24 Ekim 2012 Çarşamba

Hasretle Vuslatın Buluştuğu Son Nokta...

Hasreti Bilir misin Sen?
Hani Şöyle Parçası Kalmayana Kadar Bir Şeyi Kıyarsın Ya? İşte Öyle Bir Şeyler Kıyılır İçinde...
Aynı Zamanda Bir Sızı Yayılır Canına, Ciğerlerine, Damarlarına Gönlüne ve Bedenine...
Bir Bulut Birikir Gizli Bir Diyarlarında, Bilemezsin, Anlayamazsın Onun Farkında Bile Olamazsın...
Büyür Büyür Her Bir Zerrene Yakıcı Bir Duman Gibi Dolar Daralırsın, Boğulursun...
O Bulut Gezinir Gezinir de İçinde Bir Türlü Yağmurlar Çözülüp de Katrelenemez, Çözülüp de Düşemez Toprağa, Parça Parça Yarılıp Dağılmış Kurak Topraklarına...
Karanlıktasındır Bir Türlü Güneş Doğmaz Yüreğinin Yaz İklimlerine...
Neyin Nerede Olduğunu Bilemeyecek Kadar Koyu Bir Karanlık!
Görüyor Olsan Dahi Bir Türlü Gözlerinin Göremediği Son Noktalar Sisli ve Pusludur Görmek İstediğini Göremezsin...
Aydınlıklar Sana Karanlıktır....
Bir Yola Çıkmışsındır...
Şuurun Erince Bir Bakarsın Yollar Binleşir Çoğalır, Hangisine Gireceğini Şaşırırsın...
Sevgiliye Çıkan Hangisi Diye Hayıflanırsın...
Ne Yapacağını Şaşırır Biraz Birine Biraz Diğerine Derken Bir Sürü Istıraplarla Geri Döner, Esas Başlangıç Noktasını da Kaybettiğin İçin Şaşkın Sonu Çıkmaz Yollar Arasında Çaresiz Öyle Dolanırsın...
Sokak Sesleri Yankılanır Kulaklarında, Yüreğinin Duvarlarında...
Girdaba Düşersin...
Seslenirsin Sesin Dağlarda Yankılanır...
Her Ses Sana Sevgilinin Sesi Olur...
Kuşlar Havalanır İçinden...
Aklının, Ruh'unun, Kalbinin Her Türlü İnce Hissiyatlarının Semasında Durmadan Uçar Kanat Çırparlar Maviliğin Derinliklerinde Gelinliğini Giymiş Beyaz Bulutların İçinde...
Hiçbir Dala Konmadığı İçin Senin Göğün Ötesine Bakmanı Engellerler...
Haber Taşısınlar İstersin Kanatlarında Sızlayan Yüreğine...
Hasret Böyle Karmakarışık Bir His Yumağıdır İşte...


Ve Kavuşmak...
Ve Buluşmak...
Ve Vuslat...
Bazen Hasret Duyulan Şeye Kavuşulduğunda Bunca Ezici Boğucu Sıkıntılarından Kurtulduğunu Düşünürsün Bu Kez de...
Ayrılığın Hasreti Büyür...
Istırapların Onda Diner Yanlışların Doğru Olanlarını Sen Gösterirsin...
Yorulmuş Hırpalanmış Varlığın Benliğin Ona Kavuşunca Tazelenir...
Yüreğin Yeniden Filiz Verir, Onun Katreleri Sana Hayat Olur...
Hem Hasrettir Hasretlerin En Derini En Güzeli, Hem Vuslattır Kavuşmaların En Derini, En Ferahlısı, En Muhabbetlisi, En Tatlısı...
İşte Hasret İle Vuslatın Buluştuğu En Önemli Noktadır Ona Kavuşmak, Onla Olmak...
İşte Hasretle Vuslatın Buluştuğu Son Nokta...
Kalbinin Ulu Çınarının Gölgesinde Yüreğinin Meltem Esintisintisinden Yüreğinin Özlemine Kavuştuğu Nokta...


Öyle Hasretim Öyle Özlemlerdeyim ki Senden Başka Yardımcım Yok Yüreğim;
Konduğun Yerlerde Görürsen Eğer Benim Yerime Ona Söylersin...
Söylersin Değil mi?
"Sevgiyi Taşımak Değil Hasreti Çekmek Zor, Yaşamak Değil, Ölüm Değil Sevdiğini Özleyip de Görememek Zor" Diye...!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.