30 Kasım 2020 Pazartesi

Yalnızlığın Son Demi...

Burası Gündüz Bastırılmış Duyguların Karanlık Gecelere Saklandığı, 
Uykusuzluğun Anlamını Yitirip Anlamsızlaştığı, 
Mümkün Olmayan Her Düşün Kirpiklerde Asılı Kaldığı, 
Ruhun Darağacında Sallandığı, 
Gülüşlerin Dudaklarda Saklandığı, 
Duyguların Yüreğe İnen Ağrısıyla Bakışların Nemlendiği, 
Umutların, Hayallerin Teker Teker Bittiği, 
Sessizliğin Yavaş Yavaş Yüreğe İşlediği, 
Çehrenden Ismarlama Tebessümleri Sildiğin, 
Sağmısın, Ölümüsün Bilmediğin Yer... 

Burada Her Şey Yarımdır... 
Bir Yaşadıkların Vardır, 
Bir de Yaşayamadıkların... 
Burada Hiç Bir Şarkı Mutlu Söylenmez, 
Ruhlar Bulutlar Üzerinde Gezinmez... 

Burada İçindeki Acı His, 
Bilindik Sancı İle, 
Çok İyi Bildiğin Şarkıların Ağlatan Melodileriyle, 
Korkarak Bakılır Fotoğraflara...
Bir Şeyler Acırken İçinde Gözyaşları Tutulmaz, 
Süzülür Yanaklardan... 
Hiçli Cümleler Elvedalara Sarılırken, 
Yalnızlık Kucaklanır Hiç İstemeden... 

Burada Yalnızlığın Son Deminde,
Kimseye Duyurmadan Haykırılır Geceye... 
Zindanlara Çıkarken Yolun, 
Karanlık Odalarda Yapılırken Sorgun, 
Dilin Tutulur, 
Kelimeler Yetmez Sende Olanı Anlatmaya...  

Burada Beyninin Derinlerindeki Izdırabın Tarifi Yapılamaz... 
Gridir Rüyalar... 
Kuruyan Yapraklar Gibidir Hayaller... 
Dinledikçe Sessizliğin Şarkısını, 
İçinde Hissedersin Korkuların Sancısını... 
Kırılıp Döküldükçe Duvarlar, 
Rüzgar Saçlarına Değdikçe,
Bir Yaprak Düşer Ellerine... 
Duramaz Yerinde Kalbin...
Göğüs Kafesine Sığmaz Yüreğin...
Ayrılıkların En Sessiz Şarkılarını Dinlerken, 
Gölgen Bile Olmaz Işıkların Altında...
Ne Olduğunu Bilmeden, 
Kim Olduğunu Anlamadan,
Karanlığın En Karanlığında Yitip Gidersin...!



29 Kasım 2020 Pazar

Zamansız, Mekansız, Sınırsız Hisler...

Ne Yazarsam Anlatabilirim Beni? 
Tamamlayabilirim Sözlerimi? 
Ne Desem, 
Ne Söylesem ki Anlatmaya Yetsin, 
Eksik Kalmasın? 
İyisi mi Kelimeleri Arıtmadan Olduğu Gibi Yazmak... 
Yüreğimden Kopup Gelenleri Sayfalara Yansıtmak... 

Eksik Bir Şeyler Var Anlatamadığım... 
Bilemediğim, 
Söyleyemediğim Bir Şeyler Var... 
Şey Gibi...! 
Sabahıma Hüzünlü Bir Sessizlik, 
Akşamıma Derin Bir Karanlık, 
Söyleyecek Sözler Varken Susuş, 
Çekip Gidecekken Kalış, 
Mutsuzluklardan Yoruluş, 
Bir Yanı Hep Yarım, 
Hep Eksik Kalış Gibi... 

Şey Gibi...! 
Yavaş Yavaş Saçları Ağaran Gecelerde Fırtınalar Koparken, 
İşgal Altındaki Duygulara Gem Vuruş... 
Nerden Geldiği Belli Olmayan, 
Götürdüklerinden Arta Kalan, 
Zamansız, 
Mekansız, 
Sınırsız Hislerle Bocalayış, 
Fersiz Düşen Düşleri Hayallerle Şahlandırış... 

Şey Gibi...! 
Solgun Bakışları, 
Sessiz Hıçkırışları Sessizliğin Çığlıklarıyla Örseleyip, 
Labirentlerin Açmazlarına Kilitleyiş... 
Halden Düşmüş Kelimeleri Karanlığa Teslim Edip, 
Sancılı Uğultularıyla, 
Çarelerin Çaresizliğinde Kayboluş... 
Mil Çekip Umutlara, 
Hayattan Satır Satır Siliniş... 

Şey Gibi...! 
Gözden Uzak Olup, 
Gönülden Irak Olmayanı Arayış, 
Ama Bulamayış, 
İstesen de Dokunamayış...
Bir Bekleyiş, 
Bir Çaresizlik, 
Ulaşılamazlık, 
Arayıp Bulamamazlık...
Sonrasında Kanayan Bir Yara... 
Hiç Bilinmeyen Özlemle, 
Bitmek Bilmeyen Hasretle, 
Gözlerinde Yoruluş, 
Sesinde Kayboluş,
Ellerinde Eriyiş... 

Düşünüyorum, 
Hayal Ediyorum, 
Ama Anlatamıyorum... 
Eksik Bir Şeyler Var... 
Bu, 
Istırabın Esareti... 
Ağır Yükün Çaresizliği... 
Hiç Yaşanamayan,
Tatmak İsteyip de Tadılamayan, 
Yapmak İsteyip de Yapılamayan Şey Gibi... 
Belki de Med-Cezirlerde Boğulup, 
Mutsuz, 
Umutsuz, 
Ama Özlem Dolu; 
Uzaklaşsan Donacağın,
Yaklaşırsan Yanacağın Çılgın Bir Aşk...
Ulaşılmaz Bir Sevda...  

Sahi, İnsan Yaşarken Koskoca Bir Mezar Olabilir mi?
Tutamadığın Eller,
Öpemediğin Gamzeler Senin Sayılabilir mi?
Ayrılık Kokmaz mı Caddeler?
Avuçlara Karlar Yağmaz mı?
Yazın Gölgen,
Kışın Yağmurun,
Gündüzleri Güneşin,
Geceleri Ay Işığın Yok Olmaz mı?
İç Çekişlere Neden Olan, 
Varlığı Kanıtlanmış Duygular, 
Öpmeye Kıyamadığın Dudaklar,
Ömrünce Bakmak İstediğin Gözler,
Gülümseyişleri Hatırlatan Gamzeler,
Dokunurken Titrediğin Eller Toprağa Gömülür mü?

Sahi, Geçen Zaman mı Yitik,
Yoksa Anılar,
Zamanlar,
Yıllar mı Mağdur?
Takvim Yapraklarını Tek Tek Koparıp Yakmak Mümkün müdür?
Neler Geride Kaldı, 
Bundan Sonra Neler Yaşanır?

Yok Yok...!
Olmuyor,
Anlatmaya Yetmiyor Kelimeler,
Hala Eksik Bir Şeyler Var Anlatmadığım... 
Eksik Bir Şeyler Var Yaşayamadığım...
Bu Bir Belirsizlik, 
Bir Bilinmezlik...
Şey Gibi...!
Sonu Gelmeyen Düşlerin Zincirlerini Kırsan da,
Girememek,
Sokulamamak Yüreğine...
Bu Çelişkilerle,
Med ve Cezirlerle, 
Anlamını Bilmediğin Kelimelerle,
Söylemeye Korktuğun Cümlelerle,
Umutlar Yarınlardan Daha Umutsuzken,
Daha Fazla Ne Denir ki?
Bir Yürekte Nereye Kadar Gidilir ki?



26 Kasım 2020 Perşembe

Vuslat Uzaklarda Değil, Yüreklerde...

Boşluktasındır... 
Duygularına, 
Düşüncelerine, 
Hatta Kendine Bile Bir Anlam Veremez, 
Hangi Yöne Gideceğini Bilemez, 
Uçurumun Kıyısından Boşluğa Bakarsın... 
Dalgalı Deniz Misaliyken Yüreğin, 
İçini Burkarken Eksikliği, 
Hüzün Sarısı Yüzüne Nicedir Gülücükler Konmazken, 
Adresini Çoktan Unuttuğun Mutluluğu Ararken, 
Yalnız, 
Sessiz Geçen Saatler Tırmalarken Beynini, 
Bir Labirent İçinde Gözyaşları Kirpiklerine Hapsolup, 
Damla Damla İçine, 
Yüreğine Akarken, 
Ona Sahip Olduğunu Hissederek, 
Bir Düş Görüp, 
Hayal Kurarak, 
Tutunma İhtiyacı Hisseder, 
Elimi Uzatsamsam Tutar mı? 
Ağlasam Saçlarımı Okşar mı? 
Üşüsem Sarar mı Dersin... 
Zamana Akşamın Karanlığı Çöküp,
Güneş  Şehrini Yorgun Argın Terk Ederken, 
Mavinin Griye Dönüşüp, 
Kızıllığı Sarıp Sarmalarken, 
Vuslatsız Bir Sevdanın Prangalı Mahkumiyetinde, 
Zincirlenmiş Yüreğinle, 
Sevdanın Harlı Yangınlarında, 
Bir Meçhule Doğru Sürüklenip Gidersin... 
Hasret Girdabında Boğulduğu Anlar da, 
Kelimelerin İnce, 
Duygulu, 
Hassas Anlamları İle, 
Hasretle, 
Özlemle Dolup Taşan Mısralarınla Şiirlerde Sevgiliyi Yazarken, 
Zamanın Sonsuzluğundaki Fısıltılar, 
Kelimelerin Anlamsızlığındaki Uğultular Eşliğinde, 
Geçmişe Dönmenin İmkansızlığıyla, 
Hasretin Ağır Yükünü Yükleyip Ruhuna, 
Çaresizce Boyun Eğip Kaybetmişliğin Acısına,  
Kabullenirsin Kaybetmişliği... 
Öyle Ya...!
Kim Ne Bilsin Yüreğindekini Nasıl Sevdiğini? 
Mezara Kadar, 
Mahşere Kadar Benliğinde Cismini, 
Hayalini, 
Gölgesini Neden İçinde Sakladığını, 
Korkularının Ne Anlam Taşıdığını...
Kim Ne Bilsin, 
Nereden Bilsin Kelimelerden Öte Anlamını... 
Uykusuz Gecelere Hakim Korkularını... 
Beynin İle Kalbin Arasında ki  Büyük Meydan Savaşını... 
Sana Bıraktığı Dumansız Külsüz Yangınları... 
Geride Bıraktığı Depremin Sahipsiz Enkazını... 
Tenini, 
Kokusunu, 
Nefesini Nasıl Özlediğini Kim Ne Bilsin? 
Öyle Bir Acıdır ki Bu, 
Ne Tadı Vardır, 
Ne Rengi...! 
Yaşadıkların, 
Yaşayacakların, 
Anımsadıkların, 
Unutamadıkların, 
Unuttuğunu Sandıkların Hasretin Ağır Yükü Altında, 
Ömrün Zamanın Ötesinde Kalır... 
Umutsuzluğun Son Demindeki Duygularını, 
Griler Derinliğindeki Hüznünü Aynalar Yansıtırken Gözlerine, 
Mevsim Hasretin Havasını Hatırlatırken, 
Tükenmeyen Umutlarla Yaşattığın Hayalleri, 
Zamanın Neresinde, 
Yılın Hangi Mevsimde Bıraktığını Bilemediğin Demlerde, 
Anlamsızlığın Girdabına Kapılıp, 
Binlerce Soru Düşüncelerini Kemirirken, 
Zaman Akar,
Suskunluğuna Sessizliğin Sis Perdesi Çöker, 
Karamsarlık Kaplar Duygularını, 
İşte O An Kopup Gidersin Mesafesiz Uzaklara... 
Sisli Anların Girdabında Ağır Aksak Yürüdükçe,
Yorgunluk Çökerken Duygularına, 
Vuslatsızlığa Yağan Yağmurlarla Islanırsın... 
Zamanın Kısır Döngüsünde, 
Yorulmuş Düşüncelerine Kalem Bile Hükümsüz Kalır...
Kelimeler Anlamını Kaybeder, 
Sözler Boşlukta Uçuşur...
Bırakırsın Her Şeyi Hayatın Akışına... 
Boş Verirsin, 
Umursamazsın Sokakların Kalabalığına...
İnsanların Koşuşturmacalarına... 
Unutmak İstersin Her Şeyi, 
Hatta Kendini... 
Gitmek İstersin Olduğun Yerden, 
Hatta Kendinden...
Terk Etmek İstersin Bedenini, 
Düşüncelerindeki Her Şeyi, 
Ve Hatta Kendini...
Zaman Acımadan Su Gibi Akıp Geçerken,
Nasıl da Ezmiş,
Savurmuş,
Zalimce Yakıp Yıkarak Yok Etmiş...
Daha Kaç Yorgun Beden Yokluğun Karanlık Sessizliğine Gömülecek?
Hasretin Yangısında Duyguları Çürüyecek?
Keşkeler İçinde Yeşeren Umutlar Solacak?
Kirpikleri Islanmış Gözler Sevdiğine Ağlayacak?
Yürekler Mevsimsiz Yağmurlarda Islanırken, 
Acabaların Çelişkisinde Bocalayıp, 
Vuslatı Olmayan Çıkmaz Sokakları Adımlayacak? 
Suskunluk Düşen Gecelerde Duygularını İnfazsızca Yargılayacak?
Gözler Önünde Gökkuşağının Renkleri Tükenirken, 
Sevinçler Ağıtlara,
Mutluluklar Karamsarlığa Dönüşecek?
Hazan Rüzgarlarına Uğramış Gönüller, 
Zemheri Ayazında Titremiş Biçare Yürekler, 
Daha Kaç Mevsim Hoyratça Savrulacak?
Hasreti Özlem Duvarlarını Aştığı Anda,
Hayalini Bırakmamacasına Gözleri Kapatıp Rüyalara,
Hesapsız Geçen Hasret Yıllarının Acısını Düşlerinden Çıkaracak?
Vuslattan Uzaklaşan Yolların Dönemecinde, 
Öksüz Kelimeler Sığınacak Sıcak Kucak Bulamayınca,
Şiirlerin Sıcaklığına Sığınacak? 
Gecelerin Dipsiz Karanlığında,
Bir Başına, 
Kendi Halinde Sevdanın Derinliğinde Boğulurken,
Hayaliyle Konuşacak? 
Umutların Çırpınışında, 
Suskunluğun Girdabında,
Boğulup Yiten Hıçkırıklarla,
Daha Kaç Kelime Boğulacak,
Kaç Cümle Parçalanacak Hasretin Pençesinde?
Çözemediği Prangalarla,
Kurtulamadığı Mahkumiyeti İle, 
Attığı Her Adımda Sığınacak Bir Liman Bulamayıp,
Gömülecek Derinlere?
Hazan Rüzgarlarına Kaptırıp Kendini,
Gezinip Sokak Sokak, 
Bakınacak Köşe Bucak?
Suskunluğun İçinde Attığı Çığlıkları, 
Gözyaşlarının İçindeki Hıçkırıkları, 
Kimseye Duyuramadığı İçin, 
Zamanın Sonsuzluğunda Asılı Kalacak?
Kayıp Renkler,
Bitmez Tükenmez Hayaller İçinde;
Sakladıkları,
Saklandıkları
Sır Saydıkları İle, 
Suskunluğun,
Umutsuzluğun İçinde Hep mi Teselli Arayacak?
Keşke Umutlar Hep Var Olabilseydi...
Hayaller Son Demine Kadar Yaşayabilseydi...
Yüzlerden Gülücükler,
Gözlerden Mutluluklar Hiç Eksilmeseydi...
Keşke Zaman Sonsuzluğunda Hicran Yarasına Yuva Yapmış Hasretleri Dondurmayı Başarabilseydik...
Özlemleri Durdurabilseydik...
İşte O Zaman Hazanın Hüzünleri Düşmezdi Gönüllere... 
Hasretler Hüzünlü Bakışlarda, 
Özlemler Mahzun Gözlerde Boğulmazdı...
Sevgiye Susayan Yürekler Hüzünleri Geride Bırakır,
Terk Ederdi Hicranlı Sokakları...
Adımlardı Vuslat Yollarını...
Gözlerinde Güller Açtıkça Gamzeleri Güzelleşir,
Gülüşleri Şenlenir,
Sevdasıyla Yanarak Çarpan Kalbi Aşkıyla Yaşayıp,
Sevdasıyla Ölürdü...
Bir Damla Gözyaşı Eşliğinde,
Kayan Yıldızın Ardından Tutulan Dilekler Kabul Olurdu...
Sevdalı Yüreğinin Çırpınışı Sevilenin Gönlünde Yankılanır,
Akıp Giden Zamanın İçinde,
Gökyüzü Nice Sevdalara Şahitlik Ederdi...
Vuslatın Uzaklarda Değil 
Yüreklerde Olduğunu Herkes Anlardı...



21 Kasım 2020 Cumartesi

Bu Sevda Artık Hep Uzak Olacak Bana...

Hayat; Yorulmuş, 
Sona Yaklaşmış Zamanın Ortasında,
Savunmasız Olduğum Duygularımdan Vururken Beni, 
Yüreğimin Sancılı Dönemlerinde, 
Bazen Kalbimi, 
Bazen de Ruhumu Ortaya Koyarak, 
Sana Hiç Ulaşmayacak Olsa da, 
Olur Ya? 
Belki Bir Gün Ulaşır Umuduyla, 
Yüreğimin Ağrısı, 
Gözlerimin Sancısı İle, 
Okusan da, 
Okumasan da, 
Duygularımın Doruğundaki Mısralarla, 
Aşkının Ateşinde Kül Olmuş, 
Yok Olup Gitmiş Bir Kalbin Son Hediyesi Olarak, 
Sayfalarında Yüreğim, 
Cümlelerinde Düşlerim, 
Kelimelerinde İtiraflarım Olan, 
Beni Anlatan Doğrularımla, 
İçimden Söküp Atamadığım, 
İçimde Bir Yerlerde Kanayan, 
İnceden İnceye Sızlayan, 
Sana Özlemli, 
Sana Tutkulu, 
Kim Gider Önce, 
Kim Kalır Belli Olmaz Diye, 
Bir Mektup Yazmak İstedim Sana, 
Ama, 
Ben ve Kalemim Sanki Bir Girdabın İçine Düşmüş,  
Cümlelerim Sonsuzluğa Sürgün Edilmiş, 
Kelimelerim Karamsarlığa Demirlemiş, 
Toparlamak İstedikçe Kelimeleri, 
Köşe Bucak Kaçıyor Benden Cümlelerim...
Oysa Bu Güne Kadar, 
Kendimi Tutamayıp, 
Kalbime Mani Olamayıp,
Ruhumun Eşliğinde,
Girdaba Benzer Derinliklerde, 
Bilinmezliğin Gizeminde, 
Mesafeleri Yok Eden Hislerimle,
İnce Bir Sızı Duyumsayarak Kalbimde, 
Yarama Seni Basıp, 
Sevdama Seni Sarıp, 
Seni Özlemenin Verdiği Hazla, 
Kalbimin Titrediği Aşkla,
Dünlerimi, 
Bugünlerimi, 
Yarınlarımı, 
Yani Ömrümü Adayacağım Sana, 
Gözlerimden Dökülen İncilerle, 
Hüznümü Sarmalayan Sevdamın Ateşiyle, 
1467 Mektup Yazmışım Sana...
Yazdıklarımla Az Şey mi, 
Yoksa Çok Şey mi Anlattım Sana? 
Kim Bilir, 
Belki de Hiçbir Şey Anlatamamışımdır...! 
Bunu Düşünmek Öyle Bir Boşluk Oluşturuyor ki İçimde,  
Ne Ben Anlatabilirim, 
Ne Sen Anlayabilirsin...
Ne Desem?
Nasıl Desem? 
Bu Öyle Bir Boşluk ki, 
Sanki Duyuramadığım Ses,
Sanki Alamadığım Nefes...

Biliyor musun?
Seni Öyle Çok,
Öyle Çok Sevdim ki Ben,
Ama Sana Kavuşmak Hiç İstemedim...
Dokunmasan da Yalnızlığıma,
Dinmeyen Fırtınalarıma Sıcaklığını Yaşatmasan da,
Seni Düşünerek, 
Aşkını Özleyerek,
Üşüyen Yüreğimi Isıtmak,
Ellerini Değil, 
Yüreğini Tutarak Varlığını Hissetmek,
Haz Alırcasına Derin Duygulara Yakalanmak,
Sonsuzluğa Yelken Açmak Yetti Bana...
Bu Sevda Beni Çok Yorsa da, 
Yokluğunun Yankıları Kulağımda Çınladıkça, 
Yarınlarımın Yalnızlıkları İle, 
Bir Döngünün Çaresizliğinde, 
Dolaşırken Kalabalıklarda, 
Senden Yoksun, 
Senden Umutsuz Olsam da,
Bitmeyen, 
Tükenmeyen Bir Sabırla, 
Esir Kaldığım Duygularımla, 
Ama'lardan Uzak, 
Fakat'ları Hiç Anmadan,  
Seni Seviyorum Tadında,
Seni Yaşamak,
Yalnızlığın Verdiği Yoklukla, 
Yersiz,
Yurtsuz Biri Olarak Sabahlara Uyansam da,
Kor Ateş Olan Bağrımda Fırtınalar Koptukça,
Yağmurlar Yağdıkça,
Hasretinin Perçinleşmesi Yetti Bana...

Hüzünlü Gözlerime Mutluluğu Yaşatan,
Karanlık Dünyamda,
Yalnızlığımı Dört Duvarla Paylaşırken,
Kanayan Duygularımın Çığlıklarına Ses Olan,
Son Günlerde Mutsuzluklarım Çoğaldı,
Acılarım Ruhumda Kaldı...
Sesler,
Yüzler,
Sevgiler,
Özlemler,
Duygular Birbirine Karıştı...
Ve Ben Karanlık Olunca,
Hep Aynı Yerde Buldum Kendimi...
Gönlümün Orta Yerinde Bir Ateş Yanıp,  
Damarlarımı Tutuşturdukça,
Hasretini Sırılsıklam Yastığımdan Çıkardım...
Sana Olan Özlemim Depreştikçe,
Bütün Dertlerimde, 
Sıkıntılarımda,
Sevinçlerimde, 
Heyecanlarımda Hep Seni Aradım...
Ne Kadar Kaçsam da Kendimden,
Karışsam da Kalabalığa,
Hep Soruyorum Kendime;
Yokluğuna Dayanmak Mümkün mü?
Yokmuşsun Gibi Yapmak Çözüm mü?
Sensiz Sabah Uyanmak mı Zor,
Sensiz Uykuya Dalmak mı?
Sabahları Yalnız Uyanmayı Öğrenir miyim?
Güne Sensiz Başlayıp,
Sensiz Bitirmeyi Başarabilir miyim?
Gözyaşlarımı Kurutmaya Çalıştıkça,
Gecelerin Buz Kesen Ayazlarında, 
Çığlıklarımı Susturabilir miyim?

Biliyor musun? 
Ben Her Şeyin Farkındayım...!
Sen Gibi,
Ben Gibi,
Her Şey Tükenmiş,
Sevgi Yitirilmiş,
Yaşanan,
Yaşanamayan Ne Varsa,
Hepsi Mışlı,
Hepsi Mişli Hikayelere Hicret Etmiş...
Varsın Olsun,
Sen Yine de Bilme Sevdiğimi,
Görme Hüzünlü Halimi,
Duyma Sessiz Hıçkırıklarımı,
Çevir Benden Yüzünü,
Sürgüleyip Gönül Kapını,
Mühürle Dilini,
Anma Adımı...
Varsın Olsun,
Seni Sevmelere Doyamadan,
Özlemin Yaksın Yüreğimi...
Sesine Hasretken,
Ellerinin Sıcaklığını Hissetmeden,
Ulaşılmaz Umutlara Yelken Açayım...
Varsın Olsun, 
Ben Sende Olmayayım...
Güneş Senin Olsun, 
Yağmurlar Benim...
Umut Senin Olsun,
Çaresizlikler Benim...

Şimdi Ne Söylesem Boş Biliyorum,
Ne Dönüşü, 
Ne de Oluru Var Bunun,
Onu da Biliyorum...
Beni Üzen, 
Korkutan, 
Sancıtan Karanlığıma Dönmek Değil,
Akıp Giden Zamanda Kaybolurken,
Ölsem Ruhunun Duymayacak,
Kalsam Umurunda Olmayacak Olması... 
Haddini Aşan Sevgimin Bedelini Zaman Ödetirken Bana,
Bir Suçlu Aramak Boşuna,
Nedenleri Sorgulamak Anlamsız...
Bu Aşk Karşısında Bu Kadar Güçlü Durduğun,
İradene Bu Kadar Hakim Olduğun İçin,
Seni Kutlamam Lazım Değil mi?!
Evet,
Çok Haklısın...!
Karşında Bu Kadar Aciz,
İrademe Bu Kadar Yenik,
Kendime Söz Geçiremeyecek Kadar Sevdiğim İçin,
Beni Suçlamak Lazım Değil mi?!

Merak Etme Olur mu,
Bu Sevda Hep Uzak Olacak Bana...
Sözlerim Üzmeyecek Seni...
Sızlatmayacak Bakışlarım...
Yakmayacak Dokunuşlarım...
Çünkü Karanlık Bir Sokak Artık Yüreğim...
Her Köşesi Sessiz,
Her Köşesi Veda, 
Her Köşesi Terk Edilmişlik...
Ve Ben Köz Olmuş Bir Ateşin Alevinde,
Yokluğuna Gebe Gecelerin Kucağına Düşüp,
Yavaşça Üstünü Örtüp Anıların,
Yüzümde Senden Kalma Bir İz Bırakmayıp,
Yalnızlığımla Geceleri Bekleyeceğim...
Olursa Olurlara Bıraktığım İçin Hayatı,
Olmazsa Olmazlarım Yok Artık...
Hiç Bahar Gelmeyen Yüreğimi,
Hazana Göç Etmeye Zorlayıp,
Bir Daha Kurulmamak Üzere,
Hayallerimi Donduracağım...
Tüm Geç Kalmışlıklarıma El Sallayıp,
Keşkelerimi Sessizliğe Bırakacağım…
___________________________

İnsanın Umutlara Açılan Tüm Kapıları Kapanınca, 
Öyle Zor Tutunuyor ki Hayata... 
Doludizgin Geçen Zamanı Dizginleyememek, 
Solan Renkleri Gökkuşağının Renklerinde Yakalayamamak, 
Gözden Süzülen Gözyaşlarıyla Yitip Gitmelere Mani Olamamak, 
Sırdaşın Olan Yalnızlığın Sesini Kimseye Duyuramamak Öyle Yoruyor ki...
Ne Zaman İnsanın Keşkelerine Aldırıyor, 
Ne de Pişmanlıklar Üzüntülerine Kar Ediyor... 
İnsan Yetişmek İstedikçe Geç Kalmışlıklarına, 
Hayat Fırsat Vermiyor Nefes Almalara... 
Sıktıkça Boğazını, 
Kestikçe Nefesini, 
Dirhem Dirhem Eritiyor Bedenini...! 
Yağmur Yağsa Islanmıyor, 
Kar Yağsa Üşümüyor, 
Dünya Yansa Zerresi Bile Yanmıyor... 
Umutlarının Kaçıncı Yıkılışı, 
Hayatının Kaçıncı Hazanı, 
Yüreğinin Kaçıncı Enkazı Olduğunu Bilmeksizsin, 
Kime İnandıysa Yanıldığının,
Kimi Bildiyse Farklı Çıktığının, 
Kime Güvendiyse Aldandığının, 
Kimi Tanıdıysa Bir Başkası Olduğunun Farkına Varıyor... 
Kelimelerde, 
Sözlerde, 
Gündüzlerde, 
Gecelerde, 
Saatlerde, 
Dakikalarda, 
Velhasıl Tüm Zamanlarda Şiirleri Yoruluyor, 
Dinlediği Şarkılar Usanıyor, 
Hayaller, 
Düşler Bitiyor, 
Solgun Bir Yüzle, 
Hüzünlü Gecelerle, 
Manasız Gündüzlere, 
Huzursuz Uykularla, 
Durgun Hayallerle Güne Uyanışlar,  
Yürekte Derin Bir Çizgi Bırakıyor... 
Yitip Giderken Zaman İçinde, 
İstese de Silemiyor Gözyaşlarını...




11 Kasım 2020 Çarşamba

Haylaz Düşlerim...

Gözümün İçine Baka Baka, 
Bugünde Akşam Oldu... 
Elime Aldığım Kalem, 
Bugünde Seni Yazdıkça Titredi... 
Hayallerimi Hiç Sorma...! 
Onlar da Arkalarına Bile Bakmadan, 
Sana Doğru Geldi... 
Hasretin Şehrimin Islak Kaldırımlarında Gezindi... 
Sensizliğin Gününde, 
Yokluğunun Acısı Vururken Hasretime, 
Hiçbir Duygu Tamamlayamadı Eksikliğini, 
Hiçbir Şey Avutmadı Düşlerimin Düş Kırıklığını... 
Suretim Özlemlerimin Yasını Tututarken, 
Bugün de Darağacına Astım, 
Bir Bakışına Titreyen Yüreğimi... 
Bugün de Gölgemi Emanet Ederken Derin Boşluklara, 
Keşke Diyorum, 
Keşke Keşkelerim Başka Keşkeleri  Çağırmasaydı... 
Her Keşkem Bir Başka Keşkemi Doğurmasaydı... 
Keşkelerime Yeni Keşkeler Karışmasaydı... 
Keşke Diyorum, 
Keşke Bugün de Çırpınan Hayallerim, 
Keşmekeşler İçinde Demir Atmasaydı Sensizliğe... 
Keşke Ömrünün Sonbaharında, 
Keşkelerle Ölüp, 
Keşkelerle Dirilmeseydim... 
Keşke Ufak Bir Kıvılcım Büyük Bir Yangına Dönüşürken, 
Hayalin Kilit Vurmasaydı Düşüncelerime... 
Keşke Diyorum, 
Keşke Sorgusuz Sualsiz Hiç Edilen, 
Hevesi Kursağımda Bırakılan Uslanmaz, 
Haylaz Düşlerim, 
Çaresizce, 
Fersizce, 
Sessizce Üşümeseydi...! 




9 Kasım 2020 Pazartesi

Yarınsız Sabahlar...

Önemseyeceğin En Son Kişi Olsam da, 
Yaprak Dökümü Olan Ömrüme, 
Kırık Dökük Kalbime, 
Bugün de Ateşten Elleri İle Senin Özlemin Dokundu... 
Ama Sen Duymadın Sevgimin Haykırışlarını, 
Yakarışlarını, 
Yalvarışlarını... 
Satırlarım Özlemle Seni Çağırırken, 
Duygularım Tarifini Sende Yitirip, 
Sensizliği Hecelerken, 
Kuytularda Can Çekişip, 
Hasretinden Bitmişken, 
Sen Kayıtsız Kaldın Haykırışlarıma, 
Yakarışlarıma, 
Yalvarışlarıma... 
Ben Kaybolan Kadınlık Onurumu, 
Gururumu, 
Ruhumda Bıraktığın Ayak İzlerinde Seyrettim...! 

Şimdi Sensiz Geçen Her Andan, 
Zamandan Ümitlerim Yorgun Argın Düşüyorsa, 
Yağmurla Birlikte Ağlıyorsam, 
Üzülme, 
Tut ki Deli Deli Çarpan, 
Sevdalı Bir Yürek Taşıyorum... 
Tut ki Sevdan Gönlüme Prangalı, 
Söküp Atamıyorum... 
Tut ki Gözlerimde Perde Hayalin, 
Kaldırıp Atmaya Yetmiyor Mecalim... 
Çok Özlüyorum...!!! 
Keşke Kokunu İçime Derin Derin Çeksem, 
Sonra Yıllarca Yine, 
Yeni, 
Yeniden Seni Beklesem, 
Ya da İçime Mıh Gibi İşlemiş Sensizliğimle, 
Kaybolan Adımlarla,
Yarınsız Sabahlarda,  
Sonsuzluğa Yürüsem... 



8 Kasım 2020 Pazar

Canımın En Acıyan Yanına Hoş Geldin...

Beklentilerim, 
İstediklerim,  
Yaşamayı Arzuladığım Her Şeyle, 
Rüyalarımın En Güzel Hikayesi Olduğun Geceler, 
En Öksüz Saatlerde,
Seni Ağlamasın Diye Kalemim, 
Cehennem Yangınlarından Çıksın Diye Bedenim; 
Firari Duygularımla, 
Kan Ter İçinde, 
Nefes Nefese, 
Özlemini Gözlerime, 
Nefesini Yüreğime İliştiriyorum... 

Sessiz Sedasız,  
Sımsıkı, 
Doyasıya, 
Hücrelerime Sinen, 
Bedeli Çok Ağır Olan Hediyem, 
Canımın En Acıyan Yanına Hoş Geldin... 



7 Kasım 2020 Cumartesi

Dönüşlere Yasaklı Umutlar...

Ne Kadar Zor Kadın Olmak...! 
Irmaklar Akarken Ruhunda, 
Kendini Manasız Sanmak... 
Ölüm Sessizliğine Bürünen Sokaklarda, 
Sahipsiz Kelimelerinin Sahibini Ararken, 
Ağlayacak Yer Bulamamak...! 
Toz Tutmuş Yılların Arasından Geçmişine Bakarken, 
Küflenmiş Hayallerinle Karşılaşmak...! 
Hayat Seni Nasıl Yaşasam Diye Kendini Sorguladıkça, 
Kalbinin Sesine Kulak Vererek, 
Hiçliğin Önünde Eğilmek...! 
İsimsiz Esaretle, 
Gözlerini Zifiri Karanlıklara Mecbur Etmek...! 
Hayalleri Takvim Yapraklarından Bir Bir Sökerek, 
Avuçlarında Biriktirdiğin  Baharları Yerlere Düşürmek...! 
Kuracağın Cümlelerin Yitikliğinde, 
Tüm Dokunuşlarını Gecenin Mavisine Esir Etmek...! 
Yitip Giderken Zaman Ömür Sermayesinden, 
Hasret Kokan Nefesleri Öksüz Bırakarak, 
Bir Çocuk Yalnızlığını Gözlere Hapsetmek...! 
Dönüşlere Yasaklı Umutları, 
Düşleri, 
Çığ Misali Çoğalan Sevgiyi Yasaklamak Seni Sen Yapan Gerçeklere...! 
Yarınlar Yalnızca Korku Yüklerken Omuzlara, 
Duyulan Özlemlerin Döngüsünde, 
Siyaha Boyamak Çaresizliği...! 
Yağmurdan, 
Kardan, 
Rüzgardan Saklandığın Sığınağında, 
Bilmediğin Yarınları Çivilerken Odanın Duvarlarına, 
Gün Be Gün Kahır Büyütmek Sol Yanında...! 
Gecenin Karanlığında Sükut Ederek, 
Hezeyanlar, 
Hüzünler Dahilinde, 
Defalarca Kaybetmek Kendini Dipsiz Kuyularda...! 

Ey Kadın...! 
Her Güneş Doğuşunda, 
Ve Güneşin Her Ufukta Batışında, 
Büyük Sancılarla Yıkılıp, 
Hüzün Mavisi Yalnızlıklar Giyinme...! 
Çünkü, 
Bütün Sessizlikleri Yıkıp Geçerken Çığlıkların, 
Kendi Denizinde Can Verirken Haykırışların, 
Bil ki Kimse Söylemeyecek Ona, 
Saçlarının Bile Ona Hasret Taşıdığını...! 



6 Kasım 2020 Cuma

Düş Artık Sırtımdan Dünya, Yeter...!

Bende ki Bensizlik Öyle Çok ki, 
Öyle Kaybolmuş ki Umurum, 
İyi ki Varsın Dediklerimin, 
Bana Yaşattığı Ahlar Yerli Yerinde, 
Yani Kalbimde Dururken, 
Kıymeti Olur mu Hiç Dualarımın? 

Her Ne Kadar; 
Ey Sevda..! 
Bu Ne Hal?! 
Kalk, 
Kendine Gel...! 
Kaybolma Karanlıklarda...! 
Dik Dur...! 
Asla Eğilme...! 
İçin Köz, 
Dışın Harabe Olsa da, 
Güçsüzlüğünü Kimseye Belli Etme...! 
Dilsiz, 
Sessiz, 
Biçare Dertlerini Sahiplenmek İçin, 
Söz Ver Kendine...! 
Bil ki; Düşenin Dostu Yoktur, 
Ve İnan ki; 
Ömür Boyu Kaldırmaz Kimse Seni Düştüğün Yerden...! 
Desem de Nafile...! 

Yeter...!
Düş Artık Sırtımdan Dünya, 
Düş...! 
Öyle Çok Yoruldum ki, 
Ben Seni Kaldıramıyorum...! 



4 Kasım 2020 Çarşamba

Hayattan, Yıllardan Ölesiye Yorgunum...!

Üşüten Sabahlardan...! 
Buruk Gülüşlerden...! 
Bilinmez Boşluklardan...! 
İçimle Dışımı Birbirinden Ayıran Taze Hüzünlerden...! 
Derdimi Anlatacak Cümle Bulamamaktan...! 
Göstermediğim Yaralarımdan...! 
Mevsimlerimin Hazan, 
Rüyalarımın Karanlık, 
Umutlarımın Kırık, 
Gözyaşlarımın Kan Revan Oluşundan...! 
Kuytu Köşelerde Yutkunamadığım Çığlıklarla Ağlamaktan...! 
Yani Hayattan...! 
Yani Yıllardan...! 
Yani Bu Yüreği Taşımaktan...! 
Ölesiye Yorgunum...!!!