22 Eylül 2016 Perşembe

Yazık Oldu Sevda'ya...!




















İçinde Bir Tutam Yaşama Sevinci Kalmışken, 
Bugün Ölümü Tanıdın...! 
Biliyorsun Değil mi?
Böyle Zamanlarda Yazılır Unutuluşların Şiiri,
Bir Hiç'liğin Öyküsü... 
Hadi Yaz...!
Yüreğinden Diline Dökülen Ne Varsa Al Kaleme... 
Geceni Aydınlatan Mum Sönünceye,
Zaman Uykuya Geçinceye Kadar Yaz...!
Mesela, Tükenişini Yaz,
Tüketişini...!
Ömrüne Getirdiği Hazan Mevsimini,
Karanlığa Terkedişini,
Sabahsız Karanlıklarda Gözlerinin Dolduğunu,
Yüzünün Solduğunu Yaz...
Heybetli Sevdasının Kor Alevli Derinliğini,
Boğazına Düğümlediği İlmek İlmek Düğümleri,
Gözbebeklerinde Takılı Bıraktığı Hayalleri,
Kan Rengine Bürüdüğü Gülüşlerini,
Sızlattığı Avuçlarını, 
Buz Kestirdiği Parmaklarını,
Yüreğine Vurduğu Zincirleri Yaz...!
Kendini Anlatamayışlarını,
Seni Anlamayışlarını,
Verdiği Sözü Tutmayışlarını da Yaz...!
Düşen Yapraklarını, 
Solan Çiçeklerini de Yaz... 
Unutuluşunu da...! 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.