3 Haziran 2013 Pazartesi

O Şimdi Sadece Ölümü Bekliyor...!

Çok Fazla Şey Karalayasım Var Ama Beynim Aynı Ölçüde Çalışmıyor...
Bu Yazıya Başladığım Günün Tarihini Atamıyorum, Çünkü Bu Yazıyı Ne Zaman Tamamlayacağımı Ya da Tamamlayabilecek miyim Onu da Bilmiyorum...


Bazı Hayatlar Vardır ki Neresinden Bakarsanız Bakın Hep Acı, Hep Hüzün, Hep Izdırap Görürsünüz...
Baktığınız Hiçbir Tarafında Mutluluğa Dahil Olmuş Bir İz Gözünüze Çarpmaz, Gördüğünüz Sadece Gözyaşıdır...
Güneş Her Sabah Doğar, Yağmur Sonrası Gökkuşağı Çıkar Ama O Hayatlara Bunların Işığı Hiç Yansımaz...
Onların Günleri Karanlık Geceleri Hüzün Doludur...
Sevda Masalını Anlatacağım Kadın da Her Sabah Doğan Güneşten ve Yağmur Sonrası Çıkan Gökkuşağının Muhteşem Renklerinden Yoksun Bir Hayat Yaşamış, Gönlüne Hiç Güneş Doğmamış, Daha da Acısı Hala Daha da O Karanlık Hayatta Yaşıyordu...


Sevmeye, Sevilmeye, İncitilmemeye, Acı Çektirilmemeye, Kendi Gibi Seven Özleyen Birini Sevmeye Özlemeye Öylesine Muhtaçtı ki...
Sevmek, Hayal Etmek, Gizlice Duygulanmak, Hayata Tutunmak Onun İçin Yaşamak, Bir Kişi İçin Yanmak, Bir Kişi İçin Bin Kişiden Vazgeçmekti...
Sevmek, Doymadan Acının Üstüne Gitmek, Ölümü Zorla Yatağına Getirtmek, Habersizce Kendini Ona Köle Etmeye Hazır Olmak Demekti...

Onun Yüreği Sevgiden Aşktan Yana Çok Yorgundu...
Harap ve Bitap Düşmüştü Çektiği Acılardan...
Ne Büyük Umutlar Ne Sonsuz Hayaller Gömmüştü Yüreğinin Mezarlığına...

O Bu Hayatta Kimseyi İncitmemiş Çoğu Zaman İnsanların Sevgilerine Cevap Veremeyecek Durumda Olsa Bile Onları Kırmadan Sevgilerini İçlerinde Yaşamalarını Sağlamıştı...
İçinde Kimseye Karşı Bir Nefret Yoktu Ancak Sevgiden ve Aşktan Yana Kocaman Bir Boşluk Vardı...
Bir Boşluk ki Doğru Kişi Olmadan Asla Dolmasına İzin Vermeyeceği Boşluktu...
Aşk, Sevgi, Mutluluk, Sadakat, Bunlar Genelde Hep Adaletsiz Yüzünü Göstermiştiler Ona...
En Çok Değer Verdiği, Önemsediği, Olmazsa Olmaz Dediği Dördü Biryerde Olunca Huzurunda  Mutlaka Bulunacağına İnandığı  Bu Değerler Onun Hayatından Hep Uzakta Çok Uzaklarda Olmuştu...
Çok Merak Ederdi ve Acaba Derdi "Birgün Bana da Aşk Uğrar mı?" Sonra Kendi Kendine Düşüncesine Acı Acı Gülümserdi...
Öyle Ya! Aşk Kimdi O Kimdi, "Gelipte Benimi Bulacak Yani" Der Düşüncelerinden Hemen Vazgeçerdi...

Aslında Biliyordu ki Aşk Denilen Şey Hayatına Girecek Olursa Bu Onun Sonu Demekti...

Mutsuzluklarla Dolu Hayatından Azda Olsa Uzaklaşmak Can Sıkıntısını Dindirmek, Kanayan Yaralarına Bir Nebzede Olsa Merhem Olabilmesi İçin Yazıyordu Kadın...
Aşkı, Sevgiyi, Sadakati ve Dostluğu Yazıyordu...
Yazarken Tüm Dertlerini Unutuyor Nefessiz Geçen Tüm Hayatının Acısını Yazarken Çıkarıyordu...
Kurulmak İstenilen Arkadaşlıklardan Uzak, Kimseyi Kendisine Arkadaş Edinmeden Sadece Yazıyordu...
O Kimseyi İstemiyor Kimseyle Dertleşmek Arzusu Taşımıyordu, Çünkü Biliyordu ki Onu Kimse Anlayamazdı, Biliyordu ki Anladım Diyen Bile Yalan Söylerdi...

Ve Birgün  Hiç Beklemediği Bir Anda Biri Girdi Hayatına...
Yüreğini Hızlı Hızlı Çarptıran, Gönlünün Tüm Tellerini Titreten, Unuttuğu Duyguları Ona Tekrar Hatırlatıp Yaşatan, Gönlünün Kapılarını Adeta Zorlayan Biri...

Anlayamadı Ne Olduğunu, Nasıl Olduğunu...
Sevdi, Sadece Sevdi...!
Sanki Gizli Bir El Onu Ona Doğru Sürükledi, O Kaçmak İstedikçe Ona Adım Adım Yaklaştı...

O Bu Sevgiden Kaçtıkça Ona Çözülmeyecek Olan Düğümlerle Bağlandı...
Sevgisi Gün Geçtikçe Aldığı Her Nefeste İçine Batıyor, Yüreğini Sızlatıyor, İçin İçin, İnce İnce Kanatıp Her Batışında Gözyaşlarını Gözlerinden Sicim Gibi Akıtıyordu...
Durup Dururken İçinden Sevdiğini Düşünüp Ağlamak, Yokluğunun Her Saniyesinde Onu Anmak, "Seviyorum İşte, Seviyorum" Diye Haykırmak, "Çok Özledim Demek Geliyordu...
Bilemezdi Bu Sevginin Onnu Keşkeler İçinde Sabahlatacağını, Onu Aydınlatacağım Derken Kendini Karanlığa Hapsedeceğini, Elini Ona Her Uzatışında Sahipsizce Avcunu Kapatacağını...
Bilemezdi O Sevdasını Yaşatabilmek İçin Çabalarken Onun Ardına Bile Bakmadan Çekip Gideceğini,
 Onu Ağlatıp Acılarının Hep Taze Kalmasına Sebep Olacağını...
Bilemezdi Hayatına Fırtına Gibi Gireceğini, Onu Darmadağan Edip Her Parçasını Bir Tarafa Savuracağını, Bir Fırtına Gibi Girdiği Hayatından Şiddetli Bir Kasırga Gibi Çıkacağını ve Çıkarken de Canını Çok Acıtacağını...

Her Gece Olduğu Gibi Yine Aşksız İçindeki Dolması Mümkün Olmayan Boşlukla Yatmış Ama Sabahleyin  Sırılsıklam Aşık Uyanmıştı...
Hissettiklerine Bir Anlam Veremiyor Gelip Geçici Duygular Deyip Kendini Avutuyordu...
Geçecek Diyordu "Geçecek"...

Ama Neden Geçmiyordu?
Neden Her Geçen Gün Sevdiği İnsan Yüreğinin Derinlerine Saplanıyordu?
O "Geçecek" Diye Beklerken Neden Tüm Ruhu Onu Sadece Onu İstiyordu?
Neden Gözlerini Her Kapattığında Onu Görüyor, Hayallerini ve Rüyalarını Sadece O Süslüyordu...
Peki Ya Gururu? Onu Neden Sevdiği Erkeğin Ayaklarının Altına Seriyor ve Onun Acımasızca Çiğnemesine İzin Veriyordu?
Kendisini O Bile Tanıyamıyor, Bu Aşk mı? Diye Kendi Kendine Soruyor Cevabını Yine Kendi Veriyordu...
Evet Aşk Buydu, Aşktı Bu...!
Onu Geceleri Uyutmayan, Gözlerinden Gözyaşını Eksik Etmeyen, Aklına Her Geldiğinde Deli Divaneye Döndüren, Yüreğini Kıpır Kıpır Eden Bu Adamın Adı Aşktı...


Özlüyordu Kadın Onu, Hem de Çok Özlüyordu...
Hergün Daha Fazla İstiyordu Onu Yanında...
İçinde Saklıyamıyordu Artık Onu...
Gönlüne Sığmıyordu Adı...
Artık Yetmiyordu, Sevdasını Sadece Kendinde Yaşatmak Hayaliyle Yetinmek Yetmiyordu Ona...
Her Yanından "O" Dökülürken Onda Yaşayan "O"ndan Habersiz Olması Canını Acıtıyordu...
Yanında Olmak İstiyordu...
Gözlerinin İçine Bakıp Onu Ne Kadar Çok Özlediğini Defalarca Söylemek, Yokluğunun Ne Kadar Zor Olduğunu, Onsuz Saatler Geçmek Bilmezken Günlerin, Haftaların Hatta Ayların Nasıl Geçeceğini Bilmediğini Söylemek İstiyordu...
Onunla Uyumak, Yeni Güne Kollarında Uyanmak İstiyordu...
Sadece Sarılarak Bile Kalbini Durdurabileceğini ve Tek Bir Sözüyle Onu Yeniden Hayata Döndürebileceğini Onun da Bilmesini İstiyordu...


Çok Sevdi Kadın Onu...
Herşeyin Üstünde Sevdi...
Delicesine, Kör Olmuşçasına, Herşeye Sırtını Dönercesine, Kalbini Parçalara Ayıra Ayıra Sevdi...

Yanarak, Tutuşarak, Titreyerek, Her Nefeste Adını Soluyarak, Özleyerek, Ağlayarak, Dolu Dizgin Kalbiyle Sevdi...
Sevdi, Hem'de Çok Sevdi Onu...
Atan Kalbinin Sesinde, Nefesinin Sıcaklığında, Ona Baktığı Gözlerinin Işıltısında Sevdi...
Ve Onu Hep Korkularıyla Sevdi...
Elinde Değildi, Bir Kere İncinmişti İkincisinden Korkuyordu...
Yine de Sevdi Onu Hem de İncitenlerden Daha Çok Sevdi...

O Sevdi Hemde Delicesine Sevdi, Yeryüzünde Yaşanmış ve Yaşanılan Tüm Aşkları "Ben Aşkı Yaşadım" Diyenleri Kıskandıracak Kadar Çok Sevdi...

O Bu Aşktan Çok Şeyler Beklemedi, Sadece Hasretini, Özlemini Çektiği "Bir Damla Sevgi" ydi Beklediği, Sevildiğini Çok Sevildiğini Hissetmekti İstediği...
Ama O Aşkın En Acımasızını, En Çaresizini, En İmkansızını Yaşadı...
Bu Aşk Onu Yerden Yere Vurup Tüm Ruhunu Yara Bere İçinde Bıraktı, "Bir Damla Sevgi" Beklerken Acının En Tarifsizini Yaşadı...
Ne Başkasına Ne de Sevdiğine Sevgisinin Büyüklüğünü Sevdasının Derinliğini, O Olmazsa Nefes Alamayacağını, Yaşayamayacağını, Hergün Gözyaşlarına Boğulacağını Bir Türlü Anlatamadı...
 Ah Anlasaydı, Ah Bilseydi Onu Ne Kadar Çok Sevdiğini Şimdi Yanan Yüreği Değil, Aşk Ateşi Olurdu...
Ah! Bir Anlatabilseydi, Sığdırabilseydi Aşkını Mısralarına Ama Anlatamadı Sığdıramadı Sevdasını Hiç Bir Satıra...
Bir Buruk Tebessüm Gibi Hüzünlü Ayrılığın Yaprakları Gibi Savruldu Zamana...
Boyutsuz Bir Şeye Dönüştü Artık Acıları, Kederleri, Üzüntüleri...
Ve İnanıyordu ki Daha Fazla Kendini Aşabilme İmkanı Yoktu Duygularında, Acılarında...


Evet Sevmişti Onu, Sonunu Düşünmeden, Gelecek Beklemeden ve Hiçbir Şey İstemeden...
Şimdi Ne Yapsa Olmuyordu...
Ne Adı Ne Kokusu Yüreğinden Silinmiyordu...

Kırılmıştı Kolu Kanadı, Nefes Alamıyordu Onsuz Bu Yaşamda...
Nefret Ediyordu Kendinden Onu Kaybettiği İçin...
Onu Ondan Çok Sevdiği İçin Kızıyordu Kendine...
"Yüreğim Çok Acıyor Gel" Dese İnanmıyacaktı Biliyordu...
Onun İçin Susuyordu...


Her Büyük Aşkın Bir Bedeli Vardı Ödenmesi Gereken O da Şimdi Elinde Bir Resim İçini Acıtan Canını Yakan İmkansız Aşkına Bir Hastane Odasında Ağır Bir Bedel Ödüyor...!
Kaderin Alnına Yazdığı Yazgısını Çekiyor, Acılarına Dayanıp İsyan Etmemeye Çalışıyor...
İsteği Hastalığından Kurtulmak Değil Sadece Daha Az Acı Çekmek Daha Az Acı Çekerek Ölmek...
Çok Acı Çekiyordu Ama Hastalığının Acısı Çektiği Aşk Acısının Yanında Çok Hafif Kalıyordu...

Ağlıyordu, Ama Bu Gözyaşları Hastalığına Değil Onu Bu Denli Ağlatan Sevdasınaydı...
O Artık Nefes Alamıyor Her Aldığı Nefes Acı Olarak Ciğerlerine Saplanıyor, Gözlerinden Yağmur Gibi Yaşlar Akıtıyor
...
O Artık Yazamıyor, Çok Sevdiği İnsan da Birşeyler Karalıyamıyor, Yürek Kalemi Ona Çok Şeyler Fısıldasa da O Bunları Artık Kaleme Alamıyor...
O Bir Hastane Odasında Sadece Ölümü Bekliyor...!


"Beni Unut" Demişti Sevdiği Adam Ona, Unuttu...!
Ama Sevdiğini Değil Kendisini ve Hayatını Unuttu...!
"Sevme Beni" Demişti Sevdiği Adam, Sevmedi...!
Ama Onu Değil Onsuz Hayatı, Onsuz Geçen Tek Bir Saniyeyi Sevmedi...!
"Vazgeç Benden" Demişti Sevdiği Adam Ona, Vazgeçti...!
Kendinden, Hayallerinden Onu O Yapan Herşeyinden Vazgeçti...!



Başardın Sevgili...!
Yüreğimde Silemeyeceğim Senli İzler Bırakıp Tek Bir Kelam Etmeden Gittin...
Başardın Sevgili...!
Bu Senin Kim bilir Kaçıncı Zaferin...!
Söylesene Doyurdun mu Ruhunu?
Başardın Sevgili...!
Koskoca Bir Yokluk Bırakıpta Ezdin..
Ayrılığı Dillendirip, Kendini Aklayıp Beni Sildin...!
Başardın Sevgili...!
Sen Başardın...!
Yollarıma Engel Koydun Sevdama Pranga Vurdun...!
Aşkımı Sonunda Ellerinle Hazırladığın İdam Sehpasında Astın...!
Söylesene Bu Kaçıncı Tekmen Aşkıma?
Bu Kaçıcı İdam Sehpası Hazırlayışın Sevdama?
Her Kaçtığım Yoldan Kaçıncı Kez Kendime Çıkışım?
Sen Başardın Sevgili...!
Kendimi Yine Kendimde Yok Ettirmeyi Başardın...!!!



Hastane Günlüğümden...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.