9 Şubat 2013 Cumartesi

Hep O'na Olan Aşk'ı Anlattı Kalemimden Dökülenler...

Dışarda Sessizlik, 
İçimde Haykırışlar Var...
İçimden Yalnızlık Geçti Yine! 
Öyle Sessiz Sedasız Değil Ama Kırdı Geçti! 
Yıktı Yine Ne Varsa Geçmişe Dair Ne Varsa Geleceğe Dair!
Bir Gecem Var Bir de Yalnızlığım... 
Gözlerim Alıştı Dört Duvara Ama,
Duvarlar Alışmadı Benim Soğuk Nefesime ...
Yastığım Alıştı da Islaklığa,
Gözyaşlarım Alışamadı Her Gece Akmaya... 
Sensiz Bir Gece'ye Daha Adım Adım Yürüyorum İşte...
Dışarda Deli Gibi Yağan Yağmur,
Yanlızlığıma Ortak Oluyor Sesiyle...
Şimdi Sen Olsaydın Benimle...
Gözlerinde Kaybolsaydım Keşke...
İçime Hapsettiğim Sesin Yetmeyecek Biliyorum Bana Bu Gece...
Nankörlük Edip Seni İsteyecek Yüreğim Delice...
Ve Bulamayıp Üzülecek Yine...
Öyle Bir An Gelecek ki Hasretin Beni Delirtecek!
Söz Geçmeyecek O An Gönlüme...
Dokunmak İsteyecek Ellerim Ellerine...
Çıldırışlar, Haykırışlar Yorgun Düşürecek Bedenimi...
Ve Hayalinle Bir Gün Daha Seninle Ama Sensiz Bitecek İşte...!

Biliyor musun?
Yazmayı Beceremediğim Zamanlar Olmadı Hiç Hayatımda...
Aslında En Sevdiğim Yanımdı Harfleri Birleştirmek... 
Ve Dökmek İçimdeki Tüm Karanlıkları... 
Bazen Yazamama Kısmını da Yaşıyor Yüreğim İşte... 
Yazamamak! 
Yazamamak Kötü, Yani En Azından Benim İçin Kötü...
Ve Şu Anda Yapamadığım Bu... 
Evet, Tam Anlamıyla Bu...
Yazamamak!
Kalemi Eline Almak Ama Yüreğinden Çıkana Kadar Unutmak Sözcükleri... 
Nasıl Dizildiklerini Hatırlayamamak Mesela...
Ya da Neyi Anlatmak İstediklerini...! 
Yazamıyorum! 
Her Kelime Ya Asılı Kalıyor, Ya da Ben Vazgeçiyorum... 
Ne Faydası Var ki Diyorum Yazmanın...
Bilinenleri, Bilinmek İstenmeyenleri Tekrar Tekrar Yazmanın Ne Faydası Var ki? 
Bir Bıçağı Batırıp Ete Kanatmaktan, Ne Farkı Olacak Kelimelerin?! 
Susuyorum Artık Derin Derin... 
Nasıl da Konuşmak İstiyordum Oysa...
Saatlerce Susmadan Konuşmak İstiyordum...
Tüm Biriktirdiklerimi En Başından Başlayıp Sonuna Kadar Anlatmak İstiyordum...
Anlatmak Yetmez Biliyorum, Anlaşılmak da İstiyordum...!

Kısacık Bir Ömrün En Uzun Karesine Sığdırdım Seni...
Şiirlerime Dokunamıyorum Artık...
Oysa ki Mısralarımdı Beni Ayakta Tutan...
Canım Yandığında Ya da Özlediğimde Seni, Yüreğimdeki Dizelere Tutunurdum...
Şimdi Emanet Bir Ömre Bohçalıyorum Bende Emanet Kalan Sevgini...
Yokluğa ve Boşluğa Sarılıyorum...
Ellerim Kör Bakmalı Bundan Böyle Kalemime...
Kağıtlarım Sağır ve Dilsiz Kalmalı...
Yangınlarımı Söndürmek Uğruna Nehirleri Taşıyan Başka Elleri Kabul Etmek Yakışır mı Bana Bilmiyorum...
Kan Rengine Boyanmış Günlerimi Aydınlığa Çevirecek Bir Kapı Arıyorum...
O Kapıdan Girip, Bir Daha Ardıma Bile Bakmamak...
Koşar Adım Yaklaşmak Nihai Sona...
Geride Bıraktığım Kaldırımların Her Karesine Adını Yazacak Olsam da, Mezar Taşımda Benim Adım Yazacak Farkındayım...
Sen, Sana Kalanlarla ve Benden Sonra Kazanacaklarınla Hayatına Devam Edeceksin...
Sen Hep Yaşa Sevdiğim...
Hep Mutlu Ol...
Ölümün Yakıcı Zehri ve Dayanılmaz Hüznü Dokunmasın Yüreğine...
Unutma Sakın...
Ben Giderken Senin Payına Düşen Bütün Hüzünleri Can Evime Kilitledim...
İçimde Taşıdığım Tüm Ezik, Eksik Yaşanmışlığımı Gösterdim Sana...
Birazdan Unutup Gideceğini  Biliyordum, Yine de Oyun Oynamıyordum... 
Maskelerimi Takıp Karşında Yenilmez Gibi Görünmüyordum...
Birazdan Her Şeyi Unutucağını Bilerek Daha Fazla Sana Sarılmak İstiyordum...
Yaralıydım...
Bu Yaralarımın Sebebi Değil Ama Bir Sonucusun Karşımda...
Ezelden Gelip Ebediyete Giden Bir Özlemsin Sen...
Dünüm Olamayacak Kadar Geç Geldin Hayatıma, Yarınım Olamayacak Kadar Erken Gittin...
Dünüm ve Yarınım Olamadığın İçin Şimdim de Değilsin...
Sen Artık Asırlık Hasretimsin...
Seni Neden Bunca Zaman Özlediğimi Daha İyi Anlıyorum...
Kaderin Olamayacak Kadar Küçük, Rüyan Olamayacak Kadar Sana Yakın ve Kırılganım...
Belki de Bu Yüzden Senin Hiçbir Şeyin Olamayacağımı Bile Bile Sevdim Seni...
Yaralarımı Sarmayacak Olsan da Yaralı Olduğumu Bil...
Şimdi Sen Benim Yastığımın Altına Sakladığım Sevdam Değil, Acım, İçimde Taşıdığım Yaramsın...
Nefes Alırken Kavuşma Hayalini Kurduğum Yalın Bir Huzursun...
Bir de Hasretimsin...
Beni Sev Diyemem... 
Beni Sar Yanına Al  Kaderin Olayım, Düşünde Yaşayayım Diyemem...
Gitme Diyemem Unutma Diyemem...
Sadece Asırlık Özlememi Anla Diyebilirim...
Sol Yanımda ki Hüznüm İyi Dinle....
Belkide Bir Daha Kalemimden Düşüremeyeceğim Satırlarıma Seni...
Belki Acı Çekeceğim, Beynime Saplanmış Bir Sancı Gibi Kıvrandıracak Sensizlik Beni...
Sensizliği Görünce Ağlayacak Belki Yanılan Gözlerim, Fakat Sana Dokunmamayı Öğrenen Ellerimle Sileceğim Yaşlarımı Damlamadan...
Kimbilir Sana Hitap Eden Kaç Mektup Daha Yazacağım, Yarım Kalan Anlatılmayan...
Kalemim Belki Uzun Süre Kıvranacak Satırlarda Özlem Sözcükleri İle...
Acı Çekeceğim Belki Saniye Saniye, Nefes Nefes...
Bütün Gülüşlerimi ve Gecenin Son Yıldızıyla Sana Göndereceğim Belki!
Gözyaşlarım Islatacak Yüreğinde Kuruyan Düşten Güzel Çiçekleri, Ama Sen Bilmeyeceksin Belkide, Sahtekar Gülüşlerin İçinde Kaybedeksin Benim Bu Masum Gelişlerimi!
Belki de Zamanın En Kötümser Yerinde Uzak Bir Şehirde Bir Yürek Mesafesi Kadar Yakın Edeceğim Bekleyişlerimi...
Sensizliğin Senli Yokuşlarında Yüreğin Güç Verecek Bana ve Çıkacağım Ben O Sensizlik Yokuşlarını!
Sana ve Aşka Dair Ne Varsa Yüreğimde Bu Kez Onları Biriktireceğim Ben...
Fakat Asla Ama Asla Pişmanlık Duymayacağım Bu Yaşanmışlıktan!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.