15 Mart 2016 Salı

Ve Yazmak İstedi Kadın...

Ve Yazmak İstedi Kadın:

İçindeki Kanayan Çocuğun Haykırışlarıyla Yazmak İstedi O'na...
Bir Şeyler Kalsın, Bir Şeyler Bırakabileyim O'na Diyordu, Ama Bunun İçin Çabaladıkça Alfabenin Bütün Harfleriyle Boğuşuyordu...
Yazmaya Çalıştıkça da Daha da Batıyordu Derinlere, İçerilere...
Acısı Süzülüyordu Gözlerinden İşte, Başlıyordu Yokluğunun Nöbeti...
Bu Kaçıncı Gözyaşlarının Sele Dönüşmesiydi? 
Yokluğunun Zindanlarında Bu Kaçıncı Boğuluşu? 
Şimdi Yazmalı mıydı Bilmiyordu...
Aslında Yazmaya Karar Vermişken Bu Telaşı Niyeydi ki?
O'nu Düşündükçe Heyecanlandı..
O'na Yazacağını Hissedince Kalemi Akıp Gitti Yine...
O Vardı Gözlerinde..
Yorgun ve Bitkin Olsa da Yüreği Yazıyordu İşte Yine Onu..
Onda Olanı, 
Olmayanı....!

Ve Yazıyordu İşte Kadın:

Yalnızlık, Gidişiyle Başlamıştı Hayatında, Yokluğunu Hiç Hesaba Katmamıştı
Şimdi İçinde Olduğu Ne Peki?
Varlığının İçindeki Yokluğu mu, Yokluğunun İçinde ki Varlığı mı?
Yok Bir Cevabı Biliyordu...!
Canı Yanıyor, Tutuşturulmuş, Alev Almış Bir Odanının İçinde Kısılmış Kalmıştan Kötü Acıyordu Canı...
Özlemenin Tarifini Yapamıyordu Artık...
O'nu Özlüyordu Yüreği, O'nu Özlüyordu Elleri, Çok Özlüyordu O'nu...
Acısı Yakıp Geçiyordu Tüm Bedenini...
Anlatmak İçin Uğraşırken Lal Oluyordu Dili...
Görmek İçin Çabalarken Kör Oluyordu Gözleri...
Bildiği Tek Şey; Çok Özlüyordu....
Her Gün Gönderilmeyecek Mektuplar Yazıyordu O'na...
Sığındığı, Tutunduğu Tek Şeyi Kalemiydi...
Anlatıyor, Anlatıyor Belki Azalır İçinde Diye Ama Anlattıkça, Yazdıkça Büyüyordu Yeri...
Derinleşiyor, Daha Çok İşliyordu İçine...
Ve Gün Geçtikçe Daha da Özlüyordu Yüreği...!
Şiirlerinde O'nu Anlatıyordu Yaşamak İsteyipte Yaşayamadıkları Adına, Belki de Ömür Boyu Yaşayamayacaklarına...
Onda  Kendini Bulmayı Ümit Ediyordu Duymak İsteyipte Duyamadıklarıyla...
O'na Olan Özlemini Dile Getirirken Anlıyacağını Hayal Ediyordu... 
Dört Duvar Arasına Hapsedilmiş Yüreğini Kurtarmaya Çalışıyordu Çürüdüğünü Bilip Kahrolarak, Yok Olarak...
Oysa Onu Bir Yangınla Kalbine Yazmıştı...
Binlerce Kez Su Dökseler Yine Söndüremezlerdi İçindeki Ateşi...
O'nu O Kadar Çok Seviyordu ki; Kalbindeki Yazı Kül Olsa Bile Yine de Onun Adını Üfleyip Küleriyle Onu Sevdiğini Yazardı...
Çünkü Kalbi Ateşlerin İçinde, Kocaman Bir Yangın Yarası Gibi Onun İçin Can Çekişiyordu...

Ve Kadın Anlamıştı:

Uğrunda Her Şeyinden Vazgeçtiği Adam İçin Hiç Bir Önemi Yoktu...
Bir Kez Daha Anlamıştı, Bu Sevgi Onu Mutlu Etmeyecekti...
Oysa Saf ve Delice Sevmişti...
Ve Sevmenin Değeri Böyle Olmamalıydı...
Hep Horlanıp Üzelecek miydi?
Daha Ne Kadar Hırpalanacak, Hak Etmediği Sözleri Duyacaktı?
O Sadece Tüm İmkansızlığıyla Sevmişti...
Tüm Kırılmalarına Aldırmadan Sevgisinden Vazgeçmemişti...
Peki Ya Adam; O Neden Bir Yudum Sevgi Bekleyen Kadına Bir Hiç Gibi Davranmaktan Ne Zaman Vaz Geçecekti?
Ne Zaman Kırıcı Sözler Sarfetmeyecek Aşağılarcasına Konuşmayacaktı?
Bir Damla Sevgi Bekleyen Kadına Ne Kadar Daha İlgisiz Kalacaktı?
Ufacık Bir Sıcaklık, İçten Bir Sarılış Onun İçin Dünyalara Bedeldi Ama Dünyalara Bedel O Ufacık Sıcaklık Kadına Ne Kadar da Uzaktı...
Hiçbir Zaman Hissedemeyecek miydi Yoksa?
Alışmıştı Kadın Acıların Duygularını Olgunlaştırmasına...
Karşılık Bulamadığı Sevgisinin Uğrunda Yok Olmaya...
Alışmıştı Sevgiye Susamış Bu Gönlün Hep Horlanılmasına...
Yine Sevdiği Adama Kızamıyordu; Çünkü O Sevgiyi Tatmamıştı...
Kadın Sevmişti, Seviyordu, O Yüzden Acılara Üzüntülere Aldırmıyordu...
İmkansız Bir Sevdanın Uğrunda Yapabileceği Bir Şeyin Olmadığını Çok İyi Biliyordu...
İçinde Kopan Fırtınalara Aldırmadan Büyütüyordu Sevdasını İçinde...
Kadın Seviyordu... 
Sevmek Her Şeye Bedeldi ve Değer Diyordu, Ama Kadının Büyüttüğü O Aşk, Adamın Ellerinde Bir Kum Tanesi Kadar Küçücüktü...!

Ve Yazdı İşte Yine Kadın:

Senden Öncede Sevdim…
Sevdim Sanmışım…
Boşa Zaman Harcamışım…
Boşa Kendimi Yıpratmışım…
Değmez Bir İnsana Günlerimi Bağlamışım…
Olmadı Yapamadım Daha Fazla Savaşamadım…
Heba Edemedim Kendimi Onlara…
Vazgeçtim Sevgiden Sevmekten…
Kaçtım Günlerimi Sömürenden…
Kapadım Tüm Kapıları Yüzüne
Geri Dönmesin Diye…

Senden Sonra Sevgiyi Öğrendim Ben…
Sevmeyi Öğrettin Yeniden…
Sabah Varlığın’a Uyanmanın Mutluluğunu,
Gece Varlığın’la Uyumanın Huzurunu Verdin Bana…
Minnettarım Sana…
Güzeldi Yaşadığımız...
Yaşamaya Değer Dediğimiz Her Şey...
Seni Sevmek, Seninle Olmak Güzeldi... 
Güzel Olan Ne Varsa İçinde Sen Olduğun İçin Güzeldi, Çok Anlamlıydı ve Özeldi...
İçimde Büyüttüm Ben Sana Olan Sevgimi..
Gün Geçtikçe Daha da Korlaştı,
Yandı,
Yaktı...
Ateş Bendim; Küller İse Sevgim...
Sana Bakmakta Güzeldi..
Gözlerinde Dalıp Kaybolmakta...
Senli Günlerin Anlamlılığını Kelimelere Anlatmak Yetmiyor İşte...
Anlatılamayan Bir Şey....
Anlatmaya Kalksam Anlaşılamayacak Duygu.. 
Bendeki Sevginin Bu Denli Yoğun Oluşunu 
Ben Bile Daha Yeni Yeni Anlayabilmişken, Sana Nasıl Anlatabilirim ki?
Geçen Bunca Zamanda Bir Çok Şey Öğrendim... 
Birini Gerçekten Çok Sevip; "Benim" Demeyi, Sahiplenmeyi, "Seninim" Deyip Başka Elleri Tutmamayı...
Ağlamayı,
Üzülmeyi, 
Sevdiğini Kaybetme Korkusu İçinde Hüzünlenmeyi... 
Bunları Düşününce Sana Asla Kızmıyorum, Sana Olan Sevgim, Sadakatim Unutturdu Hepsini... 
Beni O Kadar Mutlu Ettin ki; İlk Defa Yüreğim Böyle Sevdi Birini... 
İlk Sevgimin Böylesine Derin Olacağını Hiç Ummadan Sen Bana Öylesine Güzel Duygular Yaşattın.. 
Acaba Ben Sana Anlatabileceğin, Anımsayacağın Kadar Güzel Anılar Yaşattım mı? 
Belki de Ben Aynı Şeyleri Sana Hissettiremedim, Ama Seni Gerçekten Çok Ama Çok Sevdim... 
Geriye Dönüp Baktığımda Ne Kadar da Çok Şey Yaşamışım, Ne Kadar Güzel ve Özel Diyorum... 
Yaşattığın Her Şey İçin Teşekkürler Sevgili...

Kaderimin Kalemi Kırılmışken Ne Engel Olabilir ki Gidişlere?
Terk Edişlere?
Bekleyişlere?
Yana Yakıla Ağladım...
Kalktım Ya da Kalktığımı Sandım... 
Ama Her Düşüşte Bir Yanımı Daha Kaybettim...
Yaşamak Ağır Geldi...
Belkide Kalmak Değildi Çözüm...
Sondu, Belki En Son...!
Durmalı,
Durdurmalı Artık...
Kaybedecek Ne Kaldı ki?
Gidilen Yolların Ne Önemi Var Şimdi?
Susulan Zamana Acımanın?
Kalp Kırılmış,
Aşk Düşmüş Artık Avuçlardan...!








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.