6 Ocak 2017 Cuma

Bir yangın yeri

Bilmem kaçıncı sayfa bu,
Kim bilir kaç cümle kurdum bu güne kadar...
Ya yazamadıklarım, 
Beynimde tükettiğim kelimeler? 
Dermansız isteklerin sükün ettiği bir akşam... 
Yarınların düşleri sanki öksüz,
Sanki yorgun,
Sanki bilimeze koşmak isteyen bir yürek,
Sanki sükütun başladığı yer, 
Ya da bekleyişin ardında kalan zaman… 
Olası olmayan düşünceler sonu hep yoksulluğa çıkan,
Hep hayal kırıklığı... 
Yarına göre farklı olan bir akşam....
Ayrılığın sesi duyulmuş gibi, 
Hasretin rengi tanınmış gibi, 
Özlemin resmi yapılmış gibi...
Donuk gözlerle,
Eskiyen bir yürekle,
Dibi görünmeyen bir derinlik hissi bu...
Yalnızlığın sesi, 
Sahipsizlik sesi,
Parçalanmış aşkın son sesleri bunlar belki de... 
İçimde kalan bir yokluk… 
Yoksunluğuna çıkan bir çıkmaz… 
Bir yangın yeri,
Bir karanlık, 
Bir ateş 
Bir başka nefes, 
Bir başka acı, 
Belki de bir bekleyiş ömre dahil...
Uzun bir bekleyiş bu, 
Yarısı geleceğe düşmüş, 
Yarısı geçmişle boğuşan... 
Çok büyük ağırlık bu, 
Büyük bir iç çekiş,
Belki de son mecalsiz duruş...
Artık susma zamanlarını yaşıyorum
Sessiz kalmak ölüm aslında, 
Artık susma derken,
Sessizliği bozmak belki de...
Bitecek artık üşümelerimiz, 
Nefeslerin ıslaklığı, 
Ve bitecek sonsuza kazınan acılar...
Bundan sonra adın bir şarkı... 
Bir özlenen... 
İnkar edilemeyen bir nefes… 
Yoklukta kayboluş... 
Unutulmak istenen şarkı olacak...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.