20 Haziran 2020 Cumartesi

İnsan İşte...

Resmetmek Öyle Zor ki İnsanı,
Anlatabilmek de... 
Kaybettiği Dünleriyle,
Sevmeyi Öğrendiği Bugünleriyle,
Hayalini Kurduğu Yarınlarıyla,
İçinde Kopan Fırtınalarıyla,
Aşk Pınarıyla Suladığı Yorgun Kalbiyle,
Titreyen Ruhu,
Ölürcesine Haykırdığı Sessiz Çığlıklarıyla,
Kırılan Umutlarıyla, 
Zamanın,
Mekanın Savrukluğunda,
Eskimişliği Hissettiren,
Hayat Boyu Yaşanan Hayal Kırıklıklarıyla,
Yüreği Yakıp Kavuran Pişmanlıklarıyla,
Kader Çizgisinde,
Gökyüzü Kadar Uçsuz,
Denizler Kadar Geniş Çizdiği Zikzaklaryla,
İnsan İşte...

İnsan İşte...
Ömür Sayfasının Yapraklarında Kaç Mutluluğu,
Kaç Kırgınlığı Vardır?
Hangisi Çoktur?
Hangisi Az?
Hücrelerine Kadar Hissederek,
Her Anında Onu Düşünerek,
Onu Yaşayarak,
Kaç Kez Kayboldu Hiç Bilmediği Bir Şehirde?
Sürüklenirken Sevginin İçinde Kaç Kez Yalpaladı?
Kör Bir İnsan Gibi Kaç Kez Çaresiz Kaldı?

İnsan İşte...
Seviyor Bir Şeyleri...
Görmeden, 
Bilmeden, 
İstemeden,
Duygular Süzülüyor Sessizce Derinliklere...
Bulanık Duygular İçerisinde,
Delice Aranıyor Yüreği...
Yitirdiği Duyguları Geri Döndürmek İçin,
Savrulup Duruyor Kavuşmak İsteğiyle...
Gözünü Gözünde Kucaklaştırıp,
Sesinin Sesinde Yankı Bulmasını İstiyor...
Hissetmek İstiyor Ruhunda Ruhunun İnce Dokunuşlarını...
Bugünün Üzerine Geçmişi,
Geçmişin Üzerine Bugünü,
Bugünün Üzerine Zamanı,
Zamanın Üzerine Yüreğini Katarak,
Dillendirmek İstiyor İçindekileri,
Hayatın Ondan Alıp Götürdüklerini...
Yazarak Anlatmayı,
Yazarak Sevmeyi,
Yazarak Sevinmeyi,
Yazarak Üzülmeyi,
Yazarak Yaşamayı,
Yazarak Ölmeyi,
Yarınlar Nice Ümitler Beslemeyi,
Sevgiyle Yüreğinde Bir Çiçek Büyütüp,
Gözyaşlarıyla Sulayıp,
Sevdanın Yangınlarında Yanıp, 
İmkansız Olduğunu Bile Bile,
Bir Girdabın Dönencelerinde Kendinden Geçip,
Denizin Derinliklerinde Yok Olup,
Issızlığın Istırabında Kavrulmayı Seviyor...

İnsan İşte...

Kaç Kez Sevdiğini Düşünür,
Kaç Kez Yanıldığını Anlar,
Kaç Kez Bir Başına Kaldı Kendisiyle,
Kaç Bilinmez Gecede,
Kaç Kez Duvarlarla Konuşur?
Unutmaz Aşkını,
Gitse de Gönlünden,
Sızlatır Yüreğini...
"İyiyim" Dese de Dudakları,
Çırpınır Kalbi...
Zaman Bahanedir,
Bir Şarkı Sözünde,
Bir Şiir Mısrasında Ansızın Akar İçine...
Uykusuz Geceleri,
Islak Yastığı Şahit Olur Acılarına...
Çılgın Rüzgarlar Misali,
Ordan Oraya Savurur...
Gülüşü Gelir Aklına,
Elleri,
Gözleri,
Sözleri,
Kısa Kavuşmaları,
Uzun Hasretleri,
Adını Her Andığında,
Ağladığı,
Umutsuzca Tükendiği Geceleri...

İnsan İşte...
Acabalar Sarıyor Beynini,
Yoksalar Yiyip Bitiriyor Yüreğini,
Keşkeler Eksik Olmuyor Dilinden...
Soruları Cevapsız Kaldıkça,
Nedenler Çoğaldıkça,
Yorulup,
Bunalıyor...
Keşkeleri Canlandıkça Eskilerin İçinde, 
İnciniyor Yüreğinin Kaldırımları,
Hüzünleniyor Gözlerinin Ufuklar...
Acı Vurdukça Ruhuna Hançer Keskinliğinde,
Sebepsiz Sorguların Eşliğinde,
Uzakların Sesini Dinliyor...
Biraz Kırık 
Biraz Kırgın,
Tüm Yanılgılarıyla,
Geride Bıraktığı Keşkeleriyle,
Pişmanlıklarıyla,
Bin Parçaya Bölünmüş Anıları,
Dağılıyor Her Bir Yere...
Hiçliğe Akıp Giderken Her Bir Parçasıyla,
Yitik Yalnızlığın Ortasında,
Geçmişte Kaybolan Dünleriyle,
Yürüyor Amansız Bir Sebepsizliğe...
Tarifsiz Yok Oluşların Derinliğine...
Dönüşü Olmayan Görünmezlere...

İnsan İşte...

Her Şey Yolunda Derken,
Gerçekler Çarpıyor Yüzüne...
Özlem Koktukca Yaşadığı Şehir,
Kahır Süzülüyor Tenine...
Renksiz,
Yorgun Oluyor Şafakları...
Üşürken Yüreği,
İnce Bir Sızı Çalıyor Kapısını,
Ama Biliyor,
Kapıyı Açsa Özlem Girecek İçeri,
Açmasa Umutları Sönecek,
Son Nefesine Kadar,
Hasret Kokacak Eceli...
Eli Mahkum İse Sevmeye,
Dili Mahkum İse Susmaya,
Aklı Mahkum İse Unutmaya,
Kalbi Mahkum İse Kırılmaya,
Küçücük Bir Dünyada,
Yalnızlığın Son Durağında,
Yoklukların Rüyasında,
Yüreğini Kaplayan Karanlıklarda,
Gecelere Sığınarak,
Herkesten, 
Her Şeyden Uzak,
Düşünceleriyle Baş Başa, 
Koybolmuşluğun Bulunamazlığında,
Hasretle Harmanlanmış Amansız Bir Yalnızlıkla,
Yıkıntılar Arasında Kalmış Bir Yürekle,
Kendine Dahi Anlatamadığı,
Yitik Tebessümlerle Andığı,
Bir Türlü Sonlandıramadığı,
Yıllarca Sürecek Mealsiz,
Suskun Bir Bekleyişle, 
Acılarının Küllerini Savurarak,
Yaralara Kabuk Bağlatarak,
Gönlünün Kapısına Kilit Üstüne Kilit Vurularak,
Aşka Dair Tüm Bildiklerini Uzaklara Yolcu Ederek,
Ruhuna,
Bedenine Yasaklar Koyarak,
Tevbelerine Yenilerini Ekleyerek,
Herkesten Sakladığı Acılarıyla,
Hep Kanayan Yanlarıyla,
Terk Edilmişliğinde ki Tek Başınalıkla,
Yapayalnız...
Kimsesiz...
Bir Başına...
Hayatın İçinde,
Hayatla Beraber Yalnız Kalıyor...

İnsan İşte...
Batan Gün Kadar Dingin,
Bir O Kadar Derin...
Kısaca; Düş, 
Acı, 
Sevinç,
Aşk,
Hepsi İnsanın Özeti...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.