7 Nisan 2015 Salı

Sahi Sevgili Hayat Ne Renkti?

Gece Zifir Karanlık Sensiz Her Gece Zehir... 
Alev Alev Yanan Karanlık Değil Tenimin Tutuşması Sensizliğe... 
Keşkelerim Dökülürken Yağan Yağmurla Sensizlik Tünelinde Yankılanıyor Adımlarım... 
Susuyor Bütün Şiirlerim... 
İçime Doluyor Bir Elveda Sızısı, Üstüme Devriliyor Kör Karanlık... 
Hangi Kıyıya Vurduysa Dalgalarım Yenilmişim, Kaybetmişim... 
Çok Düşündüm Seni, Hep Seni Düşündüm Bir Tek Seni, Senli Günleri, Sensiz Acıları ve Hayallerimde Senle Kurduğum Geleceği, Kendimi, Sana Nasıl Aşık Olduğumu,22 Kasım'ı, Dünü, Bugünü ve Yarını...
Yokluğunda Çok Şey Biriktirdim Aşk'a, Yani Sana, Bir Tek Aşkına...
Acılarım Vardı Senin Bana Bıraktığın ve Tabi ki Sığındığım Tek Liman Olan Aşk'ım...
Çok Ağladım Bizim İçin, Bir Tek Bizim İçin, Gözyaşlarım Seni Bekledi Hep Çünkü Tesellisi Yoktu Sensizliğin Acısının, Bekledim Ağlayarakta Olsa Bekledim...
Yokluğunda Bütün Yürek Kalemimde ki Sözcükleri Ateşle Yüzleştirdim Hep Ama Yinede Anlatamadım Sensiz Günlerin Cehennemini...
Şimdi Mevsim Hüzün, Aylardan Pişmanlık, Günlerden Sensizlik...
Bir Gidişe Ayarladım Ya Gözyaşlarımı Şimdi Daha Bir Coşkuyla Akıyorlar, Daha Çok İçimi Yakıyorlar...
Yaşanamamışların Hayali Dururken Uzak Yerlerde Keşkelerimde Dolaşap Duruyorum ...
Dilime Takılı Kalmış Heveslerle İhtimallerin Korkunç Uçurumlarında Çığlıklar Atıyorum, Sessizliğim Çınlıyor Sağır Duvarlarımda... 
Bugün Yarın Derken, Geç Kalmışlığın Perişan Hallerini Yaşıyorum...
Geciken Mutlulukların Gözyaşlarında Boğulmaktan Kendimi Kurtaramıyorum...
Hep Kaçtım Ama Her Kaçışımda En Çok Kendimi Kanattım... 
Hep Aradım Ama, Bir Tek Kendimi Bulamadım Şarkılarda... 
Hiç Bir Aynada Gülen Yüzüme Rastlamadım... 
Hep Savaştım Ama Bir Tek Kendime Yenildim... 
Ve Herkes İçinde Taşırdı Yangınını Kül Olduktan Sonra Anladım...
Avuçlarımdaki Acıyı Görüyor musun?! 
Söyle Şimdi Ben Nereye Dökeyim Bu Acıyı? 
Hangi Okyanusa Boşaltsam Taşıyabilir Bu Sancıyı? 
Hangi Karanlık Çekebilir Avuçlarımdaki Bu Kahrı?! 
Nereye Dökeyim Bu Acıyı?
Nereye Saçayım Kederimi?
Fırtınalar Koparıyor Çığlıklarım... 
Yarısı Yok Hayatımın; Can Çekişiyor Diğer Yanım, Yaralarım Üşüyor... 
Sonu Belli Olmayan Bir Yolda Bir Sevda Masalı Yazıyorum Hüzünlerimle...
Ağlamalarım Yerini Kırık Hıçkırıklara Bırakıyor İçimde Küçük Kıyametler Kopuyor...
Ufak Bir Kız Çocuğu Ağlıyor Yüreğimde...
Suskunum... 
Sessiz, Belki de Çaresiz... 
Gecenin Ürkek Karanlığında Kendimi Arıyorum... 
Kimsenin Olmadığı Bir Dünyada Kimsenin Bakmadığı Bir Yerde Yaşıyorum...
Devriliyor Cümlelerim Birer Birer...
Hicaz Bir Şarkı Mırıldanıyor Dilim...
Öyle Büyüyor ki Sessizlik, Yitik Bir Zaman Denizinde Sonsuzluk Oluyor Her Şey...
Derinleşiyor Yaram...
Aşk'a Zaman Yok...!
Yandı Bütün Saatlerim, Eridi Senden Kalan Resimler...
Kalmadı Zaman...
Ruhum, Ölüm Kadar Özgür Artık, Kimsesiz Umutsuz Sensiz, Hiç Bir Şeysiz...
Huzursuz Bulutlar Geçiyor İçimden, Dünüm Siliniyor Tüm Şiirlerimden...
Adını Koyamadığım Bir Izdırab Alıp Götürüyor Varlığımı... 
Yokluğunda Başaşağı Düştüğüm Bu Şehirde Mevsimsiz Geçiyor Günler... 
Günler Bitiyor, Ben Bitiyorum... 
Hiç Kimse Bilmiyor Üşüyen Bir Yanım Olduğunu... 
Ben Ne Kadar Varım Desem de Sen İnanma Aslında Bir Yok Oluşun Hikayesi Bu... 
Öyle Doluyum ki Sana Öyle Doluyum ki Hayata Yağmur Dolu Bulutlar Gibi Yağacağım Birazdan... 
Belki Sağanak, Belki Bir Yaz Yağmuru Belki de Dolu Olup Yağacağım...
Bu Gece Beni Hiç Bir Şey Korkutmuyor... 
Hem Soğuk Hem de Karanlık Odam... 
Bu Gece Bir Başka Karanlık, Hüzün Taşıyor Yüreğimden Sabahı Olmayan Düşlerime... 
Acılarım Hüzünlerimle Dans Ediyor İçimin Islak Kaldırımların Zifiri Karanlığında...
Fotoğraf Karelerine Sığdırılmış Anılarıma Bakıyorum, Hepsinde Sahte Gülüşler İkiyüzlü Gülümseyişler...
Bulunduğum Yere Nereden Baksam Hep Aynı Zamanda Sıkışan Hayallerim Canlanıyor...
Her Dokunuşunda Binlerce Yürek Parçalanıyor... 
Yıkılıp Düşüyor Bedenim...
Kendi Masallarımda Şiirlerimde Boynu Bükük Kalıyorum Sana...
Sanki Koskoca Dağlar Var Yollarımda... 
Bakıyorum Bulunduğum Yere, Dört Duvar Sensizlik, Gerisi Bomboş...
Üşüyorum…
Hatta Bu Üşümek Değil, Donuyorum Yürek Kalemimin Yazmaktan Korkan Renginde...
Buz Kesiyor Bedenim...
Bazen Bir Şiir Olmak İstiyorum, Yokluğunun Acı Zulüm ve Ölüm Olduğunu Anlatıp Sensizliğin Matemine Gömülmek İçin... 
Ağlamak İstiyorum Hıçkırıklarla Yokluğuna Sitemler Yağdırmak Geliyor İçimden... 
Bozguna Uğrayan Hasretinden Gönlümün Tüm Sahilleri Umutlarım Can Çekişiyor... 
Hayat Bir Uçurumun Kıyısında ve Ben Onu Yakalamaktan Acizim... 
Geri Döndürecek Neredeyse Hiç Bir Şey Kalmamış Beni...
Ruhum O Kadar Delik Deşik ki Her Güne Mutsuz Uyanıyorum... 
Sensizlik Bu Umursamazlık ve Biraz da Delilik...
Yaptığım Şeylerden Sorumlu Tutulmayı İstemiyorum Ya da En Doğrusu Başkalarının Yapıp Edip Sorumsuzca Geride Bıraktığı Şeyleri Toparlamak İstemiyorum... 
Umudun Bittiği Anlarda, Son Bir Çığlık Yankılanıyor İçimde... 
Yüreğimde Hissedebileceğim, Duyamayacağım Ama, Hiç Bir Zaman Unutmayacağım Kadar Keskin Bir Çığlık... 
Gözyaşları Damlıyor Yüreğime ve Her Birinin Ateşi İzler Bırakıyor İçime... 
Zaman İlerlemiyor, Karanlığın İçine Hapsolmuş... 
Saatler Yavaş Yavaş Yalnızlığa Dönüyor...
Sanki Sadece Yabancı Düşler Kalmış Dünden Geriye...
Sağanak Bir Yağmura Tutulmuş Kalp Atışlarım...
Düne Geç Kalmış Düşlerim Var Yerlerde...
Aydınlık Gülümsemelerin İçine, Hüznü Yerleştirmişim...
Gözlerime Buğu Yüreğime Burukluk Çöreklenip Kalmış Sanki Asırlarca...
Sahi Bir Bahar Günü Bu Kadar Soğuk Gelebilir mi İnsana?
Bu Kadar Karanlık Olabilir mi Bir Gün?
Ne Zaman Bitti Desem Yine ''Sen''deyim...
Hep Aynı Acı Hep Aynı Izdırap...!
Bitmiyor, Bitiremiyorum...!
Sayısını Unuttum, Sahi Kaç Kez Gitmiştim Senden?
Kaç Kez Dönmüştüm Tekrar Tekrar Sana?
Yenilgileri Kaç Kez Sensiz Yaşadım?
Sensizliğin Hiç Bir Türüne Alışmadığımı ve Benim Sana Vurgunluğumda Nasıl Savunmasız Olduğumu Bilirdin... 
Ben Sensiz Yapamazdım, Yaşayamazdım Yokluğunu Yüreğimde Bilirdin... 
İşte Bu Yüzden Kaç Kez Yine Sana Döndüm Ama Sen Her Zamankinden Daha Çok Yok Olurdun.. 
Ne Garip Değil mi?
Sen Yıktığın Hayattan Habersiz Devam Ediyorsun Yaşantına...
Gönlün Yalan Sevgilerden Yana Ne Kadar da Şanslı...
Anlamıyorum, Anlam Veremiyorum...!
Bu Kadar Çabuk mu Parçalanır Sevgiler?!
Kaç Ay Oldu Dudaklarında Rehin Kalmayalı? 
Kaç Mevsim Geçti Ellerinin İçinde Ter Olup Akmayalı?
O Gün Sen Bendin, Hissediyor muydun?!
Biliyor muydun Yalnızlığımı Doldurduğunu Yada İlk Defa Bu Kadar Mutlu Olduğumu?
Neydi O Dudağında ki Tadın Adı?!
Hani Anlatılması Güç Olan Gibi, Hani Bir Damla Gözyaşının Tadı Gibi...
Tarifi Zor Yaşanılası Tekrar Tekrar, Yok Olmak Gibiydi Biraz...
Hüzünlenirken Mutluluk Gibiydi...
İyi Geceler Öpücüğü Gibi, Hafif Sıcak Ama Ürperten Vücudumu...
Sahi Neydi O Dudağında ki Tadın Adı Sevgili?!
Yazık...
Ruhum Parçalanmış, Tamir Etmeye Gücüm Yok, Tamir Edecek Kimsem de Yok...
Çok Lüzumsuz Hayat, En Azından Benim Yaşadığım... 
Bir Gün Ölürsem Eğer Bu Sensizlikten Aşksızlıktan Olacak...
Parmak Uçlarım O Histen Mahrum Kaldıkları İçin Artık Var Olmak İstemeyecekler...
Ölüm Sebebim Beyin Kanaması Yada Kalp Krizi Olmayacak Yürek Yarası Olacak...
Oysaki Ne Çok Sevmiştim Ben Seni...
Avuçlarımda Taşıdığım Yalnızlık Aşk'a Susamışlık Sende Son Bulacak Sanmıştım, Kana Kana Doyarım Sanmıştım...
Şimdi Umutlarım Hayatın Ucunda, Senin Canımı Yakışında, Yalnızlıklarımın Son Buluşu Sandığım Gözlerinde...
Ben Sensiz Kalmaktan Korkarken Sen Beni Sevmekten Korktun...
Yanlış Nerede? Hata Kimde? Diye Sorgulamıyorum...
Çünkü Aşk Sonsuz Bir Alçalıştır, Sonsuz Bir Saçmalayış, Bir Boşlukta Durmadan Çırpınıştır, Yani İnadına İnadına Alçalış, Saçmalayış, Çırpınış... 
Sen, Sancıyan Gecelerin Ağırlığınca Girdin Hastalıklı Uykularıma...
Yağmur Yüklü Bulutlarımdan Dökülen Damlalar "Sen"din, "Sen" Doldururdun Denizlerimi...
Gönlümün Toprağıma Düşerdin Ilık, Ilık Cemrelerce... 
Zaman Hep "Sen"i Vururdu Saatlerim Hep "Sen"i... 
Rüzgarlarımı "Sen" Estirirdin Fırtınalarımı "Sen" Dindirirdin Ama Ne Ben Sığdım Sana, Ne de Sen Kışımı Çevirebildin Bahara...
Sen Yoktun Ya? 
Ben Yalnız Kalmayı, Acılarıma Duvar Gibi Durmayı, Kaybolmuş Bir Dilin Sözcükleriyle Seni Yazmayı Öğrendim...
Ne Acı Değil mi Hala Yüreğimde ki Ateşin Sönmeyip, Toprağa Karışmaması?
Biz'in, Ben'e Dönüp, Sen'i Bırakmaması?
Ne Acı, Artık Acının Acım, Canının "Canım" Olması?
Adı Neydi Bunun?
Gözyaşımı?
Yokluk mu? 
Bilemem, Bilmekte İstemem... 
Tek Hissettiğim Daha Yolun Başındayken Bu Aşkın Sonunu Beklemem...
Oysa Seni İlk Gördüğüm An Kopmuştu Bende Fırtınalar...
Aşk Tohumları Serpilmişti Damlalarca Üzerime...
Her Uykuya Daldığımda En Azgın Okşayışların Bürüdü Rüyalarımı...
Sen Bana Aşk Hecelettin Aşkın Cümle Olduğunu Bilerek... 
Susuşunla Kendini Kandıracak Kadar Çocuktun Bu Aşk'a...
İsmi Konulmamış Bir Sevda Masalıydı Bu, Hicranla Kavrulan Yüreğimin Siyah-Beyaz Resmiydi...
Kör Bir Sevda, Kanadı Kırık Bir Kuşun Çaresizliğiydi...
Ben Seni Gerçekten Sevdim Sevgili...!
Yaşamın Hoyratlığında İçimde ki O Küçük Çocuk Hiç Yaralanmasın İstedim, Ama Olmadı...
Sahi Sevgili Hayat Ne Renkti?
Siyah mı?
Beyaz mı? 
Yoksa Gri mi?
Peki Ya Yaşam Kaç Harf ti?
Beş?
On?
Hiç Biri mi?
Ben Diyeyim Sevgili...
Ne Kadar Acı Çekersen Çek, Ne Kadar Acılarla Beslenirsen Beslen Hayat Yani Yaşam Tek Kelimede Dört Harf...
Yani Ölüm Gibi...! 
Yok İşte, Hayatın Çaresizlikten Öte Anlamı Yok, Aşık Olunacak Bir Tarafı Yok...
Sevgi İle Ruh Arasında Bir Aşkın Yaşanması Sözkonusu Değil...






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.