31 Ocak 2014 Cuma

Yine de Mutlu Kal; Hoşcakal...


Okunmamış Mektuplarım Vardı...
Pulsuz ve Adressiz...
Sadece Kağıt, Kağıda Değen Kalem Şahitti Yazdıklarıma...
Okunmamış Mektuplarım Vardı Bilmediğin...
Sana Yazıp ta Göndermediğim...
Sonra Mektupları Yırttım...
Seni Unuttuğumu Sandım...
Kalemi Elimden Bıraktım...
Hiçbir Şey Söylemeden, Beklemeden, Hatta Hayal Bile Etmeden Sustum...
Sonra Yine Sen Geldin...
Kalem Kağıda Değdi...
Yürekten Damlayanlar Yazıya Döküldü...
Ama Mektuplar Yine Pulsuz, Yine Adressizdi...
Dilimin Ucunda Asılı Kalan Son Çırpınışlarım da Heba Oldu Uğruna...
Beni Sevmek İçin Yanan Ellerin, İntikam İçin mi Böyle Buz Tuttu?
Beni Sevmek İçin Yanan Yüreğin Neden Şimdi Sustu?
Ve Kelimelerin... 
Neden Bu Kadar Acımasızca Çıkıyor Dudaklarından?
Oysa ki Kıyamazdın Sen Bana, Ne Değişti Şimdi?
Ben Yine Aynı Ben, Sana Tutsak...
Yine Sana Aşık...
Yine Sadık ve Yine Uslanmaz Bekleyişte...
Dedim Ya Ben Yine Aynı Ben!
Eski Eski de Kaldı Demek Gelmiyor İçimden... 
Yüreğimdeki İzini Silmek İstemiyorum...
Ya da Adına Çizgiler Atmak...
Sadece Seniı İstiyoru...
Gözlerini...
Ellerini...
Yüreğini İstiyorum...
Ben Artık Ellere Haram Saydım Kendimi, Bir Sana Helal...
Olmayışın Set Çekemedi Aramıza...
Bilemedi ki Sevdamın Büyüklüğünü... 
Bilemedi ki Bekleyişimin ve Sabrımın Uslanmaz Bir Coşkuyla Sürdüğünü...
Bilemedi ki, Bilemedin ki...
Şimdi Baktığım Her Yerde Büyük Harflerle İsmin Yazıyor...
Unutmayı Aklımdan Geçirdiğim Her An Mıhlanıyor Gözlerime, Unutmayayım Diye... 
Düşünüyorum da Benim İmtihanım da "Sen'sin" Belki de...
Çektiğim Ger Acıya "Ya Sabır" Deyip Sussamda, Doyurmuyor Artık Geçmişin Artıkları...
Tükeniyorum, Tükeniyor Sabr-ı Sevdam...
Son Soluklarımı Çekerken İçime, Belki de Son Sözlerimi Söylüyorum Habersiz...
Olsun...
Olmayışının...
Gelmeyişinin...
Duymayışının...
Belki de Sevmeyişinin İnadına; Seni Seviyorum... 
Seni Çok Seviyorum...

Beynimin İçindeki Gelgitlerden...
Ruhumdaki Anlamsız Savaşlardan Sen Sorumlusun...
Sen Sebebim…
Aynı Zamanda Sonumun Habercisisin...
Sen Sorumlusun Her Şeyden...
Dünyanın Yörüngesinde Dönmemecesine Beynimde 
Yarattığı Dengesizlikten...
Sana Varamamamdan Sen Sorumlusun... 
Biliyorsun...
Anlıyorsun...
İnatla Görmüyor, Görmezlikten Geliyorsun Ortalarda Kalmış Biçare Gönlümü...
Çare Sen'sin ..
Çare Sen'de Diyorsun...
Diyorsun da...
Kanayan Yarama İnatla Tuz, Üşüyen Ellerime İse Buz Oluyorsun...
Sen'den Ne İstiyorsam Aksini Yansıtıyorsun Bana...
Oysa Aksin Vurmalıydı Gönül Pencereme...
Oysa Tenimden Çok Ruhum Doyurmalıydı Seni...
Olmuyor...
Olmuyor...
Hep Eksik Kalıyoruz Biz Bize...
Anlayamadığımız Şeyler Var... 
Ya Sen Aşk'ı Yanlış Biliyorsun Ya Ben Aşk'tan Hiçbi Şey Anlamıyorum...
Ortada Bir Anlamsızlık Var...
Anlamsızlığımız Anlatmaya Satırlar Yetmiyor...
Bakışlarsa Çok Alakasız Kalıyor...
Umut Et Diyorsun...
Umut?
Söylesene Sence Ne Umut?
Ben Bilmiyorum...
Artık Beynim ve Kalbimde Anlamsız Savaşlar...
Bir Yanım Sevmeye Muhtaç Zavallı Bir Yürek Sancısı...
Bir Yanım Yok Etmeye Alışık Bir Acı Müptelası...
Tükenen İse Sen Değilsin..
Ne Yazık...!
Bitmen Lazımdı Bu Kadar Zamanda...
Gitmen Lazımdı Anlamsız Yerlere...
Gittin Ama Nedense Bitmiyorsun...
Söylesene?
Benden Daha Ne İstiyorsun?
Sence Alacak Başka Bir Şey Kaldı mı? 
Sen Hiç Merak Ettin mi Sol Yanımda Kalbim Olmadan Nasıl Yaşadığımı?
Kalbim Yerinde Evet..
Yoksa Nasıl Yaşarsın Diyorsun Ya!
Kalbim Öylesine Bir Organ Artık...
Sadece Kanımı Pompalayan Bir Et, Üstelikte Sadece Bir Avuç...
Ondandı Aslında Seni Severken Elim Ellerindeyken Avucumun Terlemesi....
Şimdiyse Kalbim Avuç İçim Kadar ve Sadece Sana Kanıyor...
Anlamsızım Artık...
Sen Hiç Anlamsız Kaldın mı?
Anlaşılmaz Diyorlar Artık Bana...
Bu Yolun Sonu Zararlı, Adımların Uçurum Diplerine Varır... 
Sen Artık Daha Fazla Parçalanmadan Dön Geri Diyorlar...
Bilmiyor Onlar...!
Bilmiyorlar...!
Ben Parçalanalı Çok Oldu...!

Bu, Karşılıksız Olduğunu Bile Bile, Koşulsuz ve Geri Dönülemez Bir Şekilde, Dokunmadan, Uzaktan Hissetmeye Çalışılan, İçinde Hep Bir Hasretle Yanıp Tutuşulan,Elin Eline Değmese de Avuçlarımı Terleten Bir Sevgi... 
Bu, Gururumu Yerlere Serdiren, Kalabalığın Tam Ortasındayken Gözlerimi Yollara Daldıran,Bazen Çocuk Gibi Saçmalamayı Göze Aldıran Bir Sevgi... 
Bu, Senin İçin Bir Saplantı Olsa da, Sevenin İçin Gerçek, Ağlarken Bile Gülümseten, Seni Sensiz Yaşamayı Öğreten Bir Sevgi... 
Bu, Geceleri En Son Düşünülen, Sabah İlk Akla Getirilen Bir Sevgi... 
Bu, Anlayana Gerçek, Anlamayana Saplantı, Takıntı, Yüzsüzlük, İşte Ne Dersen De Öyle Bir Sevgi...

Yüreğim Bana Helal Etmeyecek Hakkını Biliyorum... 
Biliyorum Ona Çektirdiğim Acıyı, Ama Yine de Senden Vazgeçemiyorum... 
Seni Sevmekten Vazgeçemem... 
Sana Zararım Olmaz Korkma...
Üzmeyeceğim...
Yormadan...
Sormadan Seveceğim Artık... 
Yokluğunda Resimlerinle Avunacağım...
Seni Çok Özlesem de Bunu Sana Söylemeyeceğim...
Bir Gün Çıldıracak Olsam Dahi Aşkından, Hiç Durmadan, Yorulmadan Seni Bekleyeceğim... 
Ölecek Olsam Aşkından, Senin Gibi Söyleyemeden Değil, Haykırıp İçimde ki Sevgiyi Öyle Öleceğim... 
Senden Gelecek Her Acıyı Buyur Ettim İçeri Bilerek.... 
Seni Sevdikçe Yanacak,  Yandıkça Sevecek Bu Yürek...
Seni Sevmek, Rüzgara Karşı Durmak, Yağmur Altında Yürürken Sırılsıklam Sen Olmaktı... 
Seni Sevmek, Seni Okumak, Seni Yazmak,Dünü Bırakıp, Yarına Umutla Bakmak, Senden Başka Herkese Kör Olmaktı... 
Seni Sevmek, Seni, Sana Anlatmak, Seninle Aşkı Öğrenmek, Seninle Büyümek, Kadın Olduğumu Anlamaktı... 
Seni Sevmek, Dokunmadan Hissetmeyi Öğrenmek, Kelimelerde Seni Bulmak, Her Kelimede Seni Aramak, Adını, Kalbime Yazmaktı... 
Seni Sevmek, Yüreğime Verdiğim Sözde Durmak, Sessizlikte, Seninle Konuşmak,Aşkı Sende Bulmak, Beklemek ve Ummak, Mesafeleri Unutmaktı... 
Seni Sevmek, Seni Tarif Ettikçe Bocalamak, Her Seferinde Yeniden Başlamak, Acıları Unutmak, Mutluluğa Koşmak, Beşer Onar Aşkın Basamaklarını Çıkmaktı... 
Seni sevmek, Sonu Gelmeyecek Bir Aşk, Sana Ulaşmak, Seninle Yanmaktı...  

Kimbilir Daha Kaç Yağmur Altında Islanırım Böyle Sensiz...
Dilime Düşmüş Adınla Daha Kaç Sevda Mevsimi Görürüm...
Şimdi Hangi Sıcak Yokluğunun Soğukluğunu Yok Edebilir?
Ve Hangi Söz Senin Sözlerin Gibi Okşar Yüreğimi?
Gözlerimde Gözlerine Son Bir Kez Bakamayışının Pişmanlık Yaşları...
Dilimde İse Söylenmemiş O İki Kelimenin Acısıyla Gidiyorum Senden...
Hem İçini Acıtandım Hem de İçinin Acıdığıydım...
Bildiğin Doğruların Tek Yalanı, Acılarının Tek Gerçeğiydim...
Ve Gidiyorum Senden, Sevginden...
Sen Bana Sevgini Verdin...
Ben İse Sana Her Nefes Alışında Kanayan Bir Yar/a Verdim...
Bu Sefer En Unutulmuş Uzaklıkları Seç Gidişine...
İhtimaller Kalmasın Senden Geriye...
Yürekten Git...!
İçimden Git...!
Gözlerim Tanık Olmasın...
Yüreğim Olsun Tanığı Bu Gidişinin...
Ayrı Ayrı Anlatmayayım Her Hücreme Yokluğunu...
Herşeyimden Git...!
Kalmayı Bilemedin Gitmeyi Bil Adamakıllı!
Adın Hiç Aşk Olmamış, Bu Sevdada Hiç Yaşanmamış Gibi Git...!
Başarabiliceksen Gitmeyi Hadi Durma Gitt...!!!
Bir Tek Bedenin Olacaksa Benden Ayrı Kalan...
Ben Hala Yaşayacaksam Seni Hiçbir Şeye Aldırmadan...
Ve Sen Bunun Adını Yine Gitmek Koyacaksan,Öyleyse Bu Gidiş de Koca Bir Yalan!
Ama Sen Yalanları Seversin...
Gerçekler Acıtır O Tatlı Canını Bunu Bilirsin...
Öyleyse Şunu da Bil...
Aşk İçin Yürek, Gidebilmek İçinde Gelmek Gerek...
Ben Senin Geldiğin Yalanına Kandım...
Gidişlerin Değil Gelişlerindi Asıl Yalanın...
Hadi...!
Yine Gitt...!!!

Şimdi Her Şeyim Kayıp...
Sen Ellerinle Benim Gözlerimi Kapıyordun ve Ben Mutluydum... 
Sonra Birden Çekip Ellerini Gösterdin Gerçekleri...
Kendim Gibi Dağınık Olmadı Sana Karşı Hislerim...
Sen Yalnızca Sen Gibi Anılacaksın, Dilimden Dudağıma Geçen İfadelerimde.. 
Ve Ben Artık Hiç Ben Olmayacağım Sevdalarımda...!!!
Yine de Mutlu Kal; Hoşcakal...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.