24 Temmuz 2012 Salı

Ayrılık, Tut Elimden Bırakma!

Nasıl da Yorgunum...
Yıllar Ne Çok Hırpalamış Benliğimi...
İçimdeki Aydınlık Dışımda Titrek Bir Akis Olmanın Ötesine Gidemiyor...
Aslında Ötesi Var mı, Bilmiyorum...
Ötelerle de İlgilenmiyorum, Hem Ötelenmeye de Alıştım...
Şiddetli Rüzgardan Sonra Kırılan Yeryüzündeki Bütün Filizlerin Mahzunluğu Var Üzerimde...
Belki Rüzgara Küstüm, Belki de Dalgalara Küskün Kıyıların Yılgınlığıdır Üzerimdeki...
Ya da Gecenin Gündüze Kavuşma Sevdasının İmkansızlığıdır Yaşama Dair Umudum...
Hayattan Ne Umduğumu Dahi Unuttum...
Bir Şansızlığım Unutmadı Beni, Bir de Hoyrat Zaman...
Yıllar Çok Hırpaladı Benliğimi, Nasılda Yorgunum Yaşamaktan....
Belki de Yaşamak İçin Savaşmaktan...
Hani Düşünmez Olursun Gerçekleri...
Anılar Yakar Seni, Anlamsız Düşünceler Sarar...
Bedenin Fırtına Misali, Savrulursun Yorulursun...
Acır Yüreğin Hiç Acımadığı Kadar...
Dalar Gider Bakışların Yağmur Damlalarına...
Suskun Dudakların Kilitlenir Konuşamaz...
Bilir Konuşursa Yaşlar Saracak Yanaklarını...
Damlalar Akamaz Gözlerinden Tutarsın Kendini...
Yalancı Bir Tebessüm Gelir Yerleşir Dudaklarına...
Yağmur Bile Utanır Yağmaya, Uzanamaz Avuçladığın Topraklara...
Bir Şarkı Gezinir Dudaklarında Ağlamaklı Hatıraların Hapsolduğu...
Bakışlar Susmuştur, Bir Veda Bile Çok Gelmiştir Kanayan Yüreğine...
Kaçıp Gitmek İstersin Yüreğine Acılar Dolduran Bu Şehirden...
Yumarsın Gözlerini...
Bir Damla Yaş Süzülür Yalnızca Gözlerinden...
Alev Alev Yanar İçin...
Duymak İsteyipte Duyamadığı Sözcükler Bulandırır Beynini...
Kurtulamazsın Sevdandan, Yapışmıştır Yakana Bir Kez...
Ayrılık Vakti Gelir Dayanır Kapına Kurtulamazsın...
Ayrılık Denen Amansız Hoyrat Rüzgar Savurur Seni Yaşadığın Rüyanın Dışına...
Ne Gündüzün Ne de Gecen Vardır Artık...
Yaşadığın Her Saniye Çekilmez Olur...
Bitsin Dersin, Bitsin İstersin Bu İşkence...
İsyan Edersin Geceye...
Bağırmak Haykırmak İstersin Yıldızlar Alsın Götürsün Bedenini Diye...
Onlar da Duymaz Olur Yakarışını...
Yalnızlıktır Bu Gelir Yerleşir Yüreğinin En Kuytu Köşesine...
Kenetlenir Kalır Orda...
Daha Çok Sıkar Damarlarını Her Anıda, Kan Dolaşmaz Oluncaya Kadar...
Bir Şiir Gibi Yaşayıp Bitmek İstersin Bu Hayatta...
Yalnızlık Sarar Sımsıkı, Kaçmalar Fayda Etmez Yüreğine...
Tükenirsin Yavaş Yavaş...!


Artık Buralarda Durmanın Verdiği Yorgunluk Ağırlaştırıyor Bedenimi...
Gitmeliyim Kendimden, Kaçmalıyım Uzaklara Eşgalimi Kimse Görmeden...
Bilmemeli Kimse Neden Gittiğimi ve Hiç Kimse Sormamalı Beni Kimseden...
Ne Gece Ne Ay Ne de Yıldızlar Ve de Bir Başkası Bilmemeli...!
Harap Olan Hayallerimi Unutmalıyım...
Yitik Düşlerimi Savurarak Gökyüzüne, Sıkarak Dişimi Dilimi Kana Bulamadan ve Neden Ağladığımı Bilmeden Sessizce ve Kimsesizce, Biraz da Gizlice Gitmeliyim...!
Bedenimi Hapsetmiş Karanlığa Tüm Hıncımı Kusarak...
Gecenin Canını Yakarak, Uykusuzluğumun Üzerini Örterek ve Sökerek Yüreğimdeki "Sen"i Kaçmalıyım...!

Peşimden Paçalarıma Yapışan, Ellerimi Tutan Sadece Yalnızlığım Olmalı...
Güncemin Arasında Kurumaya Yüz Tutmuş Gül Yaprağı Ağlamalı Ardımdan Sadece...
Bir de Kırık Hayallerim...
Giderken Kendimden ve Senden Kaçarken Birileri Görür Diye Ürkerek Söndürmeliyim Güneşi...
Gömmeliyim Nemli Toprağa Yıldızları...
Düşlerime Göz Diken Kabusları Öldürmeliyim...
Ve Gece Yarısına "An" Kala Gitmeliyim...!


Ayrılık, Tut Elimden Bırakma!
Ben İlk Defa Çıkıyorum Bu Yolculuğa...
Yol İz Bilmem Korkuyorum!
Bu Yol Çok Karanlık Önümü Göremiyorum!
Gece Çok Soğuk Üşüyorum...
Güneşim Battı, Artık İçimi Isıtmıyor...
Bu Yolculuk Nerede Biter Bilmiyorum...
Bir Meçhule Doğru Yürüyorum...
Yapayalnız, Yalnızlığa Gidiyorum... 
Dayanağımı Yitirdim, Düşüyorum!
Tut Elimden Ayrılık, Bırakma!
Ölüyorum Ayrılık Ölüyorum...!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.