21 Eylül 2012 Cuma

Ben Hep Yokluğunda Yaşadım Sevdamı...

Ne Kadar Uğraştıysam da Birtürlü Sevdana Tutunamadım!
Ben Hep Senin Yokluğunda Yaşadım Sevdamı...
Hiç Olmadığın Kadar Yoktun Hayatımda...

Hatırladığım Tek Şey Yokluğun...
Sessizliğin...
Sen Hep Çalmayan Telefonlarımdın...
Duyulmayan Aşk Fısıltılarım...
Dünyayı Suskunluğa Bürümem Bile Yetmezdi Sana...
Sen Hemen Kendine Yeni Bir Dünya Kurardın...
Ben İse Senin O Yeni Dünyanın Kapısında Kimsesiz Bir Çocuk Gibi Beklerdim...
Güneş Doğardı...
Güneş Batardı...
Ama Senin Kapıların Asla Kımıldamazdı...
Ben İse Susardım...
Hıçkırıklarımı Bile Sustururdum...
Susar ve Kapını Açmanı Beklerdim...
Sen İse Beni Her Farkedişinde Beni Bilmediğim Kimliksizliklere Bürürdün...
Üzerime Zorla Giydirilmiş Gibi Hissettiğim Kimlikler Yüzünden Kapının Açılmasına Bile Sevinemezdim...
Çünkü Bilirdim; Açılan Her Kapının Ardında Yine Sensizliğin Olurdu...
Aslında Beni Dünyana Almak İçin Açmazdın Kapılarını...
Açılan Kapıların Sadece Kendine Yeni Bir Dünya Kurma Telaşın Olurdu...
Bilmezdin Sen...
Bilemezdin...
Kurduğun Dünyalarının Kapılarında Bekleyen O Sessizlik Olmasa, Dört Duvardan Başka Bir Şeyin Olmayacağını Bilemezdin...
Ve Hep Bu Yüzden Başka Kapıları Özlerdin...
Bilirdin ki; Kapının Önü Hep Dolu Olacak...
Bilirdin ki; Sessizlik Orada Öylece Dinginliği Bozmanı Bekleyecek...
Ama Ben de Bilirdim ki; Hayat Sonsuz Sessizlik...!


Akşam Oldu Yine...
Zaman Dedikleri Su Misali...
Bir Günde Bitti...
Daha Kaç Gün Bitecek, Kaç Gün Daha Geçecek Sensiz Bilmiyorum...
İmkansız Olduğunu Bilsemde Hala Gelmeni Diliyorum...
Gelmeni Ve Sadece Benim Yanımda Olmanı Diliyorum...
Çünkü Seni Ben Ölesiye Seviyor ve Özlüyorum...!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.