13 Temmuz 2015 Pazartesi

Artık Biliyorum Denk Gelmeyecek Ömrüm Ömrünle...

Biri Bakar Gözlerine... 
Sana Gel Der, Gel ve Benim İçimde Ben Ol... 
Çırpınırsın... 
Gitsem mi Gitmesem mi? 
Aşk Gemisine Binsem mi Binmesem mi?
Ama Anlarsın ki Sen Zaten Çoktan Binmişsin ve Girmişsindir O Aşk Masalının İçine... 
Sonra Seni Çağıran Gözler Donuklaşır... 
Sonra Dudaklar Yalanlar Anlatır... 
O Anlattıkça İnanırsın... 
Biteceğini Bile Bile Yalan Olduğunu Bile Bile İnanırsın... 
Sonra O Gemi Fırtınaya Tutulur, Alabora Olur ve Aşk Masalı Böylece Sona Yaklaşır.... 
Kendinden Geçersin ve Artık Sen Sen Değilsindir... 
Adı Hüsrandır Artık Adının...! 

Vardır Ya Hani Geceden Başlayan Yalnızlıklar? 
Gündüze Taştığı Ayrılıklar?
Hani Bir Türlü Geçmek Bilmeyen, Zamanla Gitgide Büyüyen Acının Birleştiği Anlar?
Hani Et Tırnaktan Ayrılmaz Derler Ya?
Tırnakla Etinde Alakası Yoktur Bu Ayrılıkta...
Ağlamaktan Kançanağı Olmuş Gözlerin,Birbirine Ait Olduğu İnanılan Ellerinde Ayrılması Değildir...
Bu Sadece; Bir Kadının/Adamın Düşlerinden Ayrılmasıdır...

İnsan Sevdiğini Kaybedince; Ağaçlar Yaprağını Şarkılar Namelerini Kaybedermiş...
Yağmurlar Ağlarmış Gizliden...
Rüzgarlar Ahengini Yitirirmiş...
Köksüz Çiçekler Gibi Kalakalırmış Ortada...
Mevsimler Hazan Vaktinde Mahpus Kalırmış...
Arzularım Prangalı Sanki...
Duygularım mı?
Meçhulün Pençesinde...
Paslanan Düşlerim Amaçsız Boş Bir Hayat Endişesinde...
Nedenini Haykıracak Gücüm Yok Tüm Bunların...
Bitmiş Arayışım Yitik Bir Sevgide...
Ne Yana Baksam Koskoca Duvarlar, Engelleri Aşamıyorum...
Karanlığın Arkasında Saklı Kalan Güneşi Görmüyor Gözlerim...
Ulaşamıyorum Mutluluğa, Gönülden Sevinçlere, Tadamadığım Gülüşlere, Yaşamadığım Mutluluklara...
Uykusuz Bir Gece Daha Sensizlik Ülkesinin Sessiz Karanlıkları İçinde... 
Sensiz Geçen Bir Günü Sensiz Geçecek Bir Geceye Ellerimle Gömüyorum... 
Karanlığın En Koyusunda Yalnızlığımı Demliyorum... 
Hüzün Sızıyor Kırık Dökük Kelimelerimden...
Ağlıyor Ömrüm...

Benzeri Az Olan Bir Sevmeydi Benimki...
Yalnızca Varlığının Verdiği Bir Aydınlık Duygusuydu... 
Yağmur Yağdığında Kirpiklerinin Islanması Güneşte Gözlerinin Kısılmasıydı... 
Dudağıma Kondurabildiğin Küçük Bir Öpücükle Bir Ömürlük Anıların Başlamasıydı... 
Sevdim Hüzün Bulutu Gözlerini... 
Binbir Duygu Işıltısı Yansıtan Derin Bakışlarını Sevdim... 
Gönlünün Kıyılarındaki Sevgi Irmağını, O Irmağın Serinliğini Sevdim...
Düşündükçe Seni 
Duygu Seli Yumuşacık Yüreğini, Özlemlerini, Kırılgan Umutlarını Sevdim... 
Siyah Duygularınla Sevgi Harmanlamanı Sevdim... 
Dokununca Dudak Kıvrımlarına Buruksu Gülüşlerini Sevdim... 
Gözlerindeki Bozkır Yalnızlığını, Yüzündeki Derin Kıvrımlarda Yuvalanmış Hüzzam Makamındaki Nağmeleri Dinlemeyi Sevdim... 
Hiç Düşündün mü? 
Sen Olmasan Neye Yarar Soluksuz Umutlarda Savrulan Yarınlarım? 
Sen Olmasan Nasıl Çalar Kalbimin Kemanı Notalarını? 
Oysa Ne Kadar da Masum Başlamıştı Her Şey...
Kahreden Bir Acının İçinde Kaybolurken Tanıdım Seni...
Yanında Olmak, Sana Dokunmak, Ağzını Her Açışında İçimi Titretmen, Kullandığın Her Kelimeden Yeni anlamlar Türetmek Güzeldi...
Kelimelerinin Anlamını Yitirdiği, Cümlelerin Bir İç Çekiş Olduğu Zamanlara Geldik Şimdi...
Sen İçime Akıttığın Zehirinle Öldürmeye Çabalarken Beni Ben Bir Panzehir Arayışında Kayboldum Yüreğinin Sokağında...
Yüreğindeki Doğru Kelimeyi Bulmak İçin Çabalarken Zehirli Kelimelerin Cümle Oldu Yolumda...
Yollarım Kapandı Gözlerim Karardı...
Gün Işımaya Başladığında Fark Ettim Kelimelerinide Alıp Gitmiştin...

Artık Son Vuruşları Kalbimin... 
Islak Bir Tebessümle Gidiyorum... 
Kaldığım Bir "Hiç" Var İçimde Asılı... 
Gözyaşların Yağar Yüzüme... 
Sürüyorum Yüreğimi Yüreğine... 
Sana Yorumsuz Sözler Sunuyorum...
İstemediğin Halde, Yıldızlar Koyuyorum Gökyüzüne...
Elimi Tutman İhtimali İle Karışık Çocukça Hayaller Kuruyorum...
Gittiğin Günden Beri, Ne Yağmur Yağdı Buralara Ne de Rüzgar Esti... 
Yandığımı Biliyorum Yalnızca...
Küllerim Sana Doğru Savruldu Sandım...
Artık Sadece Gecenin İçinden Gelen, Şiir Defterleri Arasında Kaybolmuş Bir Aşk Bu...
Bir Aşk ki Alıp Götüren, Götürdüğünden Çok Yakına Ait Çizgiler Taşıyan...
Hep Arayıp da Bulamadığım, Kaybolan Aşklardan Kalan, Yaşanan, Bir Akşam Kahvesi Gibi Sıcak, İçten Olan Sen ve Her Zamanki Gibi, Sonumun Ne Olacağını Bilmediğim Bir Yere Doğru Gitmekte Olan Ben...
Biliyor musun?
Sevmek, Seni Sevmek, Yaşamak, Seni Yaşamak Kaybolan Aşklarda Daha Güzel, Daha Özel... 
Çünkü Biliyorum, Kaybolmuş Aşklardır Roman Gibi Okunan, Şiir Defterleri Arasında Kaybolan...
Kaybolan Aşklardır, Yağmurlarda Sevilen, Ağladığında Hıçkırıkları Duyulan, Aşkın Ta Kendisidir Yaşanan...
Ve Biliyorum Bilinmeyene Yürümek Garipti ve Hayat Belki de Bilinmeyene Yürümekten İbaretti...
Bilinmeyen Bir Yolun Sonundaki Bilinmeyenlerden Oluşuyordu Her Şey...
Ve Hiç Bir Şeyi Önceden Bilmek Mümkün Değildi...
Aslında Yürümekti, Sonunu Bilmeden Yürümek... 
Cesur Atılmalıydı Adımlar, Korkuyla Umut Arasında Umudu ve Korkuyu Elden Bırakmadan, Kimin Ne Zaman, Nerede, Ne Kadar Olacağı Belirli Olmadan... 

Başaramadığın Tek Şeydi Beni Anlamak...
Anlasaydın, Ne Ayrılık Ne Yalnızlık Ne Sensizlik Ne Bensizlik Olacaktı...
Anlasaydın, Kırgınlık Hüzün İsyanlar Olmayacaktı...
Anlasaydın, Ne Kendimi Esir Alcaktım Yüreğime Ne Gözlerimden Yaşlar Süzülecekti Karanlık Gecelerde...
Anlasaydın, Acımayacaktı Yüreğim, Apansız Yağmurlar Yağmayacaktı Bakışlarıma, Güneş Hep Batık Olmayacaktı Günlerimde, Şarkılar Hüznü Haykırmayacaktı Her Melodide, Yaşam Bu Kadar Ruhsuz Olmayacaktı Belki de...
Anlasaydın, Sevgim Ağır Gelmeyecekti Yüreğime, Yanmayacaktım Sensizliğin Ateşinde, Üşümeyecektim Buz Kesmiş Kalbimle...
Anlasaydın, Kilitler Vurmayacaktım Duygularıma...
Anlamadın ki...
Anlayamadın ki...

Söylemem Artık Sana Seni Ne Çok Sevdiğimi...
Güneşimin Karanlığında Karışıp Kaybolup Gittiğini...
Gecelerim Sabahlara Karışmışken Nasıl Solup Gittiğimi...
Söylemem Artık Sana Seni Ne Çok Arzuladığımı...
Tenimin Çok Üşüdüğünü, Dudaklarım Dudaklarına Dokunamazken Yüzümün Çizgilerinin Değiştiğini...
Artık Biliyorum Denk Gelmeyecek Ömrüm Ömrünle...
Birazdan Veda Edip Gideceğim Senle Dolu Yüreğime...
Soran Olursa Beni Kalbini Göster... 
Herkes Göğsünde Uyuduğumu Öğrensin...!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.