15 Kasım 2012 Perşembe

Yaşadığımız Bir Garip Yalnızlık Hikayesi...


Doğum ve Ölüm Tarihleri Arasında Var Olan Bir Hayatın Yorgunlarıyız...
Yaşadığımız Bir Garip Yalnızlık Hikayesi...
Etrafımızdaki Yüzlerce İnsana Rağmen Yine Kendimizi Yalnız, Çaresiz, Kifayetsiz Hissediyoruz...
Ruh'umuzun Vadilerinde Gezinen Yüzlerce İnsan Dahi
Unutturmuyor, "Hesabı Yalnız Verilen İmtihanımızı" Aksine; Her Hikaye Altını Çiziyor Yarımlığımızın...
Yalnızlık, Yarım Oluşumuzdur...
Yalnızlık, Alnımızda İnsan Olmanın İmzasıdır...
Yalnızlık, Kalabalıklarda Yaşanan Bir Tenhalıktır...


Sevdiklerimiz Oldu, Sevenlerimiz de Oldu...
Gidenler, Dönenler Oldu; Gidip de Dönmeyenler de...
Doğanlar, Ölenler Oldu...
Güneş Bir Görünüp Bir Kayboldu...
Kayan Yıldızlar Dileklerimize Umut Oldu...
En Büyük Hatamız, Geçici Olana "Her Şeyim" Demek Oldu...
Bir İnsan, Bir Eşya, Bir Mekana "Her Şeyim" Dediğimizde, Onu Yitirmekle Elimizde "Hiçbir Şey" Kalmamış Oldu...
Yürek Coğrafyamızda Yaşanmış Onca Devasa Sevgi Dahi Hissettirmedi mi Bize Yalnızlığı?
Bitimsiz Bir Tat Aramadık mı Savruluşlarda?
Kalbimizde Dost Yoğunluğunu En Çok Hissettiğimiz An'da Bile O An'ın Geçici Olduğunu Bir An Olsun Çıkardık mı Aklımızdan?
Güzel An'lar Hiç Bitmesin Diye Fotoğraf Karelerine Sığınmadık mı?
Günde Beş Kez Yalnızlığımızı İtiraf Etmedik mi?
Avcumuzu Açıp Tek Olan’a Du'a Ederken, Küçüklüğümüzden Büyüklüğüne Köprüler Kurmadık mı?


Düştüğünde "Acımadı ki" Diyen Çocuklar Gibi Gizlemek İstiyoruz Acılarımızı...
Düş'lerimiz İpinden Kopmuş Balonlar Gibi Kaybolduğunda, Bir Kez Daha Anlıyoruz Yalnızlık İmtihanımızı...
Kalbimizin Özgür Ağırlığını Bir Başka Kalp Taşıyamazken ve Ancak Gölgemiz Kadar Var Olabilirken, Bir Başka Kalpte Nasıl Beka Bulabiliriz?
Ve Nasıl Anlatabiliriz Kendimizi, Kendini Dahi Anlamamışlara?
Bizi Anlamayan İnsanlar Arasında Bir Hayatın Ardına Düşerken, Onlara Kızmak, Sınırlı Oluşlarını Yüzlerine Vurmakta Değil Hüner...
Asıl Hüner, Çaresizliğimizle Onların Çaresizliklerini Birleştirip Bir "Çare" Bulabilmekte...


İnsanların Bizi Anlamadığı An'lar Olur, Hatta Bizi Tamamen Yanlış Anladıkları Zamanlar da Olur...
En Çok Emeğimizin Geçtiği, Fedakarlık Kapılarını Sonuna Kadar Araladığımız İnsanlar, Küçük Bir Noktaya Takılıp Bizi Unutabilir...
En Çok İhtiyacımız Olduğu An'larda En Sevdiklerimizi Bile Yanımızda Bulamayabiliriz, Ya da En Güvendiklerimiz Bizi Şaşırtıp, Kalbimizde Çizikler Olmasına Sebep Olabilir...
Her Kim, "Sürekli Değişen" Anlamına Gelen Kalb’e Sahipse, Sürekli Değişecek ve Hiçbir Zaman Tamamıyla Güvenli Olmayacaktır...
Hasılı Bu Dünya da İnsana Dair Ne Varsa, Hep Bir Yanı Yarım ve Bir Yanı Eksik Kalacaktır...
İnsan İnsana Yetemez, Ancak Hayatına Anlam Katabilir, Muhtaçlığını Azaltabilir...


Saygılarımla...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.