17 Ekim 2017 Salı

Çukuru Olmayan Mezardayım İşte...!

Yürek Sesim İncitiyor Artık Beni,
İçimden Geçen Hiçbir Şeyi Dile Dökemiyorum,
Çaresizlik Boğazıma Düğüm,
Hayallerim Yıkılmaya,
Umutlarım Tükenmeye Mahkum...
Bir Hayat ki; Sarılması İmkansız Yaralar İle Dolu...
Sorma Neler Yaşadığımı,
Gücüm Yok, 
Dermanım Yok Anlatmaya...
Anlat Deme Bana,
Bir Araya Getirip İçimden Kopup Gelen Cümleleri,
Anlatamam ki Kendimi...

Öyle Zor ki Karanlıklar İçinden Umuda Tutunmak,
Katran Karası Acılara Dayanmak, 
Kuş Uçmayan, 
Kervan Geçmeyen Düşler Kurmak,
Yüzümde ki Hüznün Karanlığına Sarılmak...
Ruhum Öylesine Kırılgan ki; 
Değseler Dağılacağım...!
Umutlara Sarılmaya Cesaretim Yok Artık,
Kırıklarla Dolu Bir Kalbi İçimde Yaşatmaya da…

Sahi Nereye Gidiyor Önümde Uzanan Bu Yollar?
Güneş Doğdu Doğacak Derken Nedir Bu Karanlıklar?
Umutsuzluklar Yarın İçin Kurduğum Hayallerimi Neden Alıp  Götürüyor Ümitsiz Diyarlara?
Tüm Çıkmaz Sokaklar Neden Benim Yollarıma Çıkıyor?
Kaç Demir Parmaklık Var Etrafımda?
Neden Düşlerim Sarsılıyor,
Hayallerim Yıkılıyor?
Neden Hüznümün Adı Yok, 
Ya Rengi?
Kim Verebilir Bana Kaybolan Renklerimi?
Kim Diriltebilir Ölen Ümitlerimi? 
Dünyaya Küsmüşsem Suçlu Ben miyim?

Sorma Bana,
Hiç Bir Şeyim Yok, 
Hüznün Batağındayım Sadece, 
Yarım Şiirler,
Umutsuz Hastalar Gibiyim...
Ne Sabrım,
Ne Gayem,
Kalmadı Hiç Bir Şeyim...
Mevsimim Hazan,
Bağlamıyor Beni Yaşanan Mutluluklar...
Dinleme Beni,
Dediklerime Aldırma,
Boşver,
Kaale Alma,
Anlayamıyorum,
Anlatamıyorum,
Her Şeyden Ötesi,
Ben Artık Yaşayamıyorum...!
Ben Diyorum, 
Ben,
Çukuru Olmayan Mezardayım İşte...!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.