4 Kasım 2012 Pazar

Hoşçakal Aşkların En Güzeli...

Uzaklara Dalıyor Gözlerim...
Bulutlar Gri...
Bir Rüzgar Esiyor ve Üşümeye Başlıyorum...
Saçlarım Yüzümü Kapatıyor, Elimle Açmaya Çalışıyorum, Ama Duruyorum Sonra...
Belki de Rüzgarın Elleriyle Dokunuyorsun Saçlarıma...
Kapatıp Aslımı Tüm Gerçeklere, Suretime Açıyorum Ruhumu...
Sessizliği Dinliyorum İçinden Sesini Duyacakmışım Gibi...
Sanki Birşeyler Fısıldayacaksın Bana, Daha Önce Hiç Duymadığım, Hiç Bilmediğim Bir Şey...
Tüm Dünyayı Susturup Konuşmak İstiyorum Seninle, Fikrimde Bile Olsa Yeter Bana...
Artık Seninle İlgili En Küçük Bir Düş, En Küçük Bir Ses, Ufacık Bir Düşünce Bile Avutabiliyor Beni...
Tanımlayamadım..
Varlığında İçimdeki Heyecan, Yokluğunda Yüreğimdeki Korku muydu Aşk?
Yarım Kalmışları Tamamlayamamanın Verdiği Huzursuzluk muydu Yoksa?
Belki de Sendin Aşk Bende, Ben Bunu Hiç Farketmedim...
Öğrendim...
Yokluğuna Alışmayı, Sensizlikte Bir Başıma Savaşmayı..
Unutmadım...
Seni Unutmak Aklımdan Bile Geçmedi, Düşünmedim Bunu Hiç...
Öyle Çoktun ki, Hiç Bir Yere Sığdıramadım Seni...

Ne Aklıma Ne de Yüreğime...
Sözler Bitti...
Böyle Bitmemeliydi Oysa, Çok Cümlesi Vardı Kurulacak Bu Hikayenin...
Daha O Kadar Söylenmemiş, Ertelenmiş, Yaşanmamış Varken Yazmamalıydı Kalemim Sonunu Böyle...
Sustum...
Ağlamıyorum Artık...
Saymadığım Kaç Zamandır Gözlerimden Bir Damla Bile Gözyaşı Akmıyor Ne Sana Dair Ne de Hayata...
İçimde Bir Yerlerde Gizliyorum Onları da Tıpkı Seni Gizlediğim Gibi....
Kapanıyor Perde...
Suretimi Kapatıp Aslıma Dönüyorum Yine...
Şimdilik Hoşçakal Aşkların En Güzeli...
Kavuşur Elbet Ellerim Sana Günün Birinde...
Sarılıverir Ummadığın Bir Yerde Boynuna...
Belki de Dokunur Tenim Tenine...
Hangi Gün Dönerim Bilinmez...
Boş Kalacak Yüreğim Ölene Kadar...
Yüreğimin Senli Olan Yanını Alıp, Ayak İzlerimi Bırakıp Ardımda Yürüyorum Sonu Sana Çıkan Yollarımda...
Sen Hep "Aşk" Olarak Kalacaksın Yüreğimin Kalemiyle Yazılan Her Satırımda...

Yıllar Sonra Bir Hazan Sabahında Sessizce Uyanırsam Eğer Sen Yine Herzaman ki Yerinde, Yine Yüreğimde Olacaksın...
Çünkü Ne Olursa Olsun Olamam Ben Sensiz, Yapamam Sevginsiz...

Dilde Değilmiş Sevmek Asıl Olan Yüreğinde Hissetmekmiş...
Dokunmadan Tenine Karşındakini Yakabilmekmiş...
Kor Yangınlardan Bir Esintide Kıvılcım Misali Savrulup Yanında Olabilmek, Yüreğinle Sevebilmekmiş...
Dilde Değilmiş Sevmek Yüreğinle Dokunabilmekmiş Sevdiğine...
Bazen Bir Dokunuşta, Bazen Bir Bakışta, Bazen Bir Cümlede İçinde Kopan Fırtınaları Durdurabilmekmiş...
Hissetmek, Anlayabilmek, Anlatabilmekmiş...
"Seni Seviyorum" Derken Yaprak Misali Titretmesiymiş Yüreğinin Her Telini...!

Sevgi Yürek İşidir!
Sevgi Düşünmeden Kendini Zorlamadan, Zamanlamadan, Anlamadan, Dinlemeden Koşmaktır Peşinden Nereye Olduğunu Bilmeden... Sevgi En Yalın ve En Büyük ve En Sessiz Çığlıktır...
Bir Gülümsemedir Sevgi Bir Gözyaşı Bazen de Acı ve Hüzündür...
Bir Burukluk, Bir Kırgınlık, Bir Sevinç, Bir Coşkudur...
Heyecandır, Umuttur...
Bir İnançtır Sevda...
Hiç Olmayacak Du'adır...
Bir İsyandır Anlamsız...
Oysa En Başta Yenilgidir...
Bulduğunu Sandığın Bir Kaybediştir Aslında...
Bir Tutkudur Sevda, Bilerek ve İsteyerek Mahküm Olmaktır...
Yani En Başında Teslimiyettir...
Sonra Oturup Ağlamaktır Kendi Ettiğine Kendinin...
Ve Aslında Sevda Bir Başlangıç Değil Bitiştir...!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.