20 Şubat 2012 Pazartesi

Sevgim Işık Olsun Sana ve Sevmeyi Bilenlere...!

Sevmek Kelimesiyle Bozmuştum Aklımı!
Nereye Baksam Sevgi Kokuyordu...
Aklıma Takılan Şey Aslında Küçük Bir Şeydi...
Sevginin Sıcaklığı Aşkın Anlamıydı...
Sevebilmek O Kadar Kolay mıydı Yoksa?
Önemsiz Boş Bir Kağıt mıydı?
Sebepsiz Veya Düşüncesizlik miydi? Sevginin Bölünmesine Sebep Olan...
Anlaşılmaz Bir Daire İçinde Dönebilmek miydi Sevginin Temeli?
Onun Sokağına Girdiğinde Gözlerinin Çaresizce Cama Bakması mıydı Sevginin Çaresizliği?


Erişilmez Bir Duygu Olduğunu Bile Bile Bölünmesine Sebep Oluyoruz Sevginin...
Ama Hep Hüzünle Kalkıp Hüzünle Fırlıyoruz Yalnızlığa...
Kader Deyip Geçiştiriyoruz Elimizdekini Kaybedince Alın Yazımıza Yazılmış O Kısmeti Kendi Ayağımızla İterek İleri...
Kimi Sabaha Kadar Ağlar Kimi Belki de En Güzel Uykuyu Çeker...
Kimi Kolunu Keser Falçata İle Kimi İse Beddua Eder Ahirete Kadar...
Kimi Duygusunu Kağıda Döker Kimi de Boş Duvara...
Peki Bu muydu Sevginin Falçata İle Kesilmiş Derin Yarası?!


Kalanların Ardından Umutlar Sevgiler Aşklar da Kalıverir Bazen...
Gözyaşlarıyla Sulanır Gidenin Yolları, Toz Toprak Olmasın Diye Giden Sevgili...
Giden Alıp Götürürken Hayata Dair Ne Varsa Kalanın Avuçlarında
Gizlenir Bir Garip Veda, Bir O Kadar da Ilık Bir Sevda...


Giden Yol Alırken Kendince Yeni Umutlara Yolluğuyla Doymayıp Karnını Doyurur Yol Üstü Lokantalarında...
Ya Kalana Ne Demeli?
Çıkını Elinde Beklemektedir Kırıntılarını Paylaşacağı Bir Yol Arkadaşını...


İşte Bende Seni Kırıntıların Elinde Beklerken Bulmuştum Bir Yol Kenarında...
Hüzün Bulutları Sarsa da Gözlerini Hala Sevgi Dolu Bakmayı Başarabiliyordun...
Bağlıydın Hayata, Aynı Benim Sana Hayat Diye Bağlandığım Gibi...


Oysa Ben Ne Kalandım Ne de Giden...
Paylaşabileceğim Bir Aşk Kırıntımda Yoktu Elimde...
Elinde Kalan Son Kırıntılarını Bir Yudum Suyla Paylaşmaya da Razıydım...
Senin Olduğun Yerde Nefes Alacak Bir Atmosfer Olduğunu Biliyordum... 
Senin Gözlerinin İçinde Yaşanacak Bir Hayat Olduğunu Görüyordum, Senin Görmediğini Bile Bile...
Sen O Tozu Dumana Katıp Gidenin Ardında Bıraktığı Son Ayak İzlerine
Kenetlemiştin Gözlerini, Kim Bilir Olurda Dönerse Diye...


Seninle Birlikte Yol Kenarına Oturup Onu Bile Beklemeye Razıydım...
Güneşine Gölge...
Gecene Perde Olmaya Hazırdım...
Yıldız İstiyorsan Yıldız Toplamaya...
Ay Işığını Yorganın Yapmaya Razıydım...
Sen İse Karanlığa Aşıktın, Olurda Gecene Işık Gibi Doğarsa Diye!
Ben Yinede Sevgimi Çiçek Diye Toplayıp Sundum Sana Demet Demet...
İster Al Vazoya Koy Yaşatabildiğin Kadar Yaşat...
İstersen Bırak Yanıbaşında Kurusun...
Sadece Yanında Olsun Yeter...


Beni Sevemeyeceğini...
Sende Kalan Kırıntının Sadece Sana Yeteceğini Bile Bile Serdim Önüne Sevdamı...
Senden Ne Aşk Ne Sevgi Dilenmiyorum...
Ardımda Bıraktığım Kalanım Olmayacaksın Sen...
Ama Senin Ardında Kalan Bir Ben Hep Olacak...
Ve Sen Kurumuş Aşk Kırıntılarınla Boğazını Parçalarken, Ben Yudum Yudum Su Vereceğim Sana...
Sen Farkına Bile Varmayacaksın Sevgimin Bir Damla Gözyaşı İle Başlayıp Dere Olduğunu... 
Sonra Irmaklara, Nehirlere Dönüştüğünü...
Çağlayanlarla Coşup Nasıl Bir Sevgi Denizi Oluşturduğunu Bilmeden Serinleyeceksin Sularımda...
Ama Asla Boğulmayacaksın...
Ben Yaşadıkça Sende Yaşayacaksın Sevgimin Enginlerinde...


Bir Sana Bir de Aşkıma Eğdim Başımı...
Sevgim Işık Olsun Sana ve Sevmeyi Bilenlere...!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.