21 Eylül 2016 Çarşamba

Söz Bitti...!

Zor Bazen Hayatı Tanımlamak...
Bir Karar Vermek Zorunda Kalmak...
Eşiklerde Durmak Zor... 
Kendi Derdime Derman Olayım Derken Kendin Olmaktan Çıkmak Zor... 
Kendine Ulaşmaya Çalışmak,
Ya da Ulaşmış Olmak da Zor... 
Ağlamak, 
Yalnızca Ağlamak… 
Sadece Ağlamak İstemek Zor... 
Hep Güçlü Olmak, 
En Güçlü...! 
En Doğruyu Yapmak Zorunda Olduğunu Hisetmek Zor... 
Konuşmak, 
Konuşamamak Zor...! 
Sussam İçimde Büyüyecek,
Söylesem Başım Belaya Girecek Dediğin Kelimeleri Nereye Koyacağını Bilememek Zor...
Anlatmak, 
Anlaşılmak Zor!...
Daha Ben Beni Anlayamamışken Bir de Beni Anlatmak Zorunda Kalmak, 
Anlaşılmayacağını Bile Bile Son Bir Umut Anlaşılmayı Beklemek,
Ve "Seni Anlıyorum" Sözlerinin Arkasındaki Anlayışsızlığın Karşısında İnanmış Gibi Durmak Zor… 

Uzun Zamandır İçimde Kopan Fırtınalara Rağmen Bir Sessizlik Var Üstümde... 
Konuşmuyor,
Yazmıyor,
Söylemiyorum İçimdekileri... 
Bir Şey Var,
Takılı Kalmış Gibi Boğazımda... 
Upuzun Yollar Katetmiş 
Ve Nihayet Evine Dönmüş Yorgun Yolcu Gibi Hissediyorum Kendimi... 
Konuşamamak Ne Kötü,  Konuşacak Onca Şey Varken Aslında.. 
Kelimelerin Tıkanıp Kalması... 
Yanması Boğazının Acıyla... 
Keyifsizim Bugünlerde...
Biraz Hüzünlü, 
Biraz Canı Yanmış...
Dikkatim Dağınık, 
Aklım Karışık, 
Bedenim Yorgun, 
Ruhum İse Nerede Bilmiyorum...!
Tuhaf Bir His Bu; Sanki İçinden Çıkmaya Çalıştıkça Daha da Batıyormuşum Gibi... 

Olur Ya Bazen; Sözlerini Anlamasanız da Dinlemekten Kendinizi Alamadığınız 
Dinledikçe İçine Karıştığınız, 
Kendinize Doğru Bir Yolculuğa Çıktığınız,
Hep Orada Kalmak İstediğiniz Bir Şarkının Nağmelerinde Bulursunuz Kendinizi?
Tam da Öyle İşte,
Oradayım Ben Şimdi...
Kendimde; 
Kendi İçimde, 
İçselliğimin Derin Kuytularında... 
Uzandıkça Tutamadığım, 
Tutamadıkça Yetişmeye Çalıştığım Yerde; 
Ben'deyim...!
Derinde, 
Çok Derinde Bir Yerde Olduğunu Bildiğim; 
Hissettiğim, 
Tanımlayamadığım, 
Kendime Yabancılaştığım Yerde, 
Ya da Tam da Ben'in Ortasında... 
Derya Gibi Uçsuz Bucaksız Bir Kimlik İçinde,
Kaybolmuşluk Hissi Bu... 
Benliğime Dair Bir Şey Göremiyorum Ortada...
Acıyı Kabulleniş Sürecinin Sancılı Yansımalarını Görüyorum Aynaya Baktığımda... 
Ağırlaşan Bir Sevdanın Pençesindeyim... 
Nereye Kadar Taşıyabileceğimi Bilmiyorum...
Söylenememiş Ne Çok Cümlem, 
Dudaklarımda Kilitli Kalan Ne Çok İtiraflarım Var... 
Cesaretim Yok Konuşmaya...
Yanlış Anlaşılmaktan Korkuyorum Belki 
Ya da İçimdekileri İfade Edecek Güçte Kelimelerim Yok Hafızazamda... 
Gitmem Gerekti Bazen, 
Gidemedim... 
Bırakamadım O Sesi, 
Gülüşü, 
Bakışı... 
Kalmak Zorunda Hissettim Kendini... 
Tüm İmkansızlığa Rağmen Kaldım, 
Savaştım Kendimle... 
Sustum Hep... 
Hep İçime Attım Duygularımı...
Hep Farklı Göründüm Dışarıdan... 
İçimdeki Yangınları, 
Kırıkları Göremedi Hiç Kimse...
Hayal Kurmadan, 
Günden Hiç Bir Şey Beklemeden, 
Umut Etmeden Yaşanmaz mı? 
Ne Kadar Hayal, 
Ne Kadar Umut, 
O Kadar Yıkım Olmuyor mu? 
Gerçekleşmeyen Hayaller, 
Yıkık Bir Kalp, 
Yaşlı Gözler...
Kocaman Bir Boşluk Var Hayatımda... 
Yaşamıyorum Sanki, 
Sadece Nefes Alıyorum... 
Yaşayıp Yaşamamak Arasında Bir Yerlerdeyim Şimdi... 
Gülüp Gülmemek Arasında... 
Değer miydi Bunca Acıya? 
Ne Çok Cevapsız Soru Var İçimde... 
Ne Çok Zorlaştırıyor Her Şeyi, 
Nasıl da Kanatıyor Yüreğimi...
Gecenin Bir Yarısı Yüreğine Kramp Giren, 
Başı Milyonca Düşünceyle Dönen, 
Kelimeleri Boğazında Sıkışıp Kalan, 
Gözleri Nemli Bir Halde Yatağında Sağdan Sola Dönen Bu Kadın Ben Olamam...! 
Bir Kalıbın İçine Sıkıştırılmış, 
Hayalleri Yarım Yamalak, 
Ne Yapacağını, 
Nereden Başlayacağını Bilemez Bir Halde Nefessiz Kalan Bu Kadın Ben Olamam...!
Duvarları Yıktıkça Yeni Duvarlar İnşa Olmuş Hayatıma da Fark Edememişim Anlaşılan...!
Ne Yapmışsam Kendime Yapmışım... 
Ne Vermişsem Kendimden Vermişim... 
Kendimden Parçalar Saçmışım Etrafıma Hiç Düşünmeden, 
Gözümü Bile Kırpmadan...! 
Kırılan Parçalarımı Toplarken Anlıyorum...
Gücümün Bittiğini Sanıyorum Artık...
Mutsuz ve Bir O Kadarda Tatsızlaştı Hayat...
Gidenin Yokluğunu İyice Hissetmeye Başladım...
Kendimi Mutlu Hissettirecek Bir Şeyler Yapmak İstiyorum Ama,
Başkalarına Doğuyor Sanki Mutluluk Güneşi,
Bana Hüzün Rüzgarları Geliyor Sadece...

Bir An Olsun Unutsam Kendimi, 
Hayatımı...
Bir Tek Bedenim Olsa Yanımda, 
Hatta Onu Bile Hatırlamasam... 
Gitsem, 
Herşeyi Unuttuğum Bir Yere... 
Yapamadıklarımı, 
Korktuklarımı, 
Yanlış Olduğu İçin Yaşayamadıklarımı, 
Hep Kaçmak Zorunda Kaldıklarımı Bulsam Orada... 
Yaşasam Doya Doya... 
Tüm Özlemlerim Vuslatına Kavuşsa... 
Tüm Kaçışlarım Bir Kucaklamayla Son Bulsa...
Yaşayamadıklarım Sıralansa Önüme...
Seçip Seçip Yaşasam İnadına... 
Hiçbir Şey Düşünmeden , 
Üzülmeden, 
Karar Vermek Zorunda Kalmadan... 
Her Şey Benim İstediğim Gibi Olsa, 
Yaşamak İstediğim Hayatı Yaşasam Orada... 
Bir An Bile Olsa, 
Küçük Bir An Bile Yeterdi Buna... 
Geri Dönmek Zorunda Kalacağımı Bile Düşünmesem... 
Yalnızca Anı Yaşasam Tadına Varana Dek...
Hep Gülse Yüzüm, 
Umut Saçsa Gözlerim... 
Kalbimin Mutluluktan Hızla Çarpmasını Duysa Herkes... 
O Kadar Mutlu Olsam ki Orada;
Unutsam İyi, Kötü Ne Varsa Hayatımda... 

Yıllardır İçimde Sakladığım, 
Haykırmak İçin Biriktirdiğim Sözlerimle, 
Utangaçlığımla, 
Güçsüzlüğümle Gideceğim Bir Gün Oralara... 
Uyuyamadığım Bütün Uykularımı, 
Üşüdüğüm Sabahlarımı, 
Bunalarak Geçirdiğim Tüm Akşamlarımı Toplayıp, 
Aşkla Gideceğim... 
Nasıl mı Dönerim? 
İnanın Bilmiyorum...!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.