşanan Hüsranın Ardından,
Hep "Yeniden Tutunacağım Hayata" Varsayımları,
Sonrası mı?
Gel-Gitler,
Donuk,
Siyah Beyaz Bir Yaşam...
Oysa Onlar Sadece Sığınmak İstediler Korkusuzca,
Gözleri Gözlerinde Kalsın İstediler,
Yollarından Onun Yoluna Saptılar,
Rotaları O Olsun İstediler,
Yaşamın Anlamını Onda Bulmak...
Belki de Bir Omuzdu Ağladıklarında Dayanacak,
Bir Yürekti Belki de Bekledikleri Kocaman,
Onları da İçine Alıp,
Karanlıklardan Çıkaran...
Artık Gidişlerin Savurduğu Hasret Üşütmüş,
Öksüz Bırakmış Yokluklarının Dehlizlerinde,
Ürkek Sevmelerin Ardına,
Harabe Bir Hayatın Arkasına Yorgun Bir Sevda Asmışlar...
Susmuşlar Kelimeleri Anlamını Yitirmesin,
Kendilerini Kaybetmesin Diye...
Tükenmişliğin İçinde Tükenirken,
Susmuşlar,
Bir de Tükenmişliğe Hesap Vermemek İçin...

Keşke Zamanın Bir Yerinden Tutabilseler Yeniden Hayata,
Bulabilseler Keşke Kaybettiklerini,
Ama Yıldızlar Kadar Uzak Onlara Mutluluk,
Sevmek mi?
Çölde Bir Serap...!
Garip Bir Dünya İşte Onların ki...
Ne Mutluluk Denen Olguyu Bilirler,
Ne de Huzur Denen Duyguyu,
Onlar, Hiç Mutlu Olmadılar Çünkü...

Bakın,
Hüzün Çöktü Yine Akşamlarına...
Umutla Başlayan Sabahları Yine Umutsuzluğa Devretti...
Şimdi Onlar,
Boş,
Sessiz,
Ve Kuytu Bir Evin Soğuk Duvarlarına Bakıyorlar Anlamsız...!



22 Ekim 2017 Pazar

Bulur muyuz?

Hayat Bu,
Garip Oyunlar, 
Tehlikeli Tuzaklar Kurar Hep,
Dayanamaz Kalp, 
Taşıyamaz, 
Ağır Gelir Sancısı...
Boş Gelir Her Şey; 
İç Ürperir,
Boğaz Düğümlenir,
Zamansız Gözyaşlarıyla, 
Meçhul Yarınlarda Kimlik Aranır,
Kendi Duvarlarımızın Arkasına Tutsak Edilir Ümitler...
Artık Korkudur,
Yalnızlıktır Gecenin Adı...
Şehir Yabancılaşır,
Şehir Boğar,
Kayboluruz Bilinmezliğin Ortasında...
Çok Cesur Sansak da Kendimizi;
Korkarız Gecenin Karanlığından...
İçimizdeki İç Kırıklarımızla Ruhumuzun Sokaklarında Gezindikçe,
Usul Usul Dökülürüz Gözyaşlarımızdan...
Yarınlarımızı Çaldılar Ya Bizden?
Umutlarımızı da Götürdüler Ya Beraberlerinde?
Öyle Bir Yok Oluş ki Bu,
İzleri Silinmez...!
Çözemedikçe Bir Şeyleri, 
Bilinmeyenlerimizin Sayısı Artar,
Büyür, 
Kocaman Olur...
İçimiz Söz Dinlemez,
Sızlar Kocaman Yalnızlığımız,
Ne Gündüzlere Sığarız,
Ne de Gecelere,
Ne Geleceğe Bakabiliriz Umutla,
Ne de Geçmişe Sığınabilir Usulca,
Ve Gri Bir Sis Çöker Yüreğe;
Kırılıp Hayata;
Hiç Konuşmayız...
Susar,
Tüm Seslerden Kaçarız,
Yalnızlık Kokar Üstümüz Başımız,
Çalan Şarkının Hüznüne Dikilir Gözlerimiz,
Düşlerimiz Kanar,
Canımız Yanar,
Anlaşılamamanın Azabıyla Düşeriz Kanayan Düşlerin Kucağına...
Gönlümüzün Görünmez Tarafından Yaşlar Akıtırız İçimizin Kurak Coğrafyasına,
Ama Yeşertmeye Yetmez Ağlamalarımız...
Dolanır Durur Yürek,
Sessiz,
Soğuk,
Karanlık Bir Hücrede...! 
Hayat Bulduğumuz Ne Varsa Solar Gider Bir Bir,
Hayaller,
Umutlar Çığlık Çığlığa Kanat Çırparken, 
Gözümüzün Önünden Geçer Hayatımızdan Çıkıp Gidenler...
Olmaz...!
Ne Yapsak da Mutluluk Geçmez İçimizden,
Önce Suskunluk, 
Sonra Cümleler Vurur Ezelden Yaralanmış Yüreğimizi,
Gölgesine Sığındığımız Yalnızlığının İçinde, 
Hasret Çığlıkları Atarken Buluruz Kendimizi...
Çığlık Çığlığa Haykırırken Adını,
Kulağımıza Gelen Yankıyla Uyanırız Gördüğümüz Rüyalardan...
Ve Üşürüz; 
Kendimizi Koparıp Her Şeyden;
Sessizlik
Ve Sessizliğin Arkasından Gelen Fırtınalarla,
Fırtınaların Arkasından Gelen Yağmurlarla,
Bilinmez Bir Şehrin,
Bilinmeyen Adresinde,
Bir Kaç Dize Şiir İle,
Demir Parmaklıkların Arasında Ağlayan Ruhumuzla,
Tutunmak İsteriz Düşlediğimiz Gökkuşağına...
Ararsak Bulur muyuz? 
Buna Ömrümüz Yeter mi?
Bilemem...!
Kim Bilir...!!
Belki de...!!!





18 Ekim 2017 Çarşamba

Yutkunamıyorlar...!

Bazı Kadınlar Vardır Hani,
Başka Severler,
Başka İşte,
Bambaşka Severler...
Akıp Geçen Zamana İnat, 
O'nu,
Sadece O'nu,
Yalnızca O'nu Severler,
Tek O'nu,
Yalnızca O'nu, Yazar,
Sadece O'na Yazarlar...
Özlemleri Hat Safhaya Ulaştığı Zamanlarda Şiirlere Dökerler O'nu, 
Yürek Kalemlerinden Dökülen Her Sözcükte Ruhunu Öperler...
Gönüllerinde ki Umutla,
Gözlerinde ki Heyecanla,
Yüreklerinde ki Çarpıntıyla,
Yaza Yaza Severler...
Resmi Etraflarını Kuşatır,
Gözlerinin Önüne Resmederler Duruşunu, 
Lisanlarından Tek Bir İsim,
İliklerinden Aşk Dökülür...

Bazı Kadınlar Başka Severler,
Başka İşte,
Bambaşka...
Sabırla Sever,
Sabırla Özlerler...
Dillerine Prangalar Vurur,
Susarak Feryat Ederler,
Bir Parça Umuttur Onları Yaşama Bağlayan, 
Bir Parça Hayaldir Sevgilerini Ayakta Tutan...
Sabah Gözlerini Açtıklarında Dünyaya,
Güneş Doğmaz Onlara,
Sabahlar Huzur Vermez...
Hüzünlüdür Saksıdaki Çiçekleri Bile,
Mutsuzluk mu?
Evlerinin Efendisi...!
Bezen Karıştırırlar Mazilerinin Sayfalarını, 
Okurlar Eskiyen,
Sararmış Mektupları,
Ağlamak İster Ağlayamazlar,
Zehirli Bir Bıçak Saplanır Yüreklerine,
Bir Yara Açar ki Derin mi Derin...

Bazı Kadınlar Başka Severler,
Başka İşte,
Bambaşka Severler...
Geceleri Karanlıktır,
Soğuktur,
Sessizdir...
Kayıp Ruhları  Döner Zaman Çarkının Dişlisinde,
Geceler Onlar İçin Dert Sağanağıdır,
Mutluluk Maskeleri Sahte...
Uyanıp Yanında Bulamazlar Ya Sevdiklerini?
Gözlerinin Ufkuna Yüklenir Kara Bulutlar,
Hüzün Şarkısı Söyler Yüreklerinde Esen Rüzgarlar,
O ki; Hüzünlerinde, 
Hicranlarında,
Dört Bir Yanlarındadır,
Bir Selamını,
Bir Kelamını Umutla Beklerler...
Nerden Bilebilirler ki Bir Anda Gideceğini,
Yüzüstü Bırakıp, 
Onu Ondan Alıp Bitireceğini...
Kolay Değildir Onlar İçin Acıları Tüketmek,
Gözyaşlarına Dur! Demek,
Bağıra Çağıra Severken, 
Sessizce Yitip Gitmek...
Binlerce Söz Gelse de Dillerine,
Susmayı Tercih Etmek,
Kimse Görmeden, 
Kimselere Görünmeden Sessiz Çığlıklarla Yitip Gitmek...

Bazı Kadınlar Başka Severler,
Başka İşte,
Bambaşka...
Ne Umutları Vardır,
Ne de Umuda Yürüyecek Derman Dizlerinde...
Karanlıktır Sokakları, 
Sağırdır Tüm Umutları, 
Dilsizdir Feryatları...
Yürekleri Çaresiz, 
Sözleri Sessizdir,
Kimseye Uzatmadıkları Elleri Vardır Artık,
Boğazlarına Kadar Kederleri...
İçlerini İnciten İç Sancılarını,
Eskiten,
Bitiren Yıllara Rağmen İçlerinde Taşırlar,
Çünkü Onlar Artık Limansız Bir Geminin Tek Yolcusudurlar...
Artık Ne Bahar Gülümsetir Onları,
Ne de Güneş;
Çünkü Bir Kez Sarılmıştırlar Mutsuzluğa, 
Aç Kalmışlardır Huzura... 

Umutsuz da Yaşanırmış, 
Halen Nefes Alıyorlar,
Ama Boğazları Düğüm Düğüm,
Yutkunamıyorlar...!
Gelselerdi Görebilirdiler Acılarını,
İyileştirebilirdiler Yaralarını...
Sormaz,
Sorgulamazdılar;
Neredeydin Bu Zamana Kadar? Diye...
Bir "Canım" Demeleri Yeterdi,
Kapanırdı Açılan Tüm Yaraları,
Bir "Seni Seviyorum" Cümlesine,
Hemen,
Oracıkta Can Verirdiler...

Bazı Kadınlar İşte,
Bazı Kadınlar Başka Sever,
Başka İşte,
Bambaşka Sever...!!!
                      ______________________

Anlamak Yerine Sen Hep Anlamamayı Tercih Ettin Beni...
Sen Başka Yolun Yolcusuydun Ama,
Ben Senin Yolundan Asla Dönmedim...
Sen Sevgimi Çöplüğe Fırlatıp,
Başka Sevgileri Seçtiğin Halde,
Ben Senden Vazgeçmeyi Bir An Bile Denemedim...
Varım,
Yoğum,
Her Şeyim,
Yani Ruhumun Zincirleri Senin Elindeydi,
Yüreğim mi?
Öl Desen Ölecek Kadar Sana Köleydi...

Ben Anlatamadım Bir Türlü Sana Aşkı,
Gücüm Yetmedi,
Çünkü Anlatmaya Çalıştığım O Bilinen Aşk Değildi,
Acıların En Pervasız Olanıydı...!






17 Ekim 2017 Salı

Çukuru Olmayan Mezardayım İşte...!

Yürek Sesim İncitiyor Artık Beni,
İçimden Geçen Hiçbir Şeyi Dile Dökemiyorum,
Çaresizlik Boğazıma Düğüm,
Hayallerim Yıkılmaya,
Umutlarım Tükenmeye Mahkum...
Bir Hayat ki; Sarılması İmkansız Yaralar İle Dolu...
Sorma Neler Yaşadığımı,
Gücüm Yok, 
Dermanım Yok Anlatmaya...
Anlat Deme Bana,
Bir Araya Getirip İçimden Kopup Gelen Cümleleri,
Anlatamam ki Kendimi...

Öyle Zor ki Karanlıklar İçinden Umuda Tutunmak,
Katran Karası Acılara Dayanmak, 
Kuş Uçmayan, 
Kervan Geçmeyen Düşler Kurmak,
Yüzümde ki Hüznün Karanlığına Sarılmak...
Ruhum Öylesine Kırılgan ki; 
Değseler Dağılacağım...!
Umutlara Sarılmaya Cesaretim Yok Artık,
Kırıklarla Dolu Bir Kalbi İçimde Yaşatmaya da…

Sahi Nereye Gidiyor Önümde Uzanan Bu Yollar?
Güneş Doğdu Doğacak Derken Nedir Bu Karanlıklar?
Umutsuzluklar Yarın İçin Kurduğum Hayallerimi Neden Alıp  Götürüyor Ümitsiz Diyarlara?
Tüm Çıkmaz Sokaklar Neden Benim Yollarıma Çıkıyor?
Kaç Demir Parmaklık Var Etrafımda?
Neden Düşlerim Sarsılıyor,
Hayallerim Yıkılıyor?
Neden Hüznümün Adı Yok, 
Ya Rengi?
Kim Verebilir Bana Kaybolan Renklerimi?
Kim Diriltebilir Ölen Ümitlerimi? 
Dünyaya Küsmüşsem Suçlu Ben miyim?

Sorma Bana,
Hiç Bir Şeyim Yok, 
Hüznün Batağındayım Sadece, 
Yarım Şiirler,
Umutsuz Hastalar Gibiyim...
Ne Sabrım,
Ne Gayem,
Kalmadı Hiç Bir Şeyim...
Mevsimim Hazan,
Bağlamıyor Beni Yaşanan Mutluluklar...
Dinleme Beni,
Dediklerime Aldırma,
Boşver,
Kaale Alma,
Anlayamıyorum,
Anlatamıyorum,
Her Şeyden Ötesi,
Ben Artık Yaşayamıyorum...!
Ben Diyorum, 
Ben,
Çukuru Olmayan Mezardayım İşte...!