1 Nisan 2017 Cumartesi

Sessiz Bir Ölüm...

Bir Çok İnsan Tanırsın Yaşamında,
Ve Bu İnsanların Arasında Kalbinde İz Bırakanların Sayısı Yok Denecek Kadar Azdır...
Seversin...
Hemde Deliler Gibi...
Bir Bakış,
Bir Ses Doldurur Hayatını...
Dolu Dolu Nefes Alırsın,
Dışa Yansır Yüreğinin Sesi...
Ayakların Yere Basmaz,
Kanatlanıp Uçuyor Sanırsın Kendini...
Güneş Olur Karanlıklarına, 
Bir Yudum Su Olur Susuz Kaldığın Zamanlara... 
Sonra Sevdiğin Tarafından Dağıtılır,
Enkaza Döndürülürsün...
Canın Acır, 
İçin Yanar...
İncinirsin, 
Gücenirsin,
Gizlice Ağlarsın,
Gittikçe Çekilmez Bir Hal Alır...
Bitmez Geceler, 
Geçmez Saatler, 
Akrep Yelkovana Takılı Kaldıkça,
Canının Daha Çok Yandığını, 
Yüreğinin Daha Çok Acıdığını Fark Edersin...

Ne Kadar Tutmak İstesen de Sevdiğini Yüreğinde, 
Farkına Varırsın ki Daha En Başından Gitmek İçin Gelmiştir Yüreğine... 
Ve Farkına Vardığında Vazgeçilmez olduğunu Yüreğinde, 
Senden Vazgeçmek İçin Yarışır Kendisiyle...
Bir Ömür Aldığın Yaralar Geçse de,
Ondan Aldığın Yara Ömür Boyu Kanatır Yüreğini... 
Zamanla Kabuk Tutsa da
Dokundukça Oluk Oluk Kanar, 
Hayatını Kan Revan İçinde Bırakır...
Bilmediğin Bir Acı Oturur İçine;
Ne Anlam Verebilirsin,
Ne Adını Koyabilirsin...
Öyle Bir Acı ki;
İçin İçin Kıvranırsın...
Tam Geçiyor Sanırken Yine Gelip Oturur İçine... 
Ne Unutursun,
Ne de Eskisi Gibi Olursun...
Giderken Bıraktığı Hüznü, 
Yüreğine Kattığı Yükü Ömür Boyu Taşırsın...

Yorgun Bir Hayal Kırıklığı Var İçimde...
Adlandıramadığım Bir Yokluk Hissi, 
Baş Edilemez Bir Yorgunluk,
Hatta Bir Veda Melodisi...
Zamanlar İniyor Kirpiklerimden...
Mevsimin Kurağında Donuyor Ruhum... 
Dizelerin Hücresinde Susmuş Dilim...
Neden Titriyorum? 
Bir Bilinmezlik mi Bu?
Bir Yok Oluşun Son Anları mı?
Yarım Yamalak Sözler Var Dudaklarımda...
Yazdığım Hiçbir Harf Yetmiyor Cümleler Oluşturmaya...
Biliyorum,
Ona Uzak Bir Şehirde Ona Son Kez Yazarken,
O Görmeyecek,
Haykırdığımı Duymayacak...
Acıtacak Yine İçimin En Hüzünlü Yerlerini... 
Hüznüm Kirpiklerimin Ucundan Damlayacak…
Bir Çığlık Daha Gizleyeceğim Susuşlarıma... 
Yüreğim Sancılarla Kıvranacak...
Biraz Titreyerek,
Biraz Üşüyerek,
Bir Yağmur Sonrasını Yaşayacak Yüreğim...

Aşk Diyorum; Satırlara Dökülmüyor Tam Anlamıyla Hiçbir Zaman...
Tam Anlatacakken Yüreğindeki Sevgini, 
Tüm Cümlelerinin Tükenmek Üzere Olduğunu Anlarsın... 
Birilerine Anlatmaya Çalışırsın,
Aşkının Koşulsuz Olduğunu Bilsin Herkes İstersin, 
Ama Anlatamaz Olursun...
Ben de İçimdeki Aşkı Ona Anlatamadım...
Aramızdaki Duvarı Yıksam da Ona Ulaşamadım,
Ulaşsam da Bir Türlü Anlamadı...
Anlatamadım İşte Kendimi...
Ne Anlatmak İstesem Ters Anladı,
Ne Söylesem Yanlış Geldi...
Oysa Ben Sözcükleri Nasıl
İnce Eleyip, Sık Dokuyarak Seçerdim...
Benim Kalbim Hassastı,
O Bilmedi Belki Ama Ben Hep Onu Kendim Gibi Bildim,
Kırılır Diye Her Kelimeyi İki Kere Düşünerek Yazdım,
Yine de Anlatamadım Kendimi...
Ne İçimdeki Sevgimi Anlatabildim,
Ne de Son Kez Yanında Olabilme Arzumu...
O ki; Uçsuz Bucaksız Yüreğimde En Büyük Pay Sahibiydi...
Uğruna Her Şeyden Feragat Ettiğim,
Uğruna Canımı Tükettiğim,
Sonu Gelmez Bildiğim Gecelerime Güneş,
Güne Umutsuz Kalktığım Sabahlarıma Umuttu...
Hayatımın En Tatlı Yanı,
Ömrümün Baharı,
Yaşama Heyecanımdı...
O ki;
Haykırışlarıma Hep Kayıtsız Kaldı...
Kuytularda Can Çekişirken Sevdasıyla Beni Hiç Anlamadı...
Lütfedip de Bir Kere Halimi Sormadı...
Ve Onunla Hayat Bulan Çocuk Yüreğim Hayata Küstü...
Soldu Yüzümde ki Gülüşler...
Gözyaşlarımla Yıkandı Gecelerim... 
Damla Damla Akıttım,
Yudum Yudum Sindirdim Hüzünleri İçime... 
Vuslat Türküsü Söylerken Bile, 
Hapsettim Tüm Duyguları Yüreğime,
Baharları İdam Ettim Gönlümün İklimlerinde... 
Ufukta Donup Kalırken Bakışlarım, 
Ömrümün Gün Batımını Seyredip Durdum... 
Soğuk, 
Daracık Bir Oda İçinde Artık Ömrüm,
Ve Sevinçleri Dökülmüş Duvarlarımın...!
Gözyaşlarım Düşerken Avuçlarıma,
Sözlerim Donuyor Ruhumun Saçaklarında... 
İçimde ki Sevgi Sökülüp Alınmış,
Ağlayacak Cesaretim Bile Yok...!
Yarınlarım Kaybolmuş Zamanın İçinde...
Umutlarım Ne Zaman Ellerimden Tutsa,
Nefessiz Kaldı Hep Derinlerimde... 
Aşk Yanlış Zamanda,
Yanlış Baharda Gelip Geçti Kapımdan,
İşte Bu Yüzden Devrik Cümlelerle Yaşıyordum Hayatı...
Bu Yüzden Kalemim Kırık,
Yüreğim Kırgındı...
Geçmişimi Sormayın;
O Baştan Sona Hüzündü...
Diz Boyu,
Salkım Saçak Yayılıyorlar Her Yere...
Aşk Yüreğimden Akıp Giderken, 
Savruluyorum Dört Bir Yana… 
Üstüme Üstüme Geliyor Her Şey...
Zamansız Yolumu Kaybetmişim, 
Acılardan Geçiyor Satırlarım... 
Ne Hayallerim Var Artık Yüreğimi Başka Yerlere Götürecek,
Ne de Tamamlayacak Eksik Kalan Yanlarımı...
Bitiyor İşte Usulca Ömür...
Kim Şahit Yaşadıklarıma?
Yağmurlar mı?
Gök Yüzümü?
Yoksa Çektiğim Acılar mı?
Kim Onarır Can Kırığı Yüreğimin Parçalarını?
Biri Gelse,
Onarsa Yüreğimin Can Kırıklarını,
Hayal Kırıklarımı,
Ben Tekrar Ben Olur muyum Sahi?!
Kimin Hesabına Yazayım Bunu?!
Kime Kalacak Acılarımın Mirası?
Artık Küçük Bir Pencereden Görmeye Çalışıyorum Güneşi, Amaçsız...! 
Bir Yokluk Tufanı Olup Çökmüş İçime,
Ondan Kalan Anılar Yetmiyor,
"Son Bir Kez" Diye, Yalvarırken Ona,
O Vurdumduymazlığı Aklıma Geliyor...
Artık Her Şey Yalan Oluyor Akıp Giden Hayatla Beraber...
Gözlerim Bir Boşluğa Bakıyor Sadece,
Ve ‘"Seni Seviyorum!" Diye Haykırdığımda,
Taş Duvarlar Bana Cevap Vermiyor...
Ama Her Şeye Rağmen Gidişim Onurlu Olmalı Değil mi?
Bitişim Gururlu...!
Böyle Gitmeliyim En Azından...

Sonu Yoktu Bu Sevdanın…
Ne Sözü Kaldı Söyleyecek,
Ne Gücü Var Bizi Kavuşturacak...
Artık Fırtına Öncesi Sessizliğe Büründü Hayaller...
Bu Son Yakarışım,
Son Hayal Kuruşum,
Son Düşüm,
Son Gülüşüm Gözyaşlarımı Gizlediğim...
Bu Son Yolculuğum,
Son Nefesim,
Kendim İçin Kazdığım Bu Son Mezarım...!
O Bu Aşkı Belki Yıpratır, 
Hatta Soldurur, 
Karartır, 
Ağlatır Ama,
O Diyorum,
Bu Aşkı Belkilerle Asla Bitiremez…!
Yüreğimde ki Aşkı Öldürür Belki, 
Ama Ona Olan Sevgim Asla Öldüremez... 
Belki Bir Gün Bu Sevgiyi Bitirir, 
Ama Hiçbir Zaman Anılardan Silemez...

Sonrası mı?
Sonrası Biraz Anı... 
Biraz Acı... 
Ağır Bir Hiçlik...
Derin Derin İçlenmelerler... 
Hissiz Duvarlar... 
Titreyen Dudaklar...
Ve Sessiz Bir Ölüm...!




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.