4 Ekim 2020 Pazar

Hiç mi Kalamadım Hatıralarda?

Bir Kez Sevdaya Düşmeye Görsün Gönül,
Her Çileyi Bal Niyetine Tadar...
Sevgili İster Uzak Olsun İster Yakın,
Dayanması Güç Bir Yangınla Yanar...
Hazan Akşamlarının Hüznü Sesine Sinerken,
Bakışları İmkansız Düşleri Çağırırken,
Bir Bakışın İçine Yılları, 
Hatta Asırları Sığdırır...
Şiir Şiir Kanarken Gözleri,
İmkansızlık Kavururken Soluğunu,
Ruhuna Hicranlı Güz,
Ömrüne Dinmeyen Kış Olanı,
Hasretle Demleyip Ruhunun Caddelerinde,
Mutluluktan Yoksun Bir Sevda Masalına,
Öylesine Derin,
Öylesine Hazin,
Fütursuzca Akıtır...
Saklanmaya Çalışsa da Anıların Ardına,
Sevdasının Çırpınışlarını Yüreğinde Hisseder...
Hüzünleri Sırılsıklam,
Arzular Alev Olur Yüreğinde...
Çiy Taneleri İle Yıkanırken Gözleri,
Yüreğindeki Sevdalısına,
Yağmur Misali Yağmak Gelir İçinden...
Bağrında Yanan Ateş Isıtmadıkça Bedenini,
Bir Gece Vakti Sevdiğine Salıverir Hayallerini...
Yaşayamadıkları,
Anlatamadıkları,
Duyuramadıkları İle,
Gökkuşağı Olur Yağmur Sonrası...
Yüreğinde Eylül Güneşleri Taşırken,
Gölgesi Olmayan Uykusuz Uykularda,
Hicran İle Vuslatı Birlikte Yudumlar...
Sonrası Ne Gam...!
Sağır Kulaklara İnat,
Sen,
Hep Sen,
Yine Sen,
Evvelim de Sen,
Ezelim de Sen,
Ebedim Sen, 
Ben Sende Denizim,
Sende Okyanus,
Sende Umman Der,
Yaşar İşte, 
Biraz Eksik,
Biraz Yarım...!

Bugün Ne Dünya Dönüyor,
Ne de Zaman Akıyor...!
Bugün de Kalbimin Her Caddesinde,
Her Sokağında İhtilal Var...!
Bugün de Arzularıma Paslı Zincirlerden Gem Vurmuş,
Sevdama Yasak Koymuş,
Olmayacak Dualara Amin Demeye Hazırlanan Dudaklarıma,
Mühür Vurmuşum...!
Bir Sarhoşluk Hali Bu,
Belki de Yılların Yorgunluğunun Ruhumda Birikmişliği...
Benliğime Yüklenen Gerçekler,
Ne Kadar da Ağır...!
Bittim mi Ben?
Hiç mi Kalamadım Hatıralarda?
Sahi,
İnsan Kaç Kez Anlamlar Katmaya Çalıştıkça,
Anlamsızlaşan Hayatta;
Öksüz Hecelerine,
Yetim Cümlelerine,
Yarınsız Dünlerine,
Uykusuz Gecelerine,
Sürgün Düşlerine Teselli Arar?
İç Çekişlerine Kattığı Ahlarıyla,
İnsan Kaç Kez Özler?
Kaç Kez Ağlar?
Hayallerini,
Düşlerini Kaç Kez Sessizce Sindirir Nefesiyle?
Kaç Yıl Yorularak,
Düşerek,
Kalkarak,
Tökezleyerek Yürür Aşılması Zor Olan Yollarda?
Hak'tan Gelen Haktır Diyerek,
İnançlarıma Tutunarak,
Kaç Kez Mutluluk Zerreleri Bulmaya Çalışır?
Sahi,
Kaç Acı İmtihan Etti Beni Bu Güne Kadar?
Nöbeti Bir Ömür Süren,
Kaç Gece Yaşandı Hayatımda?
Her Şeyi Sabrımın Bağrına Gömerek,
Esaretinin Gölgesinde Kaç Hayalim Kısıtlandı?
Kaç Kez Nefessiz,
Düşsüz,
Ümitsiz Kaldım?
Bir Ömür Süren Yalnızlığımda, 
Sevgiye Aç Yüreğimin Feryatlarını Kaç Kez Susturmaya Çalıştım?
Siyahın Her Tonu Mevcut Olan Ruhumu,
Duygusuzca Kaç Kez Fırtınalarla Savurdum?
İliklerime Kadar İşlemiş Hasretlere,
Bütün Varlığımı Çepeçevre Saran Özlemlere, 
"Yeter Artık, Bitin! Diye Kaç Kez Bağırdım? 
İçimde Hiç Uslanmayan Yangınlara,
"Yeter Artık, Sönün!" Diye Kaç Kez Haykırdım?
Hayatıma Giren İnsanların Gerçek Yüzünü Gördükçe,
Zor Gecelerde,
Yalnızlığın Koynunda Kaç Kez Buldum Kendimi?
Hayatım Umutsuzluğun Ta Kendisiyken,
İçimdeki Umutlar Bile Umutsuzluk İçindeyken,
Ne Anlamı Var ki Bazı Şeyleri Sorgulamanın...!
Çünkü,
İhtimali Bile Olmayan Bir Aşka,
Hayallenmek,
İmkansıza Sevdalanmaktı Benimki...
Ki Zaten,
Aşk Denilen Bu Sevda Masalının,
Kimsesi de Olmadı...
İstemeden,
Haddim Olmayarak Sevdim...
Ona Çok Uzakken Bile,
Onu Sevmenin Doruklarında Gezindim...
Ben İstemedim,
O Girdi Kalbime,
Cümlelerinin Sıcaklığı İle Isıttı Kendine...
Kokusunu Tüm Hücrelerime Dağıttı,
İnkar Ettiğim,
Yok Dediğim Ne Varsa İnandırdı...
Onu İlk Gördüğümde,
Sesini Duyup,
Kokusunu Duyumsadığımda,
Soluğundaki Közle,
Ateşe Verdi Ruhumu...
Aldığım Her Nefeste, 
Attığım Her Adımda,
Sokaklarda, 
Kalabalık Arasında Ben Hep Yalnızdım,
Ama Onu Sevmeyi Hiç Unutmadım,
Özlemeyi Bırakamadım...
Düşündükçe Varlığını,
O Koktukça Tüm Hayallerim,
Umutlarımı Ona Biriktirmekten,
Bir Saniye Bile Pişmanlık Duymadım...

Aşkla Sevme,
Tutkuyla Bağlanma Suçuna,
Takılacak Bir Kelepçenin Henüz İcat Edilmediğini Biliyorum,
Yine de Affetsin Beni,
Delicesine Sevip,
Ona Küstahlık Ettim...!
Ama Bilsin ki!
Kolay Değil Yüreğini Dar Ağacında Sallandırıp,
İmkansıza Sevdalanmak...!
Şimdiye Kadar Hiç Tatmadığın Duyguların Kıyısında,
İçine İşleyen O Tarifsiz Hislerle,
Tonlarca Acıyı Yüreğine Göğüsletmek...
Ağır Azaplar İçinde "Belki Bir Gün" Avuntusunu İçinde Biriktirip,
Yüreğinin İsyanlarında Onu Yaşatmak...!
Dayanılası Zor Olan Hasrete Olabildiğince Dayanıp,
Kendi Enkazının Altından,
Çıkarılmayı Beklemek...!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.