6 Haziran 2017 Salı

"O" Yoksa Hep Eksik Bir Yanımız...

Aslında Uzak Değil Sevda Hiçbirimize...
Kimimizin Yüreğinde, 
Kimimizin Alnında Yazılıdır...
Sevdaya Tutulmak Güzeldir,
Bir Ömür Boyu Yaşamakta,
Sevdanın Yanı Başında Yaşlanmakta...
Bazen Seversin, 
O da Seni Sever,
Mutlusundur,
Ve Sevdanın Atan Kalbi Sen Olursun...
Sabahlara Kadar Kaç Hayal Kurarsın Bilinmez,
Kuş Misali Uçarsın Hayallerde,
Seni Sevmeyeceğini Bile Bile...
Ama Aşk Acıdır,
Acıtır,
Ağlatır,
Delidir,
Delirtir,
Yazdırır,
Çizdirir,
Kanatır,
Yakar,
Yıkar...
Aşk Koşulsuzdur,
Sorgusuz,
Plansız,
Yarınsız...
Bazen Aşk Yakar...
Şarkılar Dolandırır Diline, 
Hicranı Yaşatır Kalbinde... 
Susarsın; 
Oysa Neler Neler Anlatır Kalbin,
Ama Dilin Konuşamaz,
Susar...
Bir Konuşsa Neler Anlatacaktır Hıçkıra Hıçkıra... 
Seviyorumlu Cümlelerin Dolanır İçinde, 
Bir Yerlerde...
Bildiğin Kelimelerin Hepsi Yabancı Olur Bir Anda,
Çünkü "O" Saklı Bir Gülücüktür Hayatında,
Ve Yorgun ve Tutsaktır Gözlerin...
Uykuya Direnen Aklında,
Bedeninde Hep Yaşayandır...
Hem Elini Tutacak Kadar Yakındır Sana,
Hem Nefesini Öpemeyecek Kadar Ulaşılmaz...
Mutlulukları Düşlersin,
Yaşanması Mümkünken Yaşanamayan Anıları,
Ve Sızlar İçin...
Yalnızlığınla Yalnızsındır Ya?
Yalnızlığına Sarılıp Yatar,
Yalnızlığının Elini Tutarsın...
Saat Ayrılığı Beş Geçer,
Yorgun Günlerin Ağırlığı Çöker Üstüne...
Denize Düşen Bir Yağmur Damlasısındır Sen Artık,
Ve Tutamazken Ellerini, 
Yeniden Aşık Olursun...
Terkedilmiş Bir Bulutu Çöker Gözlerine,
Hep Gülmeyi Özler Gözyaşların...
Bir Rüzgar Essin,
Bitirsin Her Şeyi Dersin,
Ama Tekrar Tekrar Kendini Karanlık Uykularda Bulursun...
Sen Nerdeysen "O" Ardadır,
Sol Yanının Biraz Üst Tarafında...
Damarında...
Kanında...
Nefesinde...
Bazen Aklında,
Bazen Hayallerinde,
Ama Hep Düşlerinde...
"O" Senin Masallarının Prensi/Prensesi,
Belki Bulup Bulup Kaybettiğin,
Belki Hiç Ulaşamadığın,
Ama Hayallerinin Başrolü,
Sonu Gelmez Cümlelerinin Noktasıdır...
Bağlayan "O"dur Yaşama Seni,
Ve Yine "O" dur Elini Kolunu Bağlayan...
Yakınındadır,
Ama Aslında Senden Çok Uzakta...
Özlersin;
Sarılmayı, 
Sarılıp Koklamayı,
Ellerinin Arasından Akıp Giden Saçının Tellerini...
Gözlerinde ki Derinliği;
Seni Sonsuzluğa Sürükleyen,
Hüzünlerin En Diplere İten O Derin Gözlerini,
Sesindeki Çocuksuluğu, 
Varlığındaki Coşkuyu,
"Seni Seviyorum" Deyişinin İçindeki Seni,
Sana Dökülüşünü...
Hasretle Sarılışını,
Yüreğinden "Seni Seviyorum Deyişini Özlersin...
Sahi Nedir O? 
Hem Isıtan,
Hem Donduran,
Hem Ateş Olup Yakan,
Yağmur Olup Yağan,
Damla Damla Gözyaşlarınla Yazdığın, 
Ruhunun Derinliklerine Daldığın,
Tenini Saran Ateşiyle Yandığın,
Ayaz Gecelerde Aşkıyla Isındığın, 
Şarkılarında Sevdasını Haykırdığın, 
Kalbimin Köşesinde Sakladığın,
Yüreğinden Çıkaramadığın?
Aşk Desen Değil,
Dert Desen O da Değil;
Galiba O Senin Kaderin…
Kaderim…!

Bu Akşam Farklı Kuruyor Boğazımız, 
Nedendir Bilinmez,
Gözlerimizden Karanlık Sızıyor,
İçimiz Göz Göz Olmuş...
Fark Etmeden Nasıl da Bu Kadar Parçalanmışız, 
Nasıl da Parçalandığımızı Biz Bile Anlamamışız. ..
Boğazımız Düğüm Düğüm, 
Çözemiyoruz... 
Oysa O Kadar Çok Şey Var ki Haykırmak İstediğimiz, 
Hasret Birikiyor Avuçlarımızda...
Yazılabilecek Onca Şeye Rağmen,
Gözyaşlarımız Birikiyor Gözlerimizde,
Bir Türlü Süzülmüyor Kelimeler Yürek Kalemimizden...
Gözlerimizde Biriken Yaşlarla,
İç Çekiyoruz Hıçkırıklarımızı Bastırmak İçin...
Canımız Yanarken Bu Kadar,
"Ah!" Diye Çıkıyor Sesimiz...
Kendi Kendimize Eritiyoruz Dünyayı...
Zaman Eriyor, 
Günler Eriyor... 
Kalbimizde İnce Bir Sızı, 
Susuyoruz... 
Sustukça Sesler Daha Çok Yükseliyor İçimizden... 
Sustukça, Boğazımız Düğümleniyor Kelimeler... 
Yüzümüzde Sonbaharların Hüznü,
Avuçlarımızda Boşluklar, 
Ellerimizde Umarsızlık,
Bedenimiz İğneli Fıçılarda,
Yüreğimiz Küllenmemiş Yangın Yeri...
Canımızı Çekip Alıyorlar Sanki İçerimizden...
Yüzümüze Yüzümüze Kapanıyor Tüm Açık Kapılar,
Pencereler Kafesleniyor, 
Elimizde Kalıyor Tutunmak İstediğimiz Dallar...
Onu Kokluyoruz Akşam Rüzgarlarında,
Zamanda,
Mekanda,
Yorgun Bir Hüzne Dönüyor Ayaklarımız...
İçimizde Fırtınalar Kopuyor...
Son Bakışımız Onu Hala Çok Sevdiğimizi Belli Ediyor,
Ama Aramızda Mevsimler Var,
Sonrası Kimsesizliğin Başlangıcı,
Ve Biz Yalnızlığımıza Sarıyoruz Kendimizi,
Sıkıca Kucaklıyoruz Düşlerimizi...
Kaybetmekten Değil Korkumuz;
Kaybolmaktan Korkuyoruz...
Onu Düşlemediğimiz Gecelerde Üşüyoruz, 
Kaçmaya Çalışsak Ona Çıkıyor Yollarımız...
İçimizden Gelmiyor Artık,
Ne Yazmak, 
Ne de Okumak...
Kaldı mı ki Yazılmamış, 
Okunmamış,
Ya da Söylenmemiş Söz?
Hem Neye Yarar ki Okumak Yazmak,
Hissedip,
Yaşamadıktan Sonra?
Kırık Bir Şarkı Var Dilimizde,
Öyle ki; Hiçbir Makama Dahil Etmiyor Kendini,
Saçma Değil mi?
Kelimeler, 
Cümleler Bir Türlü Denk Düşmüyor Dengesiz Hayatımız Gibi...
Öylesine Bir Kadınız İşte,
Seven, 
Üzülen, 
Hüzünlenen...
Hani Gitti Ya Uzaklara?
Hani Bıraktı Ya Gözlerimizi?
Kaldırımlarımız Bile Ağlıyor,
Yaşadığımız Şehir Paramparça Oluyor...
İliklerimize Kadar "O" Dolmayı, 
Onu İçimize Çekip, 
Baştan Aşağı Aşk Olmayı,
Aşk Kokmayı Özledik...
Uyku Nafile Ağırlaşan Göz Kapaklarımıza;
Çünkü Derdimiz "O"nunla Uyumak,
Derdimiz Geceler Boyu Gözlerinde Boğulmak...
Çünkü Özlem Kokuyor Hayallerimiz,
Özlem Kokuyor İşte Onsuz Tüm Evren...
Hayallerimiz Yanıyor, 
Yangın Yeri Misali Yanıyor Kalbimiz...
Tarifi Olmuyor Hiç Bir Şeyin,
İçimizde ki Fırtınanın...
Benzeri Yok İçimizi Yakan Hasretin...
Biz "O"na Fırtınalı Ruhumuzun En Güzel Resmini Çizmiştik... 
Hep Onu Düşünerek Unutulmuş En Güzel Şarkıları Söylemiştik...
Biz "O"nunla Sevmiştik Başlayan Her Günü,
Ve Bitişini... 
Elimizi Tutuşunu Sevmiştik,
Gözlerimize Bakışını...
İçimizi Titretmesini Sevmiştik, 
Yağmurlarda Islanmayı,
Rüzgara Karşı Koşmayı... 
Biz; Onu Cevabı Olmayan Sorular Gibi Sevdik,
Hiç Bilinmeyen Bir Renk,
Görülmeyen Çiçek Gibi,
Kimsenin Bilmediği Sırlar Gibi,
Baharlar Gibi Sevdik...
Elimizden,
Dilimizden,
Yüreğimizden Dökülen Dizelerle;
Şiirler Gibi Sevdik...
Nedenli,
Niçinli,
Nasıllı Tüm Sözcükleri;
Şüpheleri Atıp Ulaşılmaz Yerlere, 
İçimizden Geldiği Gibi,
Gönlümüzce Sevdik...
Biz "O"nu Onun Sandığından Daha Çok Sevdik...
Ne Yazarsak Yazalım,
Ne Söylersek Söyleyelim,
Hep Eksik Kaldı Bir Şeyler,
Ve Söylenmesi Gereken Söylenmemiş Cümleler İçimizde...
Vuslata Uzanan Yolu Ona Giden Yol Sanıp,
O Yollarda Boşuna Yürüdüğümüzü,
Hayaline Sarılıp,
Hayaliyle Isınıp, 
Çözüldüğümüzü,
Yılların Arkasında Biçare Kaldığımızı,
Umutsuzluklar İçinde Umutlar Aradığımızı,
Hayalleriyle Bire Bir, 
Beraber Yaşadığımızı Bilemediler...
Yalınayak Yürüyoruz Sevdalarına,
Arkalarında Bıraktıkları Yıkılmışlıklarımızla...
Yenilgilerimiz Var,
Sarmayı Bir Türlü Beceremediğimiz,
Sarmalarını İstediğimiz Yaralar,
Tek, 
Bir tek Onların Ulaşabileceği Derinlikte...
N'olurdu Bizim Gözümüzle Baksaydılar Bu Aşka;
Sığınsaydılar Dizelerimizdeki Sıcaklığa,
Başlarını Koysaydılar Satırlarımızdaki Mutluluğa...
Yazdığımız, 
Yazacağımız, 
Anlattığımız, 
Anlatacaklarımıza...
Artık Karanlık Gecelerde Uykusuz Gözlerimiz,
Ve Rehin Verdik Yüreğine Tüm Sözcüklerimizi...
Ve "O"nu Sevmekle Başladık Kaybetmeye,
Ellerinin Sıcaklığında Bulduğumuz Sevgiyi,
Gözlerindeki Tutkuyu...
Nasılda Bilmeden Sahiplendik Mutsuzluk Şarkılarını...
Artık Bakmak İstemezken Zamana,
Yelkovan ve Akrep Hüzünlendirirken Bizi Deli Gibi, 
Hayallerimizin Umudunu Eritiyor...
Sanki Bin Asır Önceydi Bize Gülüşü,
"Seviyorum" Deyişi...
Yokluğu Hiç Bu Kadar Oturmamıştı Yüreğimize, 
Hiç Bu Kadar Aramamıştı Gözlerimiz Gözlerini...
Elimizde,
Gönlümüzde Sevgiye Dair Sözcükler,
Onun İçin Birikmiş Gözyaşları,
İçimizdeki Boşluk,
Sanki Yüzyıllar Geçse de Dolmayacak Gibi, 
Engel Tanımayan Bir Tutku Rüzgarında, 
Savrulmak Üzereyiz...
Anlasın Diyoruz,
Anlasın İşte...!
Sadece Bir Kelime; 
"Özledim" Seni Diyoruz,
Duy Beni, 
Duy İşte,
Gel İşte,
Gel İşte...!
"O" Yoksa Hep Eksik Bir Tarafımız...
Ne Zaman Yastığa Koysak Başımızı,
Önce Kokusu Gelir Aklımıza,
İçimize Çeke Çeke Uyuruz,
Sonra Rüyalarımızda Belirir...
Gelmese de,
Bu Halimizi Görmese de,
Hep Aklımızdadır...
Yorgunuz; Sevdasından; 
Yollar Gibi, 
Yıllar Gibi, 
Keşke "O"nu Bu Kadar Çok Sevmeseydik, 
Ve Bu Kadar Çok Bağlanmasaydık, 
Belki O Zaman; Bu Kadar Titremezdik, 
İçli Şarkılarda Ağlatmazdık Deli Dolu, 
Ve Bir Seste, 
Bir Tende, 
Bir Gözde Bu Denli Ürpermezdik...
Ayrılık Var Artık Yüzümüzde,
Çünkü Anlatamadık Ona Issız Köşelerde Ağladığımızı...
Küskün Çiçekler Gibi Açmadığımızı, 
Resimlerdeki Mahsunluğumuzu, 
Yüzümüzdeki Mutsuzluğumuzu, 
Kurşun Kadar Ağır Gecelerde ki Özlemlerimizi,
Sevdalı Yüreğimizi,
Yüreğimizin Öksüzlüğünü,
Ellerimizin Sıcağından Yoksunluğunu, 
Gölgelerimizin Umutsuzluğunu...
Bir Söyleyebilseydik; Geceler Boyu Nasıl Gözyaşlarında Boğulduğumuzu,
Kırık Bir Aşk Şarkısında,
Hüzünlü Bir Notanın Ucundan Döküldüğümüzü,
Umutlarımızın Nasıl Kırıldığını,
Defalarca Yüreğimizi,
Beynimizi Darağacında Astığımızı...
Şimdi Kırılma Noktasında Aşklarımız, 
Ya Bizi Savurup Götürecek,
Ya da O Gittiği Yerden Dönmeyecek... 
Ve Biz Yorgun Sevdalarıyla, 
Şehrin Karanlıklarında, 
Dibine Vuracağız Yalnızlığın... 

Nasıl Bir Sevda Yükü Taşıyoruz Bilmiyorlar,
Bilemezler ki; 
Çünkü O Yükü Hiç Taşımadılar ki...
Nasıl Çırpınır Yürek Yaralı Bir Kuş Gibi Bilmiyorlar,
Bilemezler ki; 
Onların Yüreği Hiç Sevda Diye Çırpınmadı ki...
Nasıl Büküldü Boynumuz,
Nasıl Canımız Yandı Bilmiyorlar, 
Bilemezler ki; 
Onlar Hiç Yürek Dolusu Sevmediler ki... 
Nasıl Yitirdik Umutları Bilmiyorlar, 
Bilemezler ki,
Onlar Hiçbir Şeyi Anlamadı,
Dinlemedi ki;
Nerden Bilecekler... 
Onlar Hiç Aşık Olmadı ki...
Dilediğiniz Gibi Koşturun Bakalım Atınızı Yüreğimizde...!
Vurun,
Öldürün,
Yok Edin Tüm Sevinçlerimizi,
Sevgilerimizi,
Ama Ne Yaparsanız Yapın Boş...!
Tüm Sevgiler Bizimdir,
Gönlümüzdedir,
Hüzünlerde Bizimdir.............



Hepimizin Kuytu Bir Yeri Olmalı;
Boğucu Kalabalığın Arasından Kaçıp Saklanabileceğimiz, 
Tüm Sırlarımızı Saklayabileceğimiz, 
Kendimiz İle Konuşabileceğimiz...
Öyle Bir Yer Olmalı ki; Çektiğimiz Tüm Acılarımızı, 
Akıttığımız Gözyaşlarımızı Gömebileceğimiz,
Hiç Kimsenin Bilmeyeceği Bir Yer...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.