3 Mayıs 2013 Cuma

Hayal Kurmanın Cezası Varmıy dı Acaba?

Suskunluğunu Bozup Haykırmak İstedi Genç Kadın...
Yüreğine Kocaman Bir Sevda Resmi Çizmişti  Yaralı, Yorgun, Öksüz Yüreğine...
Oraya Ne Tohumlar Atılmıştı Oysa Bu Güne Kadar Ama Hiçbiri Yeşerme Şansı Bulamamıştı...
Yağmur mu Yağmamıştı, Güneş mi Yüzünü Gizlemişti?...
Şimdi Yüreğinde Kocaman Ateş Topu Vardı...
Yüreğini Yakan, Acıtan, An Be An Gittikçe Büyüyen....

Aslında Yüreğinde Güller, Sümbüller, Menekşeler, Karanfiller Rengarenk Açmıştı...
Yeniden Aşık Olmuştu...
Irmaklar Çağlıyordu O Küçücük Yüreğinde...
Ardından Şiddetli Fırtınalar, Şimşekler...
Bazen Yıldırımlar Düşüyordu Yakıp Yok Ediyordu Tüm Güzel Duygularını....

Yürek Yanmayınca Göz Yaşarmaz Ya, Onun Gözyaşları Gözbebeklerinde Kuruyordu Artık...
Gecenin Karanlığı Gölgeledi Düşlerini...
Oysa O Sevdasının Düşleriyle Isınıyordu Geceleri...
Güneş Bilemezdi Gecenin Hüznünü, Soğuğunu, Yıldızlar Bilemezdi Karanlığını...

Hayalleri Vardı Herkes Gibi Sevinçleri, Mutlulukları...
Yüreğinde Açan Çiçeklere Hayat Versede Gözyaşlarıyla Seviyordu Hayallerini...
Hayal Kurmanın Cezası Varmıy dı Acaba?
Olsada Ne Farkeder ki...
En Büyük Cezayı Zaten Çekiyordu...

Şimdi Yüreğindeki Çığlıkları, İsyanlarını Bohça Yaptı, Uzun Bir Yolculuğa Çıktı Sessizce...
Sevgisi, Özlemi de Azık Olacaktı Bu Sonsuzlukta...
Dil Susarsa Yürek Konuşur ve O Susuyordu.....
Susuyor, Susuyor ve Suskunluğuna Sarılıyordu....
Her Susuşunda Biraz Biraz Daha Üşüyordu...!


Güncelleme...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.