23 Ekim 2017 Pazartesi

Kadın, Aşk, Hüzün...

Kaybolan Zamana Gebe Kimi Hayatlar,
Yitik Umutlara,
Keşkelere...
Hayaller Yok Olmuş,
Sevinçler Silinmiş,
İçten Gülmüyorlar Artık,
Çünkü Boyun Eğmişler Kaderlerine...
Bugüne Kadar Kaç Hüzün Büyüttüler Göğüslerinde?
Kaç Bahar Beklediler Yarınlarına?
Her Yaşanan Hüsranın Ardından,
Hep "Yeniden Tutunacağım Hayata" Varsayımları,
Sonrası mı?
Gel-Gitler,
Donuk,
Siyah Beyaz Bir Yaşam...
Oysa Onlar Sadece Sığınmak İstediler Korkusuzca,
Gözleri Gözlerinde Kalsın İstediler,
Yollarından Onun Yoluna Saptılar,
Rotaları O Olsun İstediler,
Yaşamın Anlamını Onda Bulmak...
Belki de Bir Omuzdu Ağladıklarında Dayanacak,
Bir Yürekti Belki de Bekledikleri Kocaman,
Onları da İçine Alıp,
Karanlıklardan Çıkaran...
Artık Gidişlerin Savurduğu Hasret Üşütmüş,
Öksüz Bırakmış Yokluklarının Dehlizlerinde,
Ürkek Sevmelerin Ardına,
Harabe Bir Hayatın Arkasına Yorgun Bir Sevda Asmışlar...
Susmuşlar Kelimeleri Anlamını Yitirmesin,
Kendilerini Kaybetmesin Diye...
Tükenmişliğin İçinde Tükenirken,
Susmuşlar,
Bir de Tükenmişliğe Hesap Vermemek İçin...

Keşke Zamanın Bir Yerinden Tutabilseler Yeniden Hayata,
Bulabilseler Keşke Kaybettiklerini,
Ama Yıldızlar Kadar Uzak Onlara Mutluluk,
Sevmek mi?
Çölde Bir Serap...!
Garip Bir Dünya İşte Onların ki...
Ne Mutluluk Denen Olguyu Bilirler,
Ne de Huzur Denen Duyguyu,
Onlar, Hiç Mutlu Olmadılar Çünkü...

Bakın,
Hüzün Çöktü Yine Akşamlarına...
Umutla Başlayan Sabahları Yine Umutsuzluğa Devretti...
Şimdi Onlar,
Boş,
Sessiz,
Ve Kuytu Bir Evin Soğuk Duvarlarına Bakıyorlar Anlamsız...!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.