16 Eylül 2016 Cuma

Nedir Kadın? Cinsel Bir Obje mi? Yalnızlığı Giderecek Bir Canlı mı?

Yarım Kalan İlişkiler, 
Yarım Kalan Hayatlar,  
Cümleler,
Hatta Sözcükler…
Bu Yarımları Topladığımızda Bir Bütün, 
Bir Hayat Yapmıyor Ne Yazık ki...
Söylediklerimizden Çok Söyleyemediklerimizde Saklı Hislerimiz..
Nedir ki Kadın? 
Cinsel Bir Obje mi?
Yalnızlığı Giderecek Bir Canlı mı?

Eminim Sizinde Dikkatinizi Çekmiştir;
Bir Sohbette "Acılar Olgunlaştırır İnsanı" Denildiğinde 
Bazılarının Yüzünde Buruk Bir Tebessüm Oluşur... 
Çünkü Sol Yanı Bir Şekilde Kırık, 
Yorgun,
Ya da Eksiktir Yaşanmış Acılardan Dolayı...
Ve Gerçekten Derin Yaşanmışsa Acıyı, 
Yaşadığı Acı Sarsmışsa Onu Epeyce,
Saklayamaz Yaşadığı Acının İzlerini... 

Her Kadının Aldatılmaya Alerjisi Vardır, 
Ve Her Kadının Eşi Hakkında Sürekli  Şüpheleri Vardır,
Ama Bir O Kadar da Birlikte Olduğu Kişiye Konduramaz Böyle Bir Suçlamayı... 
Aslında Biz Kadınların Korkulu Rüyasıdır Başka Bir Kadına Tercih Edilmek, 
Ya da Başka Bir Kadına Eşimizin Dokunmuş Olması... 

Evlilik...
Kutsal Bir Bağla İki İnsanı Birbirine Bağlayan Bağ...
Aşk...
Sevgi...
Peki Sonra?
Hatalar...!
Acizlikler...!
Evli Erkekler Kendilerine Yeni Bir Eş Aramaya Koyulurlar..
Aranan Sadece Kadındır...
Bulunur da...
Hatta Yaşanır...
Ve Durum Ortaya Çıkınca Pişmanlıklar Başlar...
"Bir Daha Yapmayacağım, 
Seni Çok Seviyorum, 
N'olur Beni Affet,
Bir Anlık Hataydı"...
Kadın Affeder...
Duyguları Ağır Basar Çünkü....
Sonra Ne mi Olur?
Erkek, Kadının Bu Olgun Davranışını Küçümser...
"Nasıl Olsa Affediyor'' Diyerek Aynı Şeyi Defalarca Tekrar Eder...
Çok Geçmez, 
Tekrar Yakalanır...
Aynı Yalanlar Tekrar Tekrar Söylenir...
Bu Sefer Daha Fazla Yalvarır Erkek...
Çünkü, Korkar...
Eşini Kaybetmekten,
Kendisini Eşi Gibi Seven Bir Kadın Bulamayacağından Korkar...
Çünkü, Eşi Gidince Kendisinin Bir Hiç Olacağını Adı Gibi Biliyordur...
Bu Yüzden Boşanamaz Erkek Kolay Kolay...
Kadının Zayıflığını Kullanır Sürekli...
Övünür...
Övündükçe Karakteri Silinir...!
Kullanılmak…!
Kanınızın Son Damlasına Kadar... 
Canınızı Alana Kadar… 
Acımasızca… 
Sorgusuz Sualsiz...! 
Çünkü Sadakat Duygusunun Anlamı Erkeklere Göre Aptallık, 
Kadınlara Göre Huzurdu...
Peki Ya Sadık Kalmak?
Zor mu? 
Erkeğe Zor,
Kadına Kolay... 
Hatta Üzerinde Düşünülesi Bile Değil, 
Olması Gereken...
Ondan Anlamıyorlar Ya Harama Dikilen Gözleri, 
Yazan Elleri, 
Değişmedi Hiçbir Şey Sanıp Devam Etmek Onlara Kolay,
Oysa Kadının ,çini Acı Bir Boşlukla Kaplanmıştır...
Tenleri Bile Yabancıdır Artık Onlara... 
Aynı Evin İçinde Yabancılaşan Hayatlar Yaşarlar...
Ya Güven?
Onu Nasıl Yaşayacaklar Bu Belirsizliklerle?
Güvenemeden, 
Sevilmeden Onlara Teslim Olacak Kadar Deli mi Yürekleri?
Kadınlar Yine de Gitmez, 
Gidemez...
Çok Uzun Emekler Verir Evliliğini Yürütmek İçin...
Birinin Kadını Olmayı Yüreği, 
Beyni, 
Ruhu O Kadar Zor Kabul Etmiştir ki, 
Başka Bir Adama Ait Olmayı İstemez...
Ama Bunu Başaramaz...
Eğer Kadın Kendini Sessizliğe Vermişse, 
Ümidini O İlişkiden Kestiyse, 
Yüreğindeki Bavullar Toplamıştır, 
Kafasında Biletleri Almıştır...
İlişkiden Çıkıp Gitmiştir... 
Sevilmek İstiyorsan Sev Demiş Birisi Ama Bu Kural İşlemiyor Kimilerinde...

Hayatlarında Değişen Ne Biliyor musunuz?
Yalnızlıklarının Sayfa İçerisindeki Yerleri...
Eskiden Sayfanın Üst Tarafında Yalnızmışlar,
Şimdide Ortalarda,
Ya da Alt Tarafındalar...
Anlamışlar...!
Aslında Yıllarca Yalnızmışlar...
Hep Kendilerini Kandırmışlar Yalnız Değilim Diye...
Nedir Onları Önüne Katıp Sürükleyen?
Durmak Dinlenmek Bilmeyen Sert Rüzgarların Sebebi?
Dil Yarası ?
Gönül Yarası?
Telafisi Olmayan Hatalar?
Uzayıp Giden Gecelerin İçinden Sessiz Haykırışlar?
Ah Duvarların Dili Olsa da Konuşsa...!
Bir Sağa Bir Sola Döndükleri Yatak Dile Gelse,
Yastığın Altından İsyan Eden Gözyaşları,
Ben Şahidiyim Yaşadıklarına Dercesine…!
Ömürlerinde Kaç Nefesleri Kaldı Bilmiyorlar...
Bilseler Ne Olacak Sanki?
Ne Bir Şeyleri Değiştirecek İstekleri Var İçlerinde,
Ne de Bir Şeyler Değişecek...
Acısıyla, 
Tatlısıyla Bu Hayatı Yaşıyorlar da 
Ömrün Sonuna Gelindiğinde Ne Kalıyor Onlara?
Yaşamaksa Yaşıyorlar İşte... 
Bedenleri Kendine Düşeni Yapıyor... 
Soluksuz Kalmamak İçin Çekiyorlar Havayı Taa İçlerine... 
Yaşıyorlar Sonuçta; Yaşamak Buysa...!
Kadınız Biz...!
Sırdaş,
Yoldaş,
Eş,
Hayat Arkadaşı,
Namus,
Ya da Hayatın Ya Kendisi
Kadınız Biz...!
Cenneti Ana Diye Ayaklarımıza Seren de Sizsiniz,
Bu Dünyada Cehennemi Yaşatan da...!
______________________________________

Öyle Birini Sev ki...!
Seninle Yeniden Var Olsun,
Seninle Nefes Alsın…
Seninle Yaşamının Anlam Bulduğunu Söylesin, 
Ama Yüreğinden Gelen Sesle Söylesin...
Seninle Güne Uyansın,
Seninle Uzansın Yatağına…
Senin Canın Yandığında O da Acını Duyumsasın…
Hiç Gitmesin Yanından,
Ayrılmasın Yüreğinden…
Sen git desende kalsın sevgisiyle gönlünde…
Sen "Canım" Dediğinde Candan Söylediğini Bildiği Gibi Canına Katsın Seni…
Sana "Canım" Derken Canının Kıymetini Bilsin de Canım Desin…
Laf Olsun Diye "Aşkım" Demesin,
Aşkın Ne Olduğunu Bildiği İçin Sana Aşkım Desin…
Bir Tane Olduğunu Dile Getirmesin,
Hissettirsin…
Sana Sıkıca Sarılsın,
Güvenin Onun Kollarında Olduğunu Hissettirsin... 
Hiç Vazgeçmesin,
Vazgeçirmesin Sevmekten…
Sende Çok Sev Onu;
Her Şeyden, 
Herkeslerden Çok Sev ki,
O da Senin Onu Sevdiğin Kadar Sevsin Seni,
Sen Ne Kadar Çok Seversen O da Öyle Delice Sevebilsin Seni…
Senin Onu Sevdiğinden Daha Çok Sevsin Seni…




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.