15 Eylül 2016 Perşembe

Ben, Sevda...!

Yazmayı Genç Kızlığımdan Beri Hep Sevdim...
Kalemin Kağıda Değdiği Sesi de...
O Gün Bugündür Çok Uzun Yollar Aldım… 
Bir Çoğu Bozuk Sokaklardan Geçtim… 
Yağmurlar Gördüm, 
Fırtınalar… 
Çok Çiçekler Gördüm Açmadan Solan… 
Güneşin Her Rengini Gördüm… 
Yağmuru Her Şiddetini… 
Ve Hayatımın Çoğunu İçine Alan Evresinde Yazdım: 
Kendime Yazdım, 
Birilerine Yazdım, 
Bir Şeylere Yazdım... 
Ancak Böyle Mutluydum Çünkü... 
Birine Sevgimi de Kırgınlığımı da Yazarak Anlatmak Bana Daha Sahici Geldi Hep... 
Bu Yüzden Kendime Bile Yazdım Ben... 
Neye Sevindiğimi, 
Neye Üzüldüğümü Bilemediğim Zamanlarda Hep Yazarak Yönlendirdim Kendimi, 
Öyle Buldum Gerçekten Ne Hissettiğimi… 

Eskiden Duyguları Tarif Eden Kelimeler Sanırdım, 
Oysa Şu An Anlıyorum ki Asıl Olan Yazılamayan, 
Kelimelere Dökülemeyen Tarifsiz Duygularmış... 
Kelimelerde ki Netlik Duygularımın Hanesine Birer Gölgeymiş...

Yazarken Gönlüm Okyanus Olur Benim,
Aklım Yelkenli,
İşte Böyle Oluşur Bir Yazı... 
Ya Sözcükler Tutar Beni, 
Ya da Ben Sözcükleri... 
Bazen Duygularımı Sözcüklerimin Önüne Katarak Adeta Çağlatırım, 
Bazen Bir Tek Sözcük İçin Bembeyaz Sayfaya Boş Gözlerle Bakarım...
Beyaz Sayfa Dediğime Bakmayın, 
Alışkanlık İşte... 
Artık Baktığım Parlak Bilgisayar Ekranı, 
Sayfalar İse Gerçekte Simgesel Bir Anı Oldu...

Yazmak İçin Duygular Biriktirmek Gerekiyor, 
Düşünceleri de...  
"Esinlenmek" Denilen Şey Ne Kadar İlginç...! 
Bazen Bir Anda Bir Yaşam Öyküsü Yazdırır, 
Bazen Bir Dram... 
Dışarıdan Gelen Sesleri Pek Dinlemem Normalde,
Hayat, Daha Çok İç Sesime İzin Verir 
Ve O Yazdırır Bana Her Şeyi... 
Bu Gece Öyle Olmadı... 
Bu Gece Sahile Yakın Bir Mekanda Olmanın Verdiği Huzurla Dokundum Klavyenin Tuşlarına...
Önce Bir Kaç Damla Gözyaşı Esti Eskilerden, 
Sonra Yıllanmaya Yüz Tutmuş Acıların Hatıraları Geçti Yüzümün Hüznünden... 
Burktu Hafif Hafif İçimi... 
Akıverdim Olduğum Yerde Anılara... 
İç Ses Değildi Ama İçerden Akıttım Ne Varsa... 
Dudaklarımı Titreterek Ağlattı Beni... 
Evirip Çevirdiğim Hayatım Tam Alt-Üst Olmuş Şu Anda... 
Neresi Üst Bulamadım Bir Türlü... 
Yarınlar Bir Yorgun Tebessüm Bile Değil Artık Yüzümde...
Şiirler, 
Şarkılar,
Ve Tüm Anlamlar Artık Sadece Kelimeler... 
Ahenkli... 
Tek Düze... 
Sıradan, 
Ve Öylesine..
Konuşmak İçin Gücüm Olsaydı, 
Bağıra Bağıra Anlatırdım...
Özlemleri, 
Acıları, 
Kırıkları, 
Çığlıkları Susturur mu Konuşmak?
Bağlarmı Yeniden Hayata?
Avuçların,
Hiç Isınmayan Yüreğini Isıtır mı? 
Vazgeçmek mi Susmak? 
Kabullenmek Belki de?
Belki de Hayatı Durdurmak Yüreğinin En Yangın Yerinde?
Sevilmekten Vazgeçmek mi?
Ve Sevmekten, 
Çabalamaktan, 
Savaşmaktan, 
Her Şeyden, 
Ve Herkesten, 
Hatta Kendinden Vazgeçmek Belki de... 

Geceyi Severim...
Neredeyse Tutkulu Bir Sevgi de Diyebilirim Buna...
Gece Benim İçsel Yolculuğum, 
Dingin Yalnızlığım...
Yalnızlık Bir Çok İnsan İçin Ürkütücü Bir Keder Gibidir... 
Korkuyla Karışık Bir Zayıflık Hatta... 
Oysa Bazen Yalnız Olmak Ruhumuza Bir Dokunuş,
Ya da Hüzünlü Bir İç Bakıştır Bana Göre...
Yalnızlığı Severim...
Bir Başınalık Değil Kastettiğim,
O Yalnızlığın Ötesinde Bir Yer Çünkü... 

Bazı Tarihler Vardır, Unutamazsın… 
Mıh Gibi Kazınır Beyninin En Sadık Yerine, 
Gitmez Oradan… 
Çabalarsın, 
Çabaladıkça Daha Çok Yerleşir Yerine... 
Mutlu Olduğun, 
Üzüldüğün, 
Yok Olmaya Yüz Tuttuğun, 
Ağladığın,
Ve Hatta Uyuduğun Anlarda Bile Hep Hatırlatır Sana... 
Sen Unutmaya Çabaladıkça Kımıldamaz Yerinden... 

Ve Aşk...!
Tutkuyla Sarmalanmış Bir Aşkın Bizi Bizden Almasından Daha Doğal Ne Olabilir ki? 
Aklımızı Gönüllü Olarak Kaybedip, 
Kendimizi Bırakıp Gitmemiz, 
Benliğimizden Vazgeçmemiz, Aşkın Gizemli Oyunlarından Biri...
Belki Gerçek Kendimizi Bulmamızı Sağlayan Tutkulu Labirentlerden Geçmeyi Gerektiriyor...
Aşk Bir Tutku, 
Bağlılık,
İlginç Bir Şekilde Vazgeçiş Aynı Zamanda... 
Ve Kendinden Kaçma,
Ya da Bırakıp Gitme... 
Aşkın Tanımı Her Yürekte Farklıdır...
Kimi Aşkı Kızgın Ateşlere,
Kimi Dingin Sulara,
Kimi Yüksek Dağlara,
Kimi Uzun Yollara Benzetir de Anlatır...
Aklıma İlk Gelenler Bunlar,
Aşkın Tarifi Her Yürekte Farklı Farklı Uzar Gider...
Bazılarımız İçin Mühimdir Aşk,
Bazılarımız İçin Değersiz,
Alalade Bir Şey...!

Aşka Aşık Olmayı Seviyorum Ben,
İyisini de Kötüsünü de...
Sevdiğim Yanlar Var Aşkta...
Aşk İnişli Çıkışlı Ama Ben Onun Dengesiz Hallerine de Aşığım…
Aşk Yıkmak Yıldırmak İçin Değil,
Yaşamak,
Yaşatmak İçin Var Yer Yüzünde...
Aşkı Anlamak ve Yaşamak İçin Aramak Değil, 
Doğru Kalpte,
Kalp İkizini Bulup Yaşamaktır Aşk...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.