1 Eylül 2015 Salı

Herkes Kendi Payına Düşeni Mutlaka Yaşıyor...

Su Gibi Akıp Giderken Zaman, Hayatımıza Kattığımız İnsanlar Hüznümüzün Nedeni Oluverirler Bir Anda... 
Çaresizliğini Saklayamazsın... 
Ele Verir Kendini, Çok Önceden Kaybetmiş Gözlerin... 
Senden Çıkar Ama, Sensizliğe Damlar Gözyaşların... 

Sevmediğimiz Halde ve Sevilmediğimiz Halde Birilerini Hayatımıza Zorla Sokup Sevmeye Çalışıyoruz ve Yine Çok Acıdır ki Yanılıyoruz...
Mutlu Olamıyoruz Mesela, Sevsek de Olmuyor, Sevmesek Zaten Başkasının Mutluluğu İçin Yine Hayatımızı Kendimize Haram Ediyoruz...

Bu Sayfa Doğrusuyla Yanlışıyla, İyisiyle Kötüsüyle Benim Yaşamımı Paylaştığım, Hiç Saklamadan, Sakınmadan, Utanmadan Tüm Doğallıyla İçimi Satırlara Döktüğüm Yer...
Çok Uzun Zaman Olmuş Yazmayalı...
Nedeni Var mı Yok mu Bilmiyorum, Kendime Bile Cevabını Veremedim, Hayat İşte Deyip Sıyrılıyorum..
Uzun Zamandır "Ben de Varım, Buradayım" Diyememişim... 
Belki de Gerçekten Var Olmadığımı Düşündüğüm Zamanlar Geçirdiğim 
İçindir, Onu da Bilmiyorum Ama Öğrendiğim Bir Şey Var ki; Yazmadığım Bu Zaman Diliminde Eksilmişim, Hem de Çok...
Kelimelerim de Küsmüş Bana, Kendi Yalnızlığımın İçinde Onları da Soldurmuşum Farkında Olmadan...
Oysa Ne Güzel Bütün Olurduk... 
Vurdumduymazlığımızla, Dizginleyemediğimiz Coşkumuzla Sayfada Sürüklenirdik Ona Sarılmanın Hayaliyle... 
Sonra Ben Umutlarımı Bağlardım Uçurtmaların Kuyruklarına, Gökyüzünde Uçardım Özgürce, Sonsuzluğu İçime Çekercesine...
Maviye Boyanırdı Ruhum... 
Ama Sanırım Kelimelerimde Unutmuş İncinmiş Bir Ruhun İlacının Yalnızlık Olduğunu...
Evet, Gerçekten Çok Olmuş Yazmayalı... 
Hatta Yeri Gelmiş Bende Bile Tozlanmış Bazı Anılar... 
Zamanında Kirlenmesinler Diye Çabaladığın İletişimin Eksildiğini Oturup Tarttığında ve Bu Sonuçtan Fazlası İle Yorulmuş Bir Şekilde Çıkınca Anlarsın Ya? Tek Taraflı Mücadeleler Bile Bir Yere Kadar Veriliyormuş... 
İçinden Çıkan, Aklından da Çıkarmış...

Peki Ne Yaptım Bunca Zaman?

Ruhumun Ateşli Sancılarını Dindirmek İçin Hüznün Üzerine Bir Unutuluş Örtüsü Örtmeyi Denedim... 
Olmadı...
Yaralı Anılar Hüzünler Vardı Payımda... 
Ve Sessiz Matemlerim İç Çektikçe Çoğalan...
Acılar Biriktirdim Hüzünler Giydirdim Ruhuma Yokluğun Soğukluğunda,Yüreğime, Kederler Asi Hüzünler, Acılar, İsyanlar...
Keşkeler Biriktirdim İçimde, Biraz da Hayal Kırıklıkları... 
Bol Bol Üzüntüler Serptim Yüreğime, Yetmedi Kendimi Hasta Ettim Düştüm Hastanelere...
Çok Üzüntüler Yaşadım Kendi İçimde, Çok Gel-Gitler, Çok Ümitsizlikler...
Çilekeş Özlemlerim Yorgun Düştü Zihnimin Ulaşılmaz Girdabında... 
Acılarımı Büyüttüm Sol Yanımda, Soluk Alamadı Nefesim Yorgun ve Yılgın Bedenimde...
Kendimden Çıkıp Olmam İstendiği Gibi Birine Dönüşmeye Çabalarken, Sevdiğimi Kaybetmemek Uğruna, Geldiğim Noktada Gördüm ki Git Gide Benliğimi Kaybetmişim...
İnsanlar Neden İlk Başta Göründükleri Gibi Olmuyor Diye de Düşündüm Sürekli Ama Bulamadım Cevabını, Belki de Bildiğim Cevabı Sakladım Kendimden Bile...

Eskileri Unutmak ve Yaşanmamış Kabul Etmek O Kadar Zor ki...
En Son Ne Zaman Hayat Değerlendirmesi Yaptım Bilmiyorum Ama Bugünlerde Yapmak İstiyorum Yeniden... 
Farkındayım Hissediyorum Bir Çok Yolun Sonlarındayım Artık... 
Gidecek Pek Bir Yer Kalmadı, Yeni Yollar Bulmalıyım Kendime, Tabi Tükenmedi İse Yollarım... 
Değiştirmeliyim Mesela Bugüne Kadar İnandığım Gerçekleri; Daha da Önemlisi Hayallerimi Eskitmeliyim Artık, Yenilerini Koymalıyım Yüreğime... 
Ardında Kalanlarla Avunmaya Çalışırken Görmezden Gelmekle Geçti Bir Ömür Neredeyse... 
Diyorum ki; Boşvereyim Her Şeyi, Yeni Hayaller Umutlar ve Yeni Bir Başlangıç İle Başlayayım Hayata... 
Şu An Yürümeye Devam Ettiğim Çizgi Üzerinden Yeni Bir Şerite Geçmek İstiyorum... 
Farklı Olmak Değil Sadece Ben Olmak İstiyorum...  

En Çok Kaçarken Yorulurmuş Ya İnsan?
En Çok İstemediği Bir Düşüncenin Kölesi Olurmuş...
Ne Kadar İstese de Söküp Atamazmış Acımasız Gerçeklerin Tutucu Yalnızlığını...
Bir Son Gerekirmiş Yenilikler İsterken Hayat, Geçmişe Dair Ne Kadar Aralık Kapı Varsa Kapatmak ve Bir Daha Açmamak İçin...
Ya Başlangıç?
O Nasıl Olmalı? 
Biten Bir Şeye Son Olsun Demek Kolay Değilken, Bir Başlangıcı Düşünmek ve Onun İçin Yaşamak Ne Kadar Mümkün?

Neyse...!
Yaşanan Yaşandı, Olan Oldu...
Hayat Böyle Bir Şey İşte...
Herkes Kendi Payına Düşeni Mutlaka Yaşıyor...
Her Şeyi Zamana Bırakmak Belki de Tek Çare... 
Şimdi Yapılması Gereken En Doğru Şey Yeni Başlangıçlarla, Yeni Baharlara Doğru Yelken Açmak...
Her Şeyi Bir An Evvel Geride Bırakmak İçin de Zamanın Hızlıca ve Daha Az Sancısız Akıp Geçmesini Ümit Ediyorum...
Sabır İmtihanındayım Hayatın Bana Sunduklarına Dair... 
Ama Bir Gün Bu İmtihanı Geçip, Hayata Daha Güçlü, Daha Dik Bakacağımızı Biliyorum...
Beni Hayata Bağlayanın Bu Ümit Olduğunu Hiç Unutmadım ve Allah’ımdan Ümidimi Hiç Kesmedim...
Yağmurun Ardından Çıkan Gökkuşağı Misali, Sancılı Günlerin Ardından Gelecek Nice Güzel Günlere...

Not: Bir Şeyler Adına Kendinizden Vazgeçmeden Önce Çok İyi Düşünün... 
Kaybedeceğiniz Şeyler O An Kazandıklarınızdan Daha Değerli... 
Farkına Varmadan Her Şeyi Kaybetmeye Hazırlıyorsunuz Kendinizi Çünkü... 
Hayatınızı Adayabileceğiniz Bir Şeyler Olabileceğini Düşünürken Elimizde Yaşamak İçin Sebebiniz Kalmıyor... 
Bir Anda Yanınız da Olan İnsan Sadece Aklınızda ve Kalbinizde Kalıyor... 
Hem Kendinizi Hem de Diğer Yanınızı Kaybediyorsunuz... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.