7 Şubat 2021 Pazar

Sen Söyle; Mutlu musun?

Yüzümdeki Sahte Tebessümler, 
Sessizliğin Sesi Sanki... 
Sahi, 
İlk Kimin Elleriydi Elleri Tutan? 
Kimin Kollarıydı İlk Saran? 
Kim Kimin Geçmişiydi, 
Ya da Bugünün Yaşanmışlığı? 
Boş Ver, 
Ne Fark Eder ki...! 
Sen Söyle, 
Mutlu musun? 
Kalbinin Her Atışı Adını Söylüyor mu? 
Aklına Sen Düşünce, 
Hüznün Gölgesi İniyor mu Yüzüne? 
Ömrünü Adıyor mu Saçının Tek Bir Teline? 
Adın Düşünce Diline, 
Bakışları Dalıyor mu Uzak Mesafelere? 
Yazdığı Şiirlerin Hepsinde Biraz Kokun, 
Biraz Hayalin Oluyor mu? 
Sensizlik Yastığına Başını Koyduğunda, 
Senli Düşlere Uyanıyor mu? 
Yokluğun Onu Hiç Terk Etmeyen Mutsuzluğu, 
Kalabalıklar Arasındaki Yalnızlığı Oluyor mu?
Seninle Var Olduğu Yaşamda,
Tomurcuk Olup Her Bahar Açıyor mu?
"Özlüyorum" Derken Sesi Titriyor mu?
Hasretinin Yangını Yüreğine Doluyor mu?
Yokluğun Dermansız Dert Gibi Acıtıyor mu Ruhunu?
Kanatsa da Ellerini Dikenlerin, 
Boynunu Büküp Katlanıyor mu?
Razımı Gelmediğin Günlerde, 
Amansız,
Zamansız Beklemeye? 
Uzaklara Dalan Gözleriyle, 
Diyor mu "Ben Seni Gelmesen de, 
Bıkmadan,
Usanmadan Beklerim"... 
Der mi" Ben Hala Senim,
Ben Hala Sendeyim"...
Nereye Kadardır Sabrı?
Nereye Kadardır Sevgini Kazanma Savaşı?
Ya Senin?
Senin Kalbin Onun İçin Çarpıyor mu? 
Yüreğin Yalnızca Ona Atıyor mu?  
Saçlarını Tarayıp, 
Örüyor musun Her Gece?
Gecenin En Zifiri Anında, 
Gözlerini Gözlerine Perde Yapıp, 
Yaslıyor musun Kirpiklerini Kirpiklerine? 
Öpücükler Kondurarak Dudaklarına, 
Nefesinin Sıcaklığını Yudumluyor musun? 
Her Gece Ona Ölüp, 
Her Sabah Ona Diriliyor musun? 
Eğer Öyleyse, 
Aşık Olduğun, 
Kalbin Hızlı Attığı, 
Aşkın Heyecanını Tattığı İçin, 
Adına Çok Mutluyum...
Sende Mutlu Ol Yaşadıkların, 
Yaşayacakların, 
Yaşatacakların İçin...  
Tut Ellerini...
Aşka Hürmeten Kurduğu Hayalleri Soldurma...
Ondan Aldığın Kederleri,
Ellerine İade Edip, 
Beklemelerini Çoğaltma...
Onu Bir Saniye Bile Aklından Çıkartma...
Bakışlarınla Bile Olsa, 
Sakın Aldatma...

Ben mi Nasılım?
Bu Soruyu Uzun Zamandır Sormuyorum Kendime... 
Çünkü Ne Zaman Sormaya Kalkışsam Yüreğim Burkuluyor,
Anlatamıyorum Kendimi Bile Kendime...
Anlayamadığım,
Anlatamadığım Cümleler Yerleşiyor Dilime...
O Kadar Büyümüş ki İçimi Kaplayan Acılar, 
Dönüp Baksam da Ardıma 
Tek Bir İz Göremiyorum Kendimden...
Eskisi Kadar Yürekli de Değilim Hiçbir Şeye...
Yorgun Düşüp Kendine Yenilmek Gibi Bir Şey Bu ,
Gözyaşlarını Kimse Görmesin Diye Yağmurda Yürümek Belki de...
Anlayacağın, 
Ben Yarını Beklerken,
Ömrüm Çoktan Sona Ermiş,
Kara Kışta Takılı Kalmış Mevsimler...
Doğar mı Güneş Bir Daha Ruhuma?
Isıtır mı Buz Tutmuş Yüreğimi?
Boş Ver...!
sözlerinde Anlamı Yok Artık,
Ne Yaşadığım An Kelimelere Hasret,
Ne de Cümlelerim Var Zamana Bıraktığım...
Eğer Her Gidişin Dönüşü Olsaydı,
Ya da Her Ayrılığın Sonunda Kavuşmak Olsaydı,
Savaşabilirdim Belki de...
Dillendirirdim Düşlerimi,
Yeniden İnşa Ederdim Hayallerimi...
Artık Gücüm Yok...! 
Öylesine Kırgınım ki Dünlerime,
Geleceğe Bakamıyorum Ümitle...
Oysa Ben Düşmemek İçin Direnmeliydim
Aşkı Hissedip,
Hissettirmeliydim,
Ama Hayat Bazen Anlamsız Olabiliyormuş İşte...
İnsan Yenilebiliyormuş Aşka...
Yenilebiliyormuş Zamana...
Aslında Suskunluğum Zamana, 
Ya da Zamansızlığa...
Belki de Aşksız, 
Sevgisiz Kalan Yaşantıma...
Ne Pişmanlıklar Derdime Çare,
Ne de İçimde Dönüp Duran Keşkeler...
Yani Anlayacağın,
Acıyla Karışık Bir Hayattan;
Ezilen Çaresizliğimle
Çocuksu Umutlarımı 
Her Geçen Gün Büyüyüp erinleşen Acılarımı,
Kanaması Durmayan Yaralarımı Yanıma Alıp,
Sonsuzluğa Gitme Hevesindeyim...!




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.