30 Haziran 2014 Pazartesi

Ayrılık, Tut Elimden Bırakma!

Nasıl da Yorgunum... 
Yıllar Ne Çok Hırpalamış Benliğimi... 
İçimdeki Aydınlık Dışımda Titrek Bir Akis Olmanın Ötesine Gidemiyor... 
Aslında Ötesi Var mı, Bilmiyorum... 
Ötelerle de İlgilenmiyorum, Hem Ötelenmeye de Alıştım... 
Şiddetli Rüzgardan Sonra Kırılan Yeryüzündeki Bütün Filizlerin Mahzunluğu Var Üzerimde... 
Belki Rüzgara Küstüm, Belki de Dalgalara Küskün Kıyıların Yılgınlığıdır Üzerimdeki... 
Ya da Gecenin Gündüze Kavuşma Sevdasının İmkansızlığıdır Yaşama Dair Umudum... 
Hayattan Ne Umduğumu Dahi Unuttum... 
Bir Şansızlığım Unutmadı Beni, Bir de Hoyrat Zaman... 
Yıllar Çok Hırpaladı Benliğimi, Nasılda Yorgunum Yaşamaktan.... 
Belki de Yaşamak İçin Savaşmaktan...
Hani Düşünmez Olursun Gerçekleri...
Anılar Yakar Seni, Anlamsız Düşünceler Sarar...
Bedenin Fırtına Misali, Savrulursun Yorulursun...
Acır Yüreğin Hiç Acımadığı Kadar...
Dalar Gider Bakışların Yağmur Damlalarına...
Suskun Dudakların Kilitlenir Konuşamaz...
Bilir Konuşursa Yaşlar Saracak Yanaklarını...
Damlalar Akamaz Gözlerinden Tutarsın Kendini...
Yalancı Bir Tebessüm Gelir Yerleşir Dudaklarına...
Yağmur Bile Utanır Yağmaya, Uzanamaz Avuçladığın Topraklara...
Bir Şarkı Gezinir Dudaklarında Ağlamaklı Hatıraların Hapsolduğu...
Bakışlar Susmuştur, Bir Veda Bile Çok Gelmiştir Kanayan Yüreğine...
Kaçıp Gitmek İstersin Yüreğine Acılar Dolduran Bu Şehirden...
Yumarsın Gözlerini...
Bir Damla Yaş Süzülür Yalnızca Gözlerinden...
Alev Alev Yanar İçin...
Duymak İsteyipte Duyamadığı Sözcükler Bulandırır Beynini...
Kurtulamazsın Sevdandan, Yapışmıştır Yakana Bir Kez...
Ayrılık Vakti Gelir Dayanır Kapına Kurtulamazsın...
Ayrılık Denen Amansız Hoyrat Rüzgar Savurur Seni Yaşadığın Rüyanın Dışına...
Ne Gündüzün Ne de Gecen Vardır Artık...
Yaşadığın Her Saniye Çekilmez Olur...
Bitsin Dersin, Bitsin İstersin Bu İşkence...
İsyan Edersin Geceye...
Bağırmak Haykırmak İstersin Yıldızlar Alsın Götürsün Bedenini Diye...
Onlar da Duymaz Olur Yakarışını...
Yalnızlıktır Bu Gelir Yerleşir Yüreğinin En Kuytu Köşesine...
Kenetlenir Kalır Orda...
Daha Çok Sıkar Damarlarını Her Anıda, Kan Dolaşmaz Oluncaya Kadar...
Bir Şiir Gibi Yaşayıp Bitmek İstersin Bu Hayatta...
Yalnızlık Sarar Sımsıkı, Kaçmalar Fayda Etmez Yüreğine...
Tükenirsin Yavaş Yavaş...!

Artık Buralarda Durmanın Verdiği Yorgunluk Ağırlaştırıyor Bedenimi...
Gitmeliyim Kendimden, Kaçmalıyım Uzaklara Eşgalimi Kimse Görmeden...
Bilmemeli Kimse Neden Gittiğimi ve Hiç Kimse Sormamalı Beni Kimseden...
Ne Gece Ne Ay Ne de Yıldızlar Ve de Bir Başkası Bilmemeli...!
Harap Olan Hayallerimi Unutmalıyım...
Yitik Düşlerimi Savurarak Gökyüzüne, Sıkarak Dişimi Dilimi Kana Bulamadan ve Neden Ağladığımı Bilmeden Sessizce ve Kimsesizce, Biraz da Gizlice Gitmeliyim...!
Bedenimi Hapsetmiş Karanlığa Tüm Hıncımı Kusarak...
Gecenin Canını Yakarak, Uykusuzluğumun Üzerini Örterek ve Sökerek Yüreğimdeki "Sen"i Kaçmalıyım...!
Peşimden Paçalarıma Yapışan, Ellerimi Tutan Sadece Yalnızlığım Olmalı...
Güncemin Arasında Kurumaya Yüz Tutmuş Gül Yaprağı Ağlamalı Ardımdan Sadece...
Bir de Kırık Hayallerim...
Giderken Kendimden ve Senden Kaçarken Birileri Görür Diye Ürkerek Söndürmeliyim Güneşi...
Gömmeliyim Nemli Toprağa Yıldızları...
Düşlerime Göz Diken Kabusları Öldürmeliyim...
Ve Gece Yarısına "An" Kala Gitmeliyim...!

Ayrılık, 
Tut Elimden Bırakma!
Ben İlk Defa Çıkıyorum Bu Yolculuğa... 
Yol İz Bilmem Korkuyorum!
Bu Yol Çok Karanlık Önümü Göremiyorum! 
Gece Çok Soğuk Üşüyorum...
Güneşim Battı, Artık İçimi Isıtmıyor... 
Bu Yolculuk Nerede Biter Bilmiyorum... 
Bir Meçhule Doğru Yürüyorum... 
Yapayalnız, Yalnızlığa Gidiyorum...  
Dayanağımı Yitirdim, Düşüyorum! 
Tut Elimden Ayrılık, Bırakma! 
Ölüyorum Ayrılık Ölüyorum...!

Gülen Yüzler de Ağlar Bir Gün!

Ruhum, Yalnızlığın Bahçelerinde Gezinirken Bir Sevdaya Ağladığını Farkettim... 
Sordum Yalnızlığıma:
Kimdir, Seni Benim İçime Salan? Diye... 
Hüzün Geldi Yanına ve Konuştu Yalnızlığım...
Huzuru Aramaktır! Dedi Benim Adım... 
Bu Arayıştır, Beni İçine Salan!
Hani Olur Ya, Renksiz Resimlerdeki Yalnız Duran Banklar Gibi, Bu da Başka Yalnızlıktı Kalpte Yaşanan... 
Sayısız Nefeslerin İçindeki "Yalnız Soluktur" Adı... 
Dostluğun Özlemi Eklenir ve Yangın Olur, Yalnızlık Makamı... 
Her Kelime İkinci Bir Anlam Kazanır, Gittikçe Açılır Perdeler ve Mevsimine Göre Sevda Yaşanır... 
Tüm Dayanakların Bencilliğidir Bu Yalnızlık! 
Sıkışan Yüreklerin Feryadıdır!
Kaybolanlar, Anlatılmaz Bu Arayışlarda ve Bulunanlar da Gizlidir...
Bir Yalnızlıktır Bu... 
Uçuşan Yaprakların Hışırtısı Gibi Nereye Estiğini Bilmeden, Yalnızca "Es!" Emrini Yerine Getiren! 
Ve Bir Keşiftir Bu, Malzemesi Yalnızca Bir Yürek Olan ve Asla Yalnızlığından Gocunmayan! 
Kimileri Korkar Bu "Tek" likten, Kimi İse Alır Lezzetini, Payına Düşen Nasibinden! 
Derinliğini Maviden Alır Bu Hisler...
Toy Yürekler Gibi Korkmaz Ölümden...
Şimdilerde Benden Öte Bir Ses Var İçimde...
Kalabalıkların İçindeki, Yalnızlığına Ağlayan Ruhların Gözyaşlarını Bilmez Sahipleri... 
Doludur İçi, Dolu Zanneder, Oysa...
Kalabalıktır Etrafı, Yalnızdır Oysa...
Bunlarla Yüzleşmek de Ürkütür, Seveni Çok Olanları ve Ebediyeti Kıskananları...
Alıştırmalı Gönülleri...
Farkına Varmalı... 
Etraftaki Nefeslerin "Çokluğu" Kadar "Faniliği" de Akıllarda Kalmalı... 
Bilmeli Acizliğini ve Yaradan’a Sığınmalı!
Gülen Yüzler de Ağlar Bir Gün! 
Kalabalıklar da Tenhalara Salar, Kendini! 
Bu Vakitler Gelmeden Bulmalı Dengeyi!
Yaradan’ın Sevgisinden Bir Çınar Büyütmeli, Yalnızlığımda, Gölgesi, Tesellî Mekanım Olan ve Gerçekleri Sindirecek Kadar Büyüklüğü Keskin Olan...
"İman Azığı"m Olmalı Yalnızlığımda, Karnımı Doyuracak Kadar Sağlam Olan... 
Uzak Sanmamalı, Bu Beklenen Yaprak Dökümü Günleri! 
Bir Gün Titrek Ellerimle Penceremi Açtığımda, Gelmiştir "Yalnız Soluk" Mevsimi...
Aslına Dönmüştür Her Şey... 
Ruhum Kendi Sevdasının Derdindedir Artık... 
Hissetmeseydim Bu Hüzünlü Mevsimleri, 
Bilirim ki, Kavuşmayacaktım Muhabbete! 

Şimdi Ruhum Kendine Gelir, 
Bırakır Kalabalıklar İçindeki Çaresiz Mırıldanmalarını...
Etrafındaki Nefeslerin Soğukluğu da Üşütmez Artık İçimi...
Yalnızlık, Başka Lezzetler Katar Ömrüme...
Yaprağın Kaderi Düşmekse, 
Benim de Kaderimdir Yalnızlığımla Yüzleşmek...
Yeniden Sevmek, 
Yeniden Sevgiyi Hissetmek... 
Yalnızlığın Tadını Çıkarmak...

Hatırla Sevgili İçinde Coşan Sevişlerini...

Bazen Sözcükler Biz Farkına Bile Varmadan, Kayıp Gider Dilimizden, Bizim Bile Yerleştirmekte Güçlük Çekebileceğimiz En Uygun Yere...

Duvarlarıma Sana Dair Çok da Fazla Olmayan Anılarımı Çerçeveleyip Asmıştım..
Her Nedense Çok Eğri Büğrü Duruyordu Resimler... 
Anılar mı Yakışmadı Resimlere, 
Yoksa Resimler mi Yapışmadı Çerçevelerin Sabitliğine Anlayamadım... 

Kanter İçinde Kaldı Dudaklarım Sana Söyleyemediklerimi Kendime Haykırmaktan... 
Söylesem Anlamazdın, Biliyorum...
Üstünde Hiçbir Etiket Olmayan Bir Şişeye Konmuş Bir Yardım Mesajıydı Kelimelerim...
Ben Issız Bir Adada Yanında Almak İsteyebileceği Üç Şeyi Bile Olmayan Bir Kazazedeydim... 
Biliyor musun? 
Üç Şey Alamazdım Yanıma, Almayı İsteyebileceğim Tek Şey Sendin... 
Ve Sen Bana Aynı Cümlenin İçindeki İki Kelime Kadar Yakın ve Aynı Zamanda Aynı Cümlenin İçinde Asla Bir Araya Gelemeyecek İki Kelime Kadar Uzaktın...

Sana Hoşçakal Demek Hiç Kolay Değildi, Çünkü Benim İçin Hoşçakal, Elveda Demekti...
Benim Sözlüğüm Neden Farklıdır Bilemedim Hiç...
Yazmasın İstedim Vedalar ve Vedalara Yüklü Anlamlar Sayfalarda... 
Boş Yere Aradım Uzun Soluklu Aşk'ları Yırtık Sayfalarda...
Nedendir Bilmem Hep Ama Hep Ayak İzleri Oldu Satırlarımda...
Kah Kuma Gömülüp Kaybolan Ayakların İzlerini Aradım Çöl Issızlığı Akşamlarda, Kah Demirden Bir Örs Gibi Vurdum Adımlarımla Vurgun Sonlara...

Hatırla Sevgili İçinde Koşar Adım Coşan Sevişlerini...
Uzun Soluklu Bir Aşk'ı, Bir Kar Tanesinin Bir Kartopuna ve Ardından Bir Çığa Dönüşmesi Gibi Yaşamak İsterken, Sağanak Yağmurda Islanıp, Sırılsıklam Kaldım Yalnızlığımla...
Çok Yükseklere Saklamıştım Ben Sevgimi...
Sen Upuzun Adımları Yüklerken Bacaklarına, Dümdüz Bir Yol Üzerinde Koşup Durdun Boş Yere...
Başını Kaldırıp Bakmayı Akıl Edemedin Göğün Gülümseyen Mavi Gözlerine...
Uzaklıkları Hala Ölçülerle Sabitleyen Bir Düzene Esirken Sen, Ben Çok Başka Bir Coğrafyada Farklı Bir İklimin Estirdiği Rüzgara Dönüşmüştüm Bile...
İki Kelimenin Buluşamadığı Cümleler, Gökyüzüyle Yeryüzü Arasından Çok Daha Uzak Mesafelerin Timsaliydi Yüreğimde...
Sen Takılmışken Bildik Hikayelerin Tanıdık İşleyişine, Ben Bir Sevda Masalın İçinde Sakince Bekliyordum Sessizlikle Çoğalan Çığlıklarımı Gömüp Göğsüme...
Ama Sen Sözlüğümden Haberdar Olacak Kadar Çok Kalmadın Yüreğimde...

23 Haziran 2014 Pazartesi

Bu Aşk Hep Canını Yaktı...


Hayatın Yükünü Taşımaktan Yorgun Düşmüştü Bedeni...
Kalabalıklar İçerisinde Yalnızlığı Oynuyordu...
Kimsesizliğin Kuytusuna Gizlenmişti Bakışları Yolunu Kaybetmiş Gerçeklerini Arıyordu...
Taşıyamıyordu Ayakları Bedenindeki Soğukluğu.
İsmini Koyamadığı Beklentilere Duyduğu Özlem Çekip Alıyordu Yaşantısını Avuçlarının Arasından...
Esir Vermişti Umutlarını Yolunu Şaşırmış Yarınlara...
Titreyen Düşlerinde Unutulmuşluğun Verdiği Acı, Yüreğinde İse Onsuzluğu Taşıyamamanın Burukluğu Vardı...
Düşüncelerinin İçinde Kaybolmuştu Yine... 
Onun Sımsıcak Gülümsemesi Vardı Gözünü Kapattığı Her An Karşısında... 
Onu Ne Kadar Çok Sevdiğini Gittiği Gün Anlamıştı... 
Bir Daha Yanında Olmayacağını, Elini Tutup Uzun Yürüyüşler Yapamayacaklarını, Başını Omzuna Koyamayacağını, Ona Sımsıkı Sarılamayacağını Anlamıştı Gittiğinde...
Gözpınarlarından Süzülen Gözyaşlarını Saklamaya Çalıştı...
Ama Nefes Almak Bile Zor Geliyordu Ona... 
Yanında Olmasına Çok İhtiyacı Vardı...
Sevgisine Çok İhtiyacı Vardı... 
O Sıcacık Sevgi Dolu Kalbi Başka Kimsede Yoktu...
Gözlerinin Tatlı Bakışı Kimse de Yoktu...
Sevmişti Hem'de Çok Sevmişti Onu...
Atan Kalbinin Seslerinde... 
Çektiği Nefesin Sıcaklığında... 
Ona Baktığı Gözlerinin Işıltısında Sevmişti... 
Canım, Birtanem Vazgeçilmezimsin Demişti... 
Benim Tek Sevdiğimsin Demişti.. 
Bazen Öyle Geliyordu ki Ona; Yaşam Büyük Bir Oyun... 
Bazen Öyle Geliyordu ki Ona, Hiç Bir Şey Gerçek Değil... 
Büyük Bir Yanılgının, Belki Bir Rüyanın, Belki de Bir Masalın İçinde Yaşıyordu....
Çaba Gerektirecek Hiç Bir Şey de Yoktu Zaten Hayatında...
Uğruna Savaşmayı Gerektirecek Hiç Bir Şey Yoktu... 
O Kadar Uzaktı ki Gerçeğin Çirkinliğinden ve Sertliğinden, Ancak Bir Masal Olabilirdi Yaşadıkları Zaten...
Bazen Diyordu ki, "Alıp Mavilerimi Gitsem... 
Bir Yer Bulsam... 
İçindeki Tüm Huzuru Kendi İçinde Barındıran...
Korkuya ve Hataya Dair Bir İz Taşımayan, Bambaşka Bir Yer... "
Takvimlerin Yaprakları Sökülmüş ve Dikiş Tutmuyordu Zaman… 
Geçmişin Üzerine Uydurduğu Kullanılmış Bir Elbiseydi Sanki Aşk… 
Dokunuşlardaki İkinci El Hissini Yadırgıyordu Kimsesizliği… 
Yanından Geçtiği İmkansızlıkları Göremeyecek Kadar Dikkatsizdi Şairliği… 
Cümlelerinin Tümü Sargılıydı… 
Bıçaklanmamış Harf Yoktu Kelimelerinde… 
Oysa Ödün Vermezdi Hiç Özgürlüğünden… 
Çocukken Yalnızlık En Sevdiği Oyundu…
Sanki Asırlar Önce Dinlediği Bir Şarkıydı O... 
Yarım Yamalak Mırıldanıyordu Bazen Onu… 
Karanlıkta Kayboluyordu Nakaratları… 
Oluk Oluk Kanıyordu İç Organları… 
Suskunluğunu Bozup Haykırmak İstedi Kadın...
Yüreğine Kocaman Bir Sevda Resmi Çizmişti; 
Yaralı, Yorgun, Öksüz Yüreğine...
Oraya Ne Tohumlar Atılmıştı Oysa Bu Güne Kadar Ama Hiçbiri Yeşerme Şansı Bulamamıştı... 
Yağmur mu Yağmamıştı, Güneş mi Yüzünü Gizlemişti?
Şimdi Yüreğinde Kocaman Ateş Topu Vardı; 
Yüreğini Yakan, Acıtan...
An Be An Gittikçe Büyüyen... 
Yeniden Aşık Olmuştu...
Irmaklar Çağlıyordu O Küçücük Yüreğinde...
Ardından Şiddetli Fırtınalar, Şimşekler...
Bazen Yıldırımlar Düşüyordu...
Yakıp Yok Ediyordu Tüm Güzel Duygularını... 
Yürek Yanmayınca Göz Yaşarmaz ya...
Onun Gözyaşları Gözbebeklerinde Kuruyor Artık...
Gecenin Karanlığı Gölgeliyor Düşlerini...
Oysa O Sevdasının Düşleriyle Isınıyordu Geceleri...
Hayalleri Vardı Herkes Gibi... 
Sevinçleri, Mutlulukları Vardı...
Yüreğinde Açan Çiçeklere Hayat Versede Gözyaşlarıyla Seviyordu Hayallerini...
Hayal Kurmanın Cezası Var mıydı Acaba?
Olsa da Ne Fark Eder ki...
En Büyük Cezayı Zaten Çekiyordu... 

Şimdi Yüreğindeki Çığlıkları, İsyanlarını Bohça Yaptı Uzun Bir Yolculuğa Çıktı Sessizce...

Sevgisi, Özlemi Azık Olacaktı Ona Bu Sonsuzlukta...
Dil Susarsa Yürek Konuşur ve O Susuyordu...
Susuyor, Susuyor ve Suskunluğuna Sarılıyordu...
Susuyor, Biraz Biraz Daha Üşüyordu...
Şimdi Acılarını Doğuruyor En Dip Köşelerde... 
Feryat Figan Cehennem Çığlıkları Atarken Tutuşuyor Ellerinde Biriktirdikleri... 
Her Tarafı Kan Revan... 
Yüzü Gözü Görünmüyor Acıdan... 
Yokluk İçinde Her Yanı...
"Sensizim" Dedikçe Bir Çizgili Yüz Beliriyordu Karşısında... 
Hangi Aynalarda Kaybolduğunu Bilmiyordu Yüzünün... 
Hangi Tabut Taşıyacaktı ki Bu Günahkar Bedenini? 
Hangi Teneşir Kabul Edecekti Onunla Dolu Olan Onu? 
Hangi Toprağa Gömülmeliydi?
Hangi Anlamsız Bir Vakitte Can Vermeliydi Bedeni? 
Dört Duvarına Adını Yazmıştı Odasında... 
Ne Yana Dönse O Vardı... 
Uykuların Unuttuğu Gözleri Tavanda, Paslı Bir Mum Işığında Tüketiyordu Nefesini... 
Bu Şehrin Ücra Köşesinde Bir Hastane Odasında Üşüdüğünü İtiraf Ediyordu...
Belki de Deliriyordu...
Kendini Tüketiyordu...
Ürkek Bir Ceylan Yavrusu Gibiydi Yüreği...
El Uzatan Herkesten Kaçmayı Yeğliyordu... 
Yalnızlığıyla Baş Başa Bir Hastane Odasında Tükeniyordu... 
Ömrünün Hiç Bir Döneminde Bu Kadar Ağır Gelmemişti Ona Yalnızlığı... 
En Kadim Dostu Olmuştu Hep...
Eksik Kalan Her Yanını, Her Anını, Her Sabahını, Her Karanlığını Yalnızlıkla Dolduruyordu...
Öylesine Alışmıştı ki Yalnızlığa, Onun Yokluğunu Bile Unutacağından Korkuyordu... 
Ağır Gelmeye Başlamıştı Artık Ona Bu Yalnızlık... 
Bir de Üstüne Geçmişi Hatırlama İsteği Eklenince Yüreği Daralıyordu Her Nefes Alışında... 
Her Nefeste Yalnızlık Çekiyordu Ciğerlerinin İçine...  
Şimdi Düşünüyordu da, Öldüğünü Duyarsa Ne Tepki Verirdi Acaba...
Pişman mı Olurdu Mesela...
Yoksa Üstünü Çizip Geçer miydi Ölümünün Giderken Üstünü Çizip Gittiği Gibi... 
Yada Mezarının Başına Gelip Bir Fatiha Nasip Eder miydi Ruhuna... 
Hayatını Zindana Çeviren O, 
Ahiret Acılarını Bir An Olsun Hafifletmek Adına Bir Yasin Okur muydu Ona...
Su Döker miydi Toprağına, Yada Gözünden İki Damla Yaş Akıtır mıydı Onun Adına... 
Göğsü Daralmaya Başlamıştı... 
Ölüyordu... 
Yalnızlığı Bile İhanet Ediyordu Ona Ömrünün Bu Son Deminde... 
Can Veriyordu Bu Şehrin Ücra Köşelerinin Birinde...
Kirpikleri Tuzlu Yaşlarla Islanıyordu...
Onun Omzundan Başka Bir Omuzu Kabul Etmeyen Başı Usulca Ölüme Yaslanıyordu…
Şiir Değildi Yazdıkları...
Bir Sevda Masalıydı...
Kayıp Bir Varoluş Hikayesinden Arta Kalanlardı...
Bu Aşk Hep Canını Yaktı...
O Yüzdendi Bütün Sancıları...
O Yüzdendi Sessiz Çığlıkları...
Zaten Ödünç Yaşıyordu Hayatı...!



22 Haziran 2014 Pazar

Ben Hiç Baharda Çiçek Açmamıştım...

Yalnızlığımın Tam Ortasındayken Geldin Sen...
Sessizce Toprağıma Düştün...
Kuru Bir Ağacın Gövdesine Yürümesi Gibi Suyun, Kanımdan Geçtin...
Sıcaktı Varlığın...
Sen Cemre Olmalıydın...!
Zaten Sevgi Aksın Dallarımdan İstemiştim Hep...
İçimde Kimsenin Bilmediği Tohumlar Biriktirmiştim...
Doğmak İstiyorlardı...
Yeşermek, Sevmek İstiyorlardı...
Ve Sen Cemrem Olmuştun...
Filizler Vermiş, Sana Akmıştım Dallarımdan...
Bir Mevsimi Başlatmıştım...
Bahar Gelmeliydi Artık...
Sessizce Toprağıma Düştün...
Sıcaktın...
Sıcacıktın...
Tomurcuklandım...
Sen Daha da Isıttın Gövdemi...
Sen Daha da İşledin Yüreğime...
Tomurcuklarım Çiçek Oldu...
Açıldım Hayata...
Güneşle Tanıştım...
Ben Hiç Baharda Çiçek Açmamıştım...
İçimde Doğmaya Can Atan Birikmiş Sevgilerimi Şefkatinle Günışığına Sermiştim...
Bir Sevda Masalıydı Bu... 
Bu Bir Masaldı... 
Bu Bir Sevdaydı...
Ben Seni Sevdiğimde Aklım Hür Bir Çocuktu... 
Ne İstersem Yapabileceğimi, 
Dünyanın Ekseninde Ömrümü Geçireceğimi Sanıyordum... 
Ben Seni Sevdiğimde En Çok Kendimi Seviyordum...
Şimdiyse Seni...
Konuşamıyordum, Anlatamıyordum, Dinleyemiyordum, Dizginleyemiyordum Duygularımı... 
İçimde Deli Bir Nehir Gibi Çağlayan Aşkı Tutamıyordum...
Ne Zaman Nasıl Sevdim Seni Bilmiyorum...
Oysa ki Yasaktın Bana, Yasaktım Ben de Sana... 
Bahar Gibi Çıkıp Geldin Tam da Karakışın Ortasında...
Sesini Duymak Öyle Huzur Vericiydi ki İçimde Binbir Kelebek Uçup, Kanat Çırpıyordu Sanki...
Heyecandan Yüreğim Kurudukça Bahar Yağmurları Gibi Yağıyordun Ruhuma... 
Sonra Güneş Olup Açıyordun Rengarenk Gökkuşağı Gibi... 
Aşk Olup Sarıyordun Tüm Benliğimi...
Öyle Benleydin ki, Öyle Sen Olmuştum ki...
Dinlediğim Şarkılara mı Seni Anlatıyordu Yoksa Sen mi Bana Şarkılar Oluyordun? 
Sevdim İşte Seni... 
Hiç Saklamadım, Saklıyamadım, Seni Sen Olduğun İçin Sevdim...
Senin Kadar Yalnızdım, Sevdalara Uzaktım...
Aşka Küskünlüğümü Bilen Var mıydı?
Hem Bilseler Bile Kimin Umurundaydı?
Mutluluk Maskesini Takıp Sahte Bir Yüzle Aldatmak O Kadar Kolaydı ki Onları…
Oysa Yüreğim Ezberlediği Hüzün Şarkısını Bilmem Kaçıncı Kez Tekrar Ediyordu Sessiz ve Derimde...
Delice Bir Aşka Tutulmayalı Ne Kadar Olmuştu Kim Bilir...
Kaç Zamandır Heyecanla Çarpmıyordu Yüreğim Hatırlamıyorum...
Günleri Böyle, Amaçsızca, Umutsuzca Tüketip Gideceğimi Düşünüyordum O Geceye Kadar… 
Sıradan Bir Geceydi, Diğerlerinden Hiç Farklı Değildi...
Bir Önceki Gece Gibi Tüketilecek ve Ertesi Sabaha Yine Yalnız Uyanılacaktım...
Ama Olmadı...!
Gece Sönmeyen Bir Ateşe Döndü Birden... 
Delicesine Aşık Olmuştum...
Sanki Yeniden Hayata Dönmüştüm...
Soluğum Kesiliyor, Sesim Titriyordu...
Aşk Bedenimi Esir Alıyor, Beni Acizleştiriyordu...
Bir Hayal Gibi Geçip Gideceğini Sanıyordum Önce Ama Bu Kadar Yabancıyken Aşka, Bir Gecede Teslim Oldu Yüreğim...
Ve Sen Hayal Değildin, En Gerçekten Daha Gerçektin... 
O Geceden Sonra Bir Başka Yaşadım Hayatı...
Her Güne Seninle Başlıyor, Her Geceyi Seninle Tamamlıyordum... 
Pencereden Güneşle Birlikte Evime Giren Sendin...
Bir Yıldız Kaysa Gökyüzünden, Dilek Tutmak Yerine Senin Adını Söyleyen Bendim...
Adını Söylerken Sanki En Güzel Aşk Şiirini Okuyormuşum Gibi Hissediyordum... 
O Sana Geldiğimde O Gün Sana Baktığımda İnce Bir Rüzgar Esmişti Saçlarının Arasından...
Binlerce Güneş Parlıyordu Gözbebeklerimde...
Sana Dokunduğum Zaman Kendinden Geçiyordu Ellerim...
Yüreğimin İçinden Irmaklar Akıyordu... 
Sana Dokunduğum Zaman Nefes Alamıyordum, Soluğum Kesiliyordu...
Sana Dokunduğum Zaman Boyut Değiştiriyordum... 
Gökkuşağının Bütün Renkler Yine Yeniden Yenileniyordu...
Ve Sen Gittin...!
Ardından Bahar Öncesi Soğuklar Geldi...
Bahar Henüz Gelmemişti ve Ben Yalancı Sıcağına Aldanmıştım...
Soğuktu Gidişin...!
Kardı...!
Ve Sen Geldiğin Gibi, Sessiz Sedasız Gittin...
Yokluğunun Ayazında Yandı Çiçeklerim...
Ve Ben Artık Ömrüm Boyunca Meyvesizim....!

Kaçıyorum Artık Senden...

Senin Bulunduğun Her Yerden Kaçıyorum...
Ama Rabb'imden Tesadüfler İstiyorum...
Sana Dair Tesadüfler...
Hiç Ummadığım Anda Seni Karşımda Görmek için Du'alar Ediyorum...
Caddelerde Gezerken Seni Karşımda Görerek O An Gözlerinde Hissetmek İstiyorum...
Yüreğimi Yakan Özlemi Ansızın Senin Söndürmeni, Ellerimde Sıcaklığını Hissetmeyi, Anılar Arasında Bıraktığım Manaları Yeniden Gözlerinde Manalandırmak İstiyorum...
Senin İsmindi Mutluluğun Eş Anlamı...
Gülüşündü...
Bakışındı Sevginin Ispatı...
Gidişinle Yitirilen Bunca Değerdi Geçmişe Sığdırılan...
Şimdi Hepsi Birer Boşlukta...
Senin Gittiğin Yolda Kırıntıların Arasında...
Ne Kadar Çaba Harcasamda Yokluğunla Dolu Manasını Kaybeden Kelimelerim...
Çelişkilerle Dolu Yüreğim...
Gitti Gelmez Diyen Beynim...
Ağlama, Aşktı Yaşadığın Diyen Kalbim Var... 
işte Böylesine Yaşanılan Bir Fırtına içimdeki
Kaybettiklerime Yakılan Yasın Yağmurları Gözlerimdeki...
Şimdi Sessiz Feryatlarımda Gizli Hasretim...
Çaresizliğin Adı Şimdi Sensizliğim...
Hayalinin Sahteliği Acılarım...
Safca Sevgiye İnanmak Şu An ki En Büyük Dileğim...
Oysa Gidişinle Yitirdim Ben Aşka Olan Inancımı...
Senin Ellerinde Kaldı Saflığım...
Şimdi Sessiz Çığlıklarla Kör Karanlıktayım...
Kaybettiğim Değerleri Geçmişten Almak İçin Çaresiz Çırpınışlardayım...
Hani Son Bir Kez Olsun Baksaydım Gözlerine... 
Yüreğim Haykırsaydı O An Sevgisini Sana...
Son Kez Fısıldasaydım Kulağına Sevda Sözlerini, Sonra Gitseydin,
Gözlerime Bakarak, Yüreğimle Vedalaşarak Gitseydin...
En Azından Aklımda Sorular Kalmazdı... 
Neden Gitti Diye Acabalarım Olmazdı....
Belki Döner Diye Teselliler Uydurmazdım Kendime... 
Gitti Derdim 
Vedasını Edip Çekip Gitti...
Ve Bu Sevda İşte O An Bitti Derdim... 
Susardım...
Yüreğime Susmayı Öğretirdim O Zaman...
Vedasız Terkedişinle Ağlayan Yüreğimi Belki O Zaman 
Gidişine İnandırabilirdim...
Bak O Gidiyor...
Sana Dair Ne Varsa Kendinde ve Yüreğinde Onları Senin Ellerine Bırakıp Çekip Gitti Derdim...
O Zaman Susar ve Gidişine Boyun Eğerdim...

İşte Bu da Son Elveda...!

Her Şeyin Tükendiği Yer Burası... 
Artık Ne Hayal, Ne Ümit Ne de Umut...
Hiç Bir Şey Kalmadı... 
Her Şey Boş Artık... 
Bitti, Yalan Oldu...
Sanki Hiç Yaşanmadı... 
Sadece Hayaldi...
Rüyaydı... 
Uyandık Ve Bitti...
Peki Nasıl Alışılır?
Nasıl Unutulur?
Bunun Cevabı Yok Henüz Bende... 
Dedim ya Benim İçin Her Şey Bitti... 
Ne Yaşamak Hevesi Var İçimde Ne de Varolmak Gibi Bir Çabam...
Hiç Bir Şey Yok Artık...
Gün Gelirde Pişmanlık Duyulursa Bu Ayrılıktan Ne Olacak Peki Hiç Sordun mu Kendine?
Ben Sordum...
Hemde Defalarca...
İşte Cevap...!
Belki Ben Olacağım Pişman Ama Sen Asla Olmayacaksın...! 
Onun İçin Rahat Ol...! 
Korkma...! 
Kimseyi Düşünme...! 
Yalnızca Kendin İçin Yaşa...
Yarınların İçin Yaşa...
Evetttt Benden Bu Kadar...
Ben Yokum Artık Hayatında... 
Ama Üzülme Sakın...! 
Benden Başka Herkes Yanında... 
Bununla Teselli Ol...
Şöyle Dön ve Bak Bir de Bana...
Neyse Vedaları Hiç Sevmem...!
Sadece Şunu Diyeyim...
Allah'a Emanetim Ol...
Her Şey Gönlünce Olsun...
Olur Ya Hani Bir Gün Ben Aklına Gelirsem, Elini Kalbine Koy... 
Sen İstemesen de Senin Yetimin Hep Orada Olacak...
Hoşçakal...

Vakt-i Hüzün





21 Haziran 2014 Cumartesi

İsyanım Deli Sevdama!

Anlatamadığım Bir Sevgi Var İçimde, Sana Karşı Hissettiğim, Ama Anlatamadığım... 
Karanlık Odamı Aydınlatan Güneşim Oluyor Sabahları, Geceleri İse Penceremdeki Ay Işığı... 
Dokunduğumda Uçacak Bir Kuş Gibi Ürkek ve Sanki Kurduğum Bir Hayal Seninle Gerçekleşecek... 
Anlatamadığım Bir Sevgi Bu... 
Ne Başı Belli, Ne de Sonrası... 
Ne Masum Bir Aşk, Ne de Bir Günah... 
Anlatamadığım Bir Sevgi Var İçimde... 
Gördüğüm, Duyduğum, Hissettiğim...
Ve Hatta Hasret Kaldığım, Ama Anlatamadığım...
Bir Şarkı Dolanıyor İçimde...
Bir Seni Söylüyorum Bir de Uzaklığı...
Mısraları Sen, Kelimeleri Sen...
Bir Seni Yazıyorum, Bir de Uzaklığı
Şiirin Adı Sen, Sözleri Sen...
Gece Çöktüğünde Odama Yüreğim Karıncalanıyor... 
O Vakit Sana Emanet Ediyorum Düşüncelerimi...
Ben'i Kaybediyorum Gecenin İlerleyen Saatlerinde Sen Oluyorsun Benliğim...
Özlüyorum... 
Ve Seviyorum... 
Yokluğunda Biriktiriyorum Seni...
Sensizliğimle Boğuşuyor Sayfalarım... 
Hüzünü Yokluğuna Hapsediyorum... 
Yalnızlığı Sensizliğimde Ağırlıyorum...
Özlüyorum Seni... 
İçime Ateş Düşmüş... 
Ruhum Bedenden Ayrılan Yolcu... 
Karanlığın Ortasında Gözlerim Kapalı... 
Seni Düşünüyorum Gecenin Sisi Çöküyor Yüzüme... 
Sesin Yüreğimin Kapısını Çalıyor...
Bir Damla Yaş Dökülüyor...
Bir Hıçkırık Yankılanıyor Duvarları Yalarcasına...
Seni Düşünüyorum Dudakların Yanaklarımda... 
Sevdiğini Haykırırcasına, Nefesindeki Sıcaklığı Hissedercesine... 
Lavlarda Yalın Ayak Koşarcasına Seni Özlüyorum...
Seni Özlüyorum Yağmurdan Sonra Toprak Kabardığında...
Etrafa Çim Kokusu Yayıldığında...
Gökkuşağı Renklerini Saldığında Seni Özlüyorum...
Teninin Kokusunu Özlüyorum!
Seni Özlüyorum...

Bak Sevgili! 
Bak ta Gör Halimi...! 
Sayfa Sayfa Şiirler Yazdım Sana... 
Yüreğimi Akıttım Sözcüklerime ...
Şimdi Diyeceksin ki, Sevdan Sığar mı Sayfalara? 
Sığdırabilir misin Sen Sevdiğini Sözcüklere? 
Yürek Bir Sevdalı Sözle Kanar mı?
Ben Söz Oldum Aktım Sana... 
Yüreğim Bir Sevdalı Deniz Oldu da Aktı Şiirin Yüreğine!
Çaresizim Ben Aşk'ına... 
Çaresiz Sığındım Sevdalı Şiirlere...
Nerdedir Çaresizlik? 
Sevememekte mi? 
Sevilememekte mi? 
Sana Ulaşamamakta mı?
Ben Bir Çaresizliğine Sığar mıyım? 
Yaşar mıyım Çaresizliğe Esir Birinin Aşk'ını?
Sen İmkansızlıksın Benim İçin... 
Çaresizliğim İmkansızlığa Olan Aşk'ımdandır... 
Benim Çarem Çaresizliğimin İçindedir!
Ben Geleceğim Ardından...
Koşacağım İmkansızlıkları Yıkarak!
Bir Dağ'ın  Arkasından Sesleneceğim Sana... 
İmkansızlıkları İmkanlı Kılmak İçin... 
Gelip Beni Bulman İçin!
Beni Bulman İçin Bembeyaz Bir Kar Örtüsünün Üstünde Bembeyaz Bir Çiçek Olacağım...
Bembeyaz Bir Koku Yayacağım, Gelip Beni İmkansızlıklar İçinde Bulman İçin...
Sevgili!
Sev Önce Kendini Kendi Işığında Aydınlat Yüreğini... 
Kendi Yüreğinde Kendini Gör Önce...
Görünce Kendini Kendi Yüreğinde, Göreceksin O Zaman Kendi Yüreğimdeki Seni...
Yüreğini Büyüt Sevda'nla... 
Yüreğin Senden Sana Akacak Sevda İle Beslensin Önce...
O Zaman Kendi Yüreğinde Göreceksin Beni... 
O Zaman Saracaksın Beni Yüreğindeki Her Zerrenle...
O Zaman Alacaksın Sevda'mı Yüreğine...!

Sustukça Çoğalan...
Çoğaldıkça Biriken...
Biriktikçe Anlam Kazanan Bir İkametlik Yerin Var Sol Yanımda!
Hani Anlatılmayan...
Hani Anlatılsa da Aslında Hiç Bir Şey Demek Olacak Olan!
Önce Harfler...
Sonra Kelimeler ve Bir Bütün Olmaya Yeminli Cümleler...
En Kötüsü de Biriken Onca Cümlenin Aslında Hiç Olduğunu ve Hep Bir Duvara Çarpıp da Geri Döneceğini Bilmek...
Ama En Güzeli, Sol Yanda Tutulanları Dile Dökebilmek!
Saçma mı? 
Belki! 
Hata mı? 
Bilmiyorum! 
Peki Ya Gerçek!
Ya da Dile Kolayın Kalbime Yerleşen O Kaybetme Korkusunun Verdiği Sızı...
Sızlaya Sızlaya Geçeceğine İnandığım...
Hadi Konuş! 
Hadi Anlat! Dedikçe Ya Hepten Yok Olursa Diyen Yürek Sesim!
Diyorum ki Bazen, Hapset! 
Tut! 
Sus! 
Bırak! 
Unut! 
Ama Yine de Ele Avuca Sığmayan Bir Yürek İşte Bendeki...
Yani İstemesende, Göze Alamasamda, Ortaya Dökeceklerim Var İşte!
Öyle Kocaman Varsın ki, Yok Edemem Seni Gerçeğin İçinde!
Susuyorum Ben Yine, Gözyaşlarım Konuşuyor Yerime...
Hayalin Yanımda Bakıyorum Sadece, Dokunsam Kaybolacak Biliyorum, Dokunamıyorum...
Ne Diyebilirim ki Sevgili! 
Sen Benim Yüreğimdesin!
Ne Zaman Gitmek İstersen Benden Uzaklara, Uğurlarım Seni... 
Biraz Gözü Yaşlı Biraz Sitemkar...
Yüreğin Gitmişse Benden Uzağa, Kalma Sende Benimle İstemem!
Zira Ben Seni Değil, Yüreğini İstiyorum...!
.....................................................
Nereden Estiğini Bilmediğim Bir Deli Rüzgar Götürdü Tüm Düşlerimi...
Yüreğim Yalnızlığın Eksilerinde Donuyor... 
Özlemimin Sıcaklığı Dereceler Sığmıyor... 
Bir Ateş Yanıyor Bağrımda... 
Sevdamın Acısı Yakıyor Boğazımı... 
Acıtıyor Hüzün Bir Yanımı...
Ellerim Üşüyor İçim Ürperiyor... 
Uykular Nicedir Kapımı Çalmıyor... 
Renklerim de Soldu, Tenim de... 
Kalmadı Artık Sevimli Hiçbir Şeyim...
Sahip Olduğum Bütün Duygular Öksüz Kaldı, Boynu Büküldü... 
Her Şey Dağıldı!
Bir Şeylerin Kırıntısı Duruyor Şimdi Yüreğimde... 
Gözyaşlarım Sular Seller Gibi Boşalıyor...!
Hesapsızca ve Hazırlıksızca Yakalandığım Sevdandan Kurtulamıyorum... 
Çabalıyorum, Çırpınıyorum Oluruna Bıraktıkça Daha Çok Yıpranıyorum... 
Derman Arıyorum Bekliyorum, Ama Daha Çok Acı Çekiyorum...
Bir Umman Sanki Bu Sevda ve Ben Kapılmış Gidiyorum... 
Gözlerim Yas Tutarken Sustu Kalbim Hüzün Yokuşlarında...
Akarken Ağır Ağır Yaşlar Göz Pınarlarımdan, Dur Diyemiyorum Süzülüşlerine...
Durduramadım Kendimi Yüreğimde... 
Susturamadım Haykırışlarını... 
Gözlerim Yas Tutarken Issızlığımda, Gel Diyemedim Bekleyişlere! 
Susturamadım Yüreğimi... 
Son Diyemedim Özleyişlere!
İsyanım Kendime... 
İsyanım Sana... 
İsyanım Deli Sevdama!
Sızısı Hariç Kendine Sığındı Yürek, Ama Kendini Kendinde Bulamadı  Hiç!
Gönlünün Kilitli Sayfalarındayım İşte Şimdi Ben... 
Yine Söz Geçiremedim Kanayan Şu Yarama! 
Dur! 
Bırak! 
Bırak Çek Git Diyemedim İşte! 
Diyemedim Deli Gönlüme...
Kanayan Yaram Kaldı Ruhumda... 
Çaresiz Kaldım... 
Kalbimin Her Yeri Kan Revan İçinde... 
Sözler Yine Anlamsız...
Her Gece Gölgeme Sığınıyorum... 
Hiç Kimsesiz ve Savunmasız Hissediyorum Yüreğimi... 
Ben miyim Bu Çaresiz Kalan, Her Gece Gözyaşı Döken?
Unutmuşum Neden Yaşadığımı... 
Ben Seni Ararken Kendimi Kaybetmişim... 
Ellerimde Kalmış Kaybettiklerim...
Kalbim Bir Yerlerde Aşkınla Esir Olmuş... 
Zindana Girmiş Mahkum Edilmiş... 
Ruhum Parçalanmış Bir Yerlerde... 
Terkedilmiş, Bırakılmış Öylesine...
Nedeni Yok Sevmemin... 
Bir Yok Oluş Bu Bekli de... 
Issız Çığlıklar... 
Senle Boğuk Düşler... 
Bürünmüş Aşk'ım Yalnız Sana...
Gitmedim Ben, Gidemedim...
Kalamadım da... 
Bu Hiçlik Duygusu İçimde Yer Etmişken, Gideceğim Yollara Karar Veremedim...
Yarım Kalmışlığımla Eksiliyorum Hayatla Değil... 
Her Gün, Her Saat, Her Dakika İçimden Bir Parça Daha Yitiriyorum... 
Ömrüm Akıyor Gözlerimden, Her Damlada Eksiliyorum... 
Bu Eksilmeyi Durduramıyorum...!!!
Yardım Et N'olur!
Ben Yavaş Yavaş Kayboluyorum!
Tutsak Bir Sevda Benimkisi Biliyorum Zincirlere Vurulmuş... 
Sürgün Bir Sevda Benimkisi Biliyorum, Yorulmuş Elden Ele Savrulmuş...
Ben Kendi Cezaevimdeyim... 
Gönüllü Tutsak....
Kurtulur muyum? 
Kimbilir!
Söylenecek Tek Cümle Kaldı Yürek Satırımda... 
Ne Güle Güle Derim,
Ne de Hoşça Kal... 
Bir Cümle Sadece,
Kaybolur Çığlıkların Asrında... 
Ne Sen Duyarsın, 
Ne de Alem...?!