7 Mayıs 2013 Salı

Bugünden Sonra Hep Ağlayacaktı Kadın...

Umutsuz Bir Yalvarışla "Bir Düş Bağışla Bana, Hadi Uzat Ellerini" Diye Fısıldadı Feryad Edercesine Kadın...
Dışarıda Bardaktan Boşanırcasına Yağmur Yağıyordu ve Yağmurun Cama Her Bir Dokunuşu Onun Geride Kalan Ömrünün Kırık Parçalarından İbaretti Sanki...
Yarım Kalan Düş Misali Yarım Kalan Kırık Dökük Hayalleriyle İşte Yine Bir Çıkmazın Ortasında Kalakalmıştı...

Yormuştu Onu Yaşam, Yorgundu; Hem de Halini Anlatamayacak Kadar Yorgun…
Köşe Kapmaca Oynamaktan Körebe Oynamaktan Sıkılmıştı...
İsyanı Yormuştu Belki; Belki de Umutsuzluğu...
Ya da En Başından Beri Peşini Bırakmayan Yalnızlığı…
Şimdi Söylediklerinin Gölgesinde Büyüyordu Söyleyemedikleri...
İçinde Kalanlar, Kalacak Olanlar Kaç Kere Boğazına Düğümlenmiş, Kaç Kere Kanatmıştı İçini Hatırlamıyordu Bile...

Yıllarca Hep Acılar Çekmiş, Mutsuzluğun Pençesinde Yaşamış, Acılardan Boynu Bükülmüş, Mutluluktan Umudunu Çoktan Kesmişti...
Yıllardır Güldüğünü Gören ve Duyan Olmamıştı...
Yüzünde Derin Bir Keder Vardı Asla Silemediği...

Gözbebeklerinde Hüzün Yuva Yapmış, Oradan Bir Saniye Bile Ayrılmıyordu Hiçbir Yere...
Ne Kadar Zamandır Bu Kadar Üşüyordu Hatırlamıyordu Bile...
Az Sonra Yaşanacakları Hatırladıkça Kanı Donuyor, Hayatının Nasıl Yön Değiştireceğini Düşündükçe Çıldıracak Gibi Oluyordu...
Oysa Ne Güzel Hayalleri Umutları Vardı Onun…
Şimdi İse Koskoca Karanlık Girdabın İçinde Adeta Bir Bilinmeze Doğru Sürükleniyordu...

Tüm Umutlarını Tüm Hayallerini Kaybetmenin Sınırındaydı İşte...!
Ve Ağlıyordu Kadın...!
Bu Kez İnleyerek, Acı Çekerek, Haykırarak Ağlıyordu...!
Gözleri Puslu Bir Bahar Sabahı Kadar Hüzün Doluydu...
Gözyaşları, Hıçkırıkları, Vücudunun Titremesi Birbirine Karışıyor, Gözlerinin Güzelliği Gözyaşlarından Akıyordu Sanki...

Kalbinde Dayanılmaz Bir Sızı Vardı, Hem Kalbi Hem Gözleri Ağlıyordu...
Ağlıyordu, Çünkü Önemsiz İnsanlar Önemli Yaralar Açmış Derin Darbeler Vurmuştu İç Dünyasına...
Çünkü Önemsiz İnsanlar Çok Önemli, Değersizlikleri Pahabiçilmez Değerde Değerli Görülmüştü Yine Herzamanki Gibi...!
Ağlıyordu Kadın...!

Kalbine Ağlıyordu ve Ağlamalıydı Yüreğine ve İşte Ağlıyordu Kadın Kendi Haline...!
Kimse Görmesin Kimse Duymasın İstiyordu Yaşadığı Acıyı...
İçinde Biriktirdiği Hüznün Tınılarını Kimse Bilmesin İstiyordu...
Çığlık Çığlığaydı İsyanı, Hapsolmuştu Bedeninde...
İçinde Uçmayı Bir Türlü Beceremiyen Ürkek Yüreği Siyahlara Gömülmüştü...
Hıçkıra Hıçkıra Ağlıyordu Kadın...
Sanki İçinde ki  Renkler Hep Siyah Sığındığı Adresler Hep Siyahtı...!
Sığmıyordu Yüreği Hiçbir Yere...
Ağlıyordu Kadın, Dur Durak Bilmiyordu Gözlerinden Akan Yaşlar...
Durdurmak Dindirmek İstiyordu Gözyaşlarını Ama Söz Dinletemiyordu Gözlerine, Söz Dinletemiyordu Yüreğine, Mütemadiyen Akmaya, İçini Yakmaya Devam Ediyordu...

Arada İki Elinin Parmaklarını Birbirine Kenetliyor Sağ Elinin Başparmağını Avucunun İçine Alıp Sevgiyle, Hasretle Sıkıyordu...
Bunu Yaparken Yüzüne Hüzünlü Bir Tebessüm Yayılıyor Ama Yinede Ağlayan Gözlerini ve Yüreğini Bu Tebessüm Güldürmeye Yetmiyordu...
Özlüyordu Kadın, Hemde Çok Özlüyordu...
Aşkının Sevdasının Tek Sahibini, Yüreğinin Efendisini, Gözlerinin Hasretini Özlüyordu...
Ve Ağlıyordu Kadın...!
Yaşadıklarına, Yaşayamadıklarına, Yaşatmak İsteyipte Yaşatamadıklarına, Onu Buralara Kadar Sürükleyen Kaderine Ağlıyordu...!
Neden Buradaydı?
Ne İşi Vardı Ki Burada?
O Başka Başka Hayalleri Yaşarken, Onu Çok Mutlu Eden Hayaller Kurarken Şu An Bulunduğu Yerde Olmamalıydı...!
Ani Bir Kararla Ayağa Kalktı...!
Gimeliydi, Uzaklaşmalıydı, Hayatı Tekrar Zindana Dönmeden Döndürülmeden Kaçmalıydı Buradan...
Birkaç Adım Attı Ama Olduğu Yerde Birden Çakılı Kaldı...!
Kulağında Onu Sağır Edercesine Bir Ses Yankılandı...
- Eğer Bu Evliliği Yapmazsan Sana Haklarımız Helal Değildir...!
Ağlıyordu Kadın...!

Çaresizliğine, Tüm Çarelerin Çaresiz Kalışına Ağlıyordu...!
Ne Yapacağını, Nasıl Davranacağını Şaşırmış Bir Halde Yüreğinin Sesiyle ve Ailesinin Sözleriyle Boğuşuyordu Adeta...!
Geri Döndü ve Az Evvel Oturduğu Yere Tekrar Oturdu...
Ne Zordu Yüreğiyle Ailesi Arasında Kalmak...

Ne Zordu İdam Fermanını Kendi Elleriyle İmzalamak...!
Ne Zordu Yüreği Başkası İçin Çarparken Nefret Ettiği Birisinin Kadını Olmak Zorunda Bırakılmak...!
Ağlıyordu Kadın...!
Dinmiyordu Gözyaşları, Dinmiyordu Yürek Yangınları...!
Gözleri Kapıdan Girecek Birisini, Onu Bu Durumdan Kurtaracak, Alıp Buralardan Götürecek Sevdiğini Bekliyordu Sanki...
Birden Kapı Açıldı ve İçeri Yüzünde Büyük Zafer Kazanmışlığın Edasını Takınmış, En Son Gelmesini Dahi Beklemediği, Yüzünü Dahi Görmek İstemediği, Onu Gördüğünde Tüm Sinirlerinin Alt-Üst Olduğu Kişi Girdi Kapıdan...
Nefretle Doldu Kadının İçi...!

Az Evvel Ağlayan Gözlerini Şimdi Adeta Nefret Bürümüştü...
Sanki Bakışlarında Zehirli Oklar Vardı ve Bakışı Onu Orada Öldürsün İster Gibi Bakıyordu Adama...
İşte Gelmişti...!
Hayatını Zindana Çeviren, "Bir Yudum Sevgi"ye Kendisini Muhtaç Eden Kişi Gelmişti...!
Oysa Kadın Onu Değil Gönlünün Sevgilisini Beklemişti O Kapıdan Girsin Diye...
Hayallerinin Adamını Beklemişti Onu Bu Durumdan Kurtarsın Diye...!
Ağlıyordu Kadın...!
Hiç Durmadan Ağlıyordu...!
Nikah Memurunun Sesiyle Ağlaması Biraz Daha Artmış Artık Hıçkırıklarınıda Engelleyemez Olmuştu...
İşte Herşey Bitiyordu...!
Canlı Canlı Mezara Gömülüyordu...!

Tüm Hayalleri, Umutları Darağacında İdam Ediliyordu...!
Bir Medet Umuyordu Ama Neden Ona Kimse Yardım Etmiyordu?

Neden Yüreğindeki Sessiz Çığlıkları Kimse Duymuyordu?
Neden Onu Kimse Anlamıyordu?
Kendini mi Anlatamıyordu Yoksa Anlamak mı İstemiyordu Kimse?
Ağlıyordu Kadın...!
Bir El Arıyordu Onu Oradan Kurtaracak...
Bir Yürek Arıyordu Onu Sevgisiyle Saracak...
Bir Omuz Arıyordu Hıçkırıklarla Ağlayacak...
Yaralarına Merhem Olacak, İç Yaralarını İyi Edecek Birini Arıyordu...
Ağlıyordu Kadın...!
Kaderine Ağlıyordu...
Yollarını Ayırdığı İnsanın Tekrar Yollarının Kesişmesine Tekrar Onun Nikahlısı Olmak Zorunda Kalışına Ağlıyordu...
Yüreği İsyanlardaydı...
Artık Dayanamıyordu...

Bitsin İstiyordu Bu Azap...
Birden Suskunluğunu Bozdu Kadın ve Ağzından Şu Cümleler Döküldü...
- Yeter Artık Uzatmayın...!

Son Verin Bir An Önce Bu İşkenceye...!
İdam Edin Biran Önce...!

Daha Fazla Acı Çektirmeyin...!
Verin Kalemi Ölüm Fermanımı İmzalıyayım...!
Ama Şunu da Sakın Unutmayın...!
Benim Yüreğime ve Ruhuma Sahip Olamayan Bedenime Asla Sahip Olamaz...!

Benim Yüreğimi Sarmasını Bilemeyen Bedenimi Asla Saramaz...!
Ve Ağlıyordu Kadın...!

Bu Günden Sonra da Hep Ağlayacaktı Kadın...!
Nikah Memuru Evlilik Cüzdanını Ona Uzattığında Elinin Tersiyle Geri İtti
ve Kendi Elleriyle Ölüm Fermanını İmzalamak İçin Ağlayarak Girdiği Kapıdan Ağır Adımlarla Hıçkırıklara Boğularak Tüm Hayallerini, Sevdasını, Aşkını Orada, O Odada Bırakıp Caddenin Kalabalığına Karıştı...

Kimsenin Ona Bakmasına Aldırmadan Ağlıyordu Kadın...!
Adeta Hıçkırıklara Boğuluyordu...!
İçini Müthiş Bir Kin ve Nefret Kaplamıştı Herkese ve Herşeye Karşı...
Bu Yaşadıklarının, Ona Zorla Yaşattıkları Şeylerin Hesabını Gün Gelecek Herkes Ödeyecekti Biliyordu...
Yorgundu, Hemde Çok Yorgundu...
Yatağa Uzandı, Dizlerini Karnına Çekip Yastığına Gözyaşlarını Usulca Bıraktı...
Hem Mutsuz Hem Umutsuzdu Artık...
Ve Hıçkırıklarla Ağlıyordu Kadın...!
Yaşadıklarına Yaşattıklarına ve Yaşayacaklarına Tutsaktı Artık...!


Aslında Bir Dokunuş... 
Bir Bakış...
Bir Gülüş Aşkı Anlatmaya Yeterdi... 
Aşık Olmak...
Aşka Layık Olmak... 
Aşkı Yaşamak...
Sürekli Kılmak İse Yürek İsterdi...!!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.